Translation of "Vidas" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Vidas" in a sentence and their turkish translations:

- Transplantes salvam vidas.
- Os transplantes salvam vidas.

Nakiller hayat kurtarırlar.

Médicos salvam vidas.

Doktorlar hayatlar kurtarır.

Somos salva-vidas.

Biz can kurtaranlarız.

Estamos salvando vidas.

Biz hayat kurtarıyoruz.

... e revelar vidas secretas...

İçindeki gizli hayatları ortaya çıkarabiliyoruz.

Tudo pelas vossas vidas,

Hepsi hayatınız uğruna,

Tom é salva-vidas.

Tom bir cankurtaran.

Filiberto tem duas vidas.

Fliberton'un iki hayatı var.

Tom salvou nossas vidas.

Tom hayatlarımızı kurtardı.

- Um numero incalculável de vidas foram perdidas.
- Inumeráveis vidas foram perdidas.

Pek çok hayat kayboldu.

Se eu tivesse duas vidas,

iki hayatım olsa

Quanto as suas vidas mudaram?

Hayatlarınız ne kadar değişti?

Os gatos têm nove vidas.

Kediler dokuz canlıdır.

Quantos botes salva-vidas há?

Kaç filika var?

Você é um salva-vidas.

Sen bir cankurtaransın.

Um gato tem sete vidas.

Bir kedinin yedi canı vardır.

Tom só tem cinco vidas.

Tom'un sadece beş sağlıklı noktası var.

íamos pagar com as nossas vidas

hayatımızla ödeyecektik.

Muitas vidas foram perdidas no acidente.

Kazada çok sayıda canlı kayboldu.

As doações de órgãos salvam vidas.

Organ bağışları hayatlar kurtarır.

Quatro famílias perderam suas vidas no incêndio.

Yangında dört aile öldürüldü.

Quatro famílias perderam suas vidas no fogo.

Dört aile yangında hayatını kaybetti.

Você não está com colete salva-vidas.

Bir cankurtaran yeleğin yok.

O vidro blindado já salvou muitas vidas.

Kurşun geçirmez cam zaten birçok hayatı kurtardı.

- Você consegue imaginar como as nossas vidas seriam sem a eletricidade?
- Você consegue imaginar como seriam nossas vidas sem a eletricidade?
- Vocês conseguem imaginar como seriam nossas vidas sem a eletricidade?
- Você pode imaginar como seriam nossas vidas sem a eletricidade?

Elektriksiz hayatımızın nasıl olacağını düşünebiliyor musun?

Tentando continuar suas vidas de uma maneira digerida

Sindirilmiş bir şekilde hayatlarına devam etmeye çalışıyor

Tom trabalhou como salva-vidas durante o verão.

Tom yaz boyunca bir cankurtaran olarak çalıştı.

As crianças são as flores de nossas vidas.

Çocuklar hayatlarımızın çiçekleridir.

Deveríamos aprender a ser disciplinados em nossas vidas.

Hayatlarımızda disiplinli olmayı öğrenmeliyiz.

Quero fazer algo parecido a um colete salva-vidas.

Yapmaya çalıştığım şey, bunu can yeleği gibi kullanmak.

De uma forma estranha, as nossas vidas espelhavam-se.

Garip bir şekilde, hayatlarımız birbirini yansıtıyordu.

E a vulnerabilidade de todas as vidas neste planeta.

Ve bu gezegende hepimizin hayatının ne kadar hassas olduğunu.

A música rodea as nossas vidas como o ar.

Müzik hayatımızı hava gibi çevreler.

A imaginação afeta todos os aspectos das nossas vidas.

Hayal hayatlarımızın her yönünü etkilemektedir.

- Todos os dias perdiam-se ali muitas vidas humanas em lutas políticas.
- Extinguiam-se ali, diariamente, muitas vidas humanas em conflitos políticos.

Orada siyasi anlaşmazlıklarda her gün birçok insan hayatını kaybetti.

Porque ajuda a conter disseminação do vírus e salvar vidas.

Çünkü bu, hastalığın yayılımını kontrol altında tutuyor ve hayatlar kurtarıyor.

Um milhão de pessoas perderam as suas vidas na guerra.

Bir milyon kişi savaşta hayatını kaybetti.

Confrontos no dia da eleição ceifaram pelo menos mais 10 vidas.

Seçim günü, protestocular arasında en az 10 can kaybının daha yaşadığını iddia ediliyor

A guerra na Espanha acabaria por custar vidas de 240.000 soldados franceses:

İspanya'daki savaş en sonunda 240.000 Fransız askerine mal olacaktı:

O que médicos deviam fazer é salvar vidas e lutar contra a morte.

Doktorların yapması gereken şey hayatları kurtarmak ve ölüme karşı mücadele etmek.

E recuperar frascos de antídoto para salvar vidas que seriam transportados para um hospital próximo.

götüren bir uçağın enkazını bulduğum bir görevi yeni tamamladım.

Então os pramitas encontraram o lugar mais importante entre os eventos misteriosos em nossas vidas

böylece pramitler hayatımızdaki gizemli olaylar arasında kendine en önemli yeri buldu

Talvez todos os dragões de nossas vidas sejam princesas que estejam apenas esperando para nos ver uma vez belos e corajosos.

Belki de hayatımızdaki tüm ejderhalar, sadece bir zamanlar güzel ve cesur görmeyi bekleyen prenseslerdir.