Examples of using "меняется" in a sentence and their turkish translations:
O durum değişiyor.
Dünya her dakika değişiyor.
Hiçbir şey değişmez.
...daha şimdiden baştan tanımlanıyor.
yine değişiyor
ne değişiyor?
İşler değişir.
Toplum değişiyor.
Boston değişiyor.
İklim değişiyor.
Dünya değişiyor.
beyninizi değiştirebiliyor olmanız.
Şartlar hızla değişiyor.
Moda çabucak değişir.
Dünya hızla değişiyor.
Hava sık sık değişir.
Bir şey değişiyor.
İşler şimdi değişiyor.
İklimimiz değişiyor.
Hastaların durumu her gün değişir.
- Hava saatten saate değişir.
- Hava durumu saatten saate değişir.
Her şey değişir.
Her şey zamanla değişir.
Hiçbir şey değişecek gibi görünmüyor.
Şartlar oldukça hızlı değişiyor.
Her şey akar ve hiçbir şey kalmaz.
Dünya hızla değişiyor.
Pekin çok hızlı değişiyor.
Bir savaştan sonra her şey değişir.
Hiç kimse değişmez.
Hava günden güne değişir.
Dünya gitgide artan bir hızla değişiyor.
Dünyamız çok hızlı değişiyor
Gelgit nihayet tersine dönüyor.
sürekli değişiyor. Çünkü akışkan
Pekin büyük bir hızla değişiyor.
Altının fiyatı günden güne değişiyor.
Gezegenimiz gözlerimizin önünde değişiyor.
öylesine hızla değişen bir dünyada yaşıyoruz ki.
hücrelerin şeklini değiştirir ve yaprak düşer.
Işık kırmızıdan yeşile doğru değişiyor.
İnsanlar dünyanın değiştiğini anlamalılar.
Doğa değişiyor.
İngiltere'de hava çok sık değişir.
Burada, beynin fiziksel yapısı değişiyor.
Kayalık havuzunun oyuncuları her gelgitte değişir.
yani yine kedi içerisinde çeşitlilik gösteriyor
güney manyetik alanı her 11 yılda 1 yer değiştiriyor
Başta her şey aynı gibi görünüyor.
Ama hikâyelerle olan meşguliyetimiz değişse bile
O anda tüm bakış açım değişiyor
En ikonik bazı yaratıklar hakkında bildiklerimiz şimdiden baştan tanımlanıyor.
O asla değişmez.
Şartlar o kadar hızlı değişiyor ki bu beni korkutuyor.
Kelimeyi büyük harfle yazınca anlamı biraz daha farklı oluyor.
Kuzey veya güneyindeyse... ...mevsimler değiştikçe bu denge bozulur.
ve yukarılara doğru mermerin rengindeki değişimin farkındaydım.