Examples of using "устала" in a sentence and their turkish translations:
Yorgunum.
O yorgun.
Hayır, yorgunum.
Çok yorgunum.
Yorgun değil misin?
Sekreter yazmaktan usandı.
- Çok yorgunum!
- O kadar yorgunum ki!
- Çok yoruldum!
- Yorgun musun?
- Yorgun musunuz?
- Yoruldun mu?
- Yoruldunuz mu?
Tom Mary'nin yorgun olduğunu fark etti.
Ama ağlayamayacak kadar yorgundum.
Şu an gerçekten yorgunum.
Mayuko yorgunluktan ölüyordu.
Eğer yorgunsan yatmaya git.
Liisa gürültüden bıktı.
- Ben yorgunum.
- Yorgunum.
- Ben çok yorgunum.
- Çok yorgunum.
Ben işimden bıktım.
O çalışmak için çok yorgun.
Yorgunsa onun uyumasına izin verelim.
O yorgundu fakat çalışmaya devam etti.
Tom Mary'nin yorgun olduğunu biliyordu.
Tom Mary'nin yorgun olduğunu düşündü.
Tom Mary'nin yorgun olduğunu söyledi.
Dans etmekten usandım.
Ben oyun oynamaktan bıkıyorum.
- Ben eğitimden yoruldum.
- Okumaktan bıktım.
Ben okumaktan yoruldum.
- Ben çok yorgunum.
- Yorgunluktan geberiyorum.
Çeviri yapmaktan bıktım.
Ben yürümekten usandım.
- Ben çok yorgunum.
- Çok yorgunum.
- Ben çok yoruldum.
Yorgun değilim.
Ben bu monoton hayattan bıktım.
Yazı yazmaktan usandım.
İnanılmaz biçimde yorgunum.
- Ben yorgunum.
- Yorgunum.
Beklemekten usandım.
Biraz yorgunum.
Sadece yorgunum.
Aniden yoruldum.
Çok yorgunum.
Sen yorgunsun.
Hasta olmaktan bıktım.
Ben zaten yorgunum.
Ben çok yorgunum
Hayır, yorgunum.
Öyle yorgunum ki!
Tom Mary'nin ne kadar yorgun olduğuna dair hiçbir fikri yoktu.
Bugün yorgunum.
Tom Mary'nin çok yorgun olduğunu söyledi.
Tom Mary'nin yorgun olmadığını söyledi.
Tom, Mary'nin yorgun olduğunu düşünmüyordu.
Tom Mary'nin yorgun olmadığını söylüyor.
Tom Mary'nin biraz yorgun olduğunu söyledi.
Tom Mary'nin yorgun olduğunu düşünmüyor.
Mary bana çok yorgun olduğunu söyledi.
Tom bana Mary'nin yorgun olduğunu söyledi.
Ben hayli yorgunum.
Yorgunum ve eve gitmek istiyorum.
Bugün çok yorgunum.
O yorgun olmasına rağmen çalışmaya devam etti.
Mayuko çok yorgundu.
Ayrıca o çok yoruldu, yürüyemiyor.
Uykulu musun, sevgilim?
Ellen o kadar yorgundu ki o yatmaya erken gitti.
Nancy yorgun görünüyor.
Mary yorgun ama mutlu olduğunu söyledi.
Hızlı koşmaktan yoruldum.
Ben bu tür bir hayatı yaşamaktan usandım.
Ondan usandım.
O kadar yorgunum ki daha fazla yürüyemem.
Ben onu duymaktan usandım.
Ben hiç yorgun değilim.
Yaşamaktan bıktın mı?
Şimdi gerçekten yorgunum.
Tom'u dinlemekten bıktım.
Dikkatli olmaktan yoruldum.
Çok yorgun değilim.
Yorgunum. Eve gidelim.
TV izlemekten usandım.
Gerçekten yaşamaktan bıktım.
Yorulmadım bile.
Henüz yorgun değilim.
Şu anda çok yorgunum.
Ben bugün biraz yorgunum.