Examples of using "жидкость" in a sentence and their turkish translations:
Su bir sıvıdır.
Çok sıcak ve ben susadım.
sürekli değişiyor. Çünkü akışkan
Bu saydam sıvı zehir içerir.
Buz erirse, sıvı olur.
ve bu bitkinin sıvısını almak
Bundan mı sıvı çıkarmayı deneyelim, altınfıçı kaktüsünden mi?
bu sıvıların çıkmaya başladığını görebilirsiniz.
Bundan mı sıvı çıkarmayı deneyelim, altınfıçı kaktüsünden mi?
bir çeşit kahverengimsi ,sarımsı akışkan olmayan yeşil sıvı.
ama eklem çevresindeki sıvılar gayet iyi görünüyor.
Bu saydam sıvı bir tür zehir içerir.
Bu yapışkan sıvı tutkal olarak kullanılabilir.
Şişede mürekkep yerine, ne olduğu belirsiz bir sıvı vardı.
Şişede mürekkep yerine bir tür garip bir sıvı vardı.
Yani, suyu süzmek için kullandım, sıvı elde etmek için çamur süzdüm,
Terli bir atkıdan geçmiş olan altınfıçı kaktüsü suyu gibisi yoktur.
Pekâlâ, demek bu geyik boynuzlarından sıvı çıkarmaya çalışmamı istiyorsunuz?
işte içerisi akışkan olduğu için çıktığı nokta ile
Ama bunlar geyik boynuzuysa sıvı ihtiyacınızı karşılayacaktır ve bu bitkinin sıvısını almak
Ama ben duş musluğunu açmak için çalıştığımda, bu siyah kabarcıklı sıvı dışarı çıktı.
Onlar amniyotik sıvının aşağı yukarı deniz suyu ile aynı bileşime sahip olduğunu söylüyorlar.