Examples of using "заниматься" in a sentence and their turkish translations:
Öğrenmek zorundayım.
Çalışacağım.
Çalışmaktan yoruldum.
Canım çalışmak istemiyor.
Bunu yapmaktan bıktım.
- Daha fazla ders çalışmalısın.
- Daha çok çalışmalısın.
O, ona çalışmasını söyledi.
O, ona çalışmasını söyledi.
- Daha fazla çalışmalısın.
- Daha fazla çalışmak zorundasın.
Daha çok egzersiz yapmalısın.
O, ona çalışmasını söyledi.
Sanırım benim için çalışma zamanıdır.
- Boş boş durma.
- Boş boş durmayın.
Ben çalışıyor olmalıyım.
Ders çalışacağım.
- Okumaya çalışıyorum.
- Öğrenmeye çalışıyorum.
- Ders çalışmaya çalışıyorum.
- Eğitim almaya çalışıyorum.
Yarın çalışmak zorunda kalacağım.
Canım yapmak istemiyor.
O doktorluktan men edildi.
Onlara daha çok çalışmalarını söyledim.
Daha fazla dil bilgisi çalışmalısın.
Bu gece çalışmak istemiyorum.
Bana Fransızca çalıştırma.
Çalışmak için çok yorgunum.
Artık bunu yapamayabilirsin.
Spor yapmayı sever misiniz?
Korunmasız seks yapmak tehlikelidir.
Daha çok çalışmalısın.
Her gün egzersiz yapacağım.
Daha fazla çalışman gerekiyor.
Günlük olarak egzersiz yapmak son derece önemlidir.
İngilizce eğitimi göreceğim.
- Çalışmamı bölme.
- Çalışmama müdahale etme.
İş yapmak gerçekten zor.
Hadi ders çalışalım.
Şimdi çalışmak zorundayım.
Üzgünüm, çalışmak zorundayım.
Canım şu anda çalışmak istemiyor
Bahçeyle ilgilenmeyi çok severim.
Geceleri çalışmayı tercih ederim.
Bununla ilgilenecek zamanım yok.
Tom bunu yapmak için çok yaşlı.
Arkadaşım çalışmak için kütüphaneye geliyor.
Çalışmak zorundayım.
Yorgunum ama çok çalışacağım.
Bu öğleden sonra İngilizce çalışacağım.
Çalışmaktan usandım. Dışarı içmeye gidelim.
Artık onu yapmak istemiyorum.
Bugün Fransızca çalışmayalım.
Gündüz ders çalışmayı mı yoksa gece ders çalışmayı mı tercih ediyorsun?
Acısı koşuyu bıraktıracak derecede çoğalmıştı hatta.
Öğretmen daha çok çalışmamı söyledi.
Spor yapmaya ihtiyacın yok.
Böyle bir gürültüde ders çalışmak imkansızdır.
Ders çalışamayacak kadar açım.
O bugün ders çalışmak istemiyor.
Şimdi canım onu yapmak istemiyor.
Bugün canım bunu yapmak istemiyor.
Onu yapmak istemiyorum.
Gösteri işinde olmak istiyorum.
Bunu yapmayacağım.
Her gün çalışmaya karar verdim.
Övgü öğrencileri çok çalışmaya teşvik eder.
Canım bugün Fransızca çalışmak istemiyor.
Tom kütüphaneye ders çalışmaya gitti.
- Büyükannem örgü örmeyi seviyor.
- Anneannem örgü örmesini sever.
- Babaannem örgü yapmayı sever.
Bugün çalışmanıza gerek yok.
Ders çalışmak için çok yorgundu.
Ben iş stratejisi ile ilgilenmek istiyorum.
Bu yaz ne yapıyor olacaksın?
Hiç kimse çamaşır yıkamaktan hoşlanmıyor.
Çalışmaya başlamak istiyorum.
Ben burada çalışamam.
Şu andan itibaren daha çok çalışmak zorunda kalacaksın.
Hiç gönüllü iş yaptın mı?
Tom çalışmak için çok yorgun.
Egzersizleri yapmaya başlamalıyım.
Yoga yapmaya başlamalıyım.
Tom yapmak istediği şey o değil.
Bunu yapmaya devam etmek istiyorum.
Tom Fransızca okumayı sevmiyor.
Bunu daha sonra yapacağım.
Tom bugün çalışmak istemiyor.
Bugünden itibaren okumaya başlayacağım.
Boş zamanında ne yapmaktan hoşlanırsın?
O kadar yorgunum ki çalışamam.
Bence bunu yapıyor olmamalıydık.
Bunu yapmak isteyip istemediğimizi bilmiyorum.
Canım bunu yapmak istemiyor.
- Bunu yapmak için hiç havamda değildim.
- Bunu yapacak hâlim yoktu.
- Bunu yapma modunda değildim.
- Bunu yapasım yoktu hiç.
Boş zamanlarında ne yapmayı seversin?
Gençken daha çok çalışmalıydım.
Kalktığın zaman, okuyor olacak.
Yarın on saat çalışmak zorunda kalacağım.
TV'yi kapattı ve ders çalışmaya başladı.
- Ben çalışacağım.
- Çalışacağım.
Tom bunu yapmak istemeyebilir.