Translation of "Salvou" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Salvou" in a sentence and their turkish translations:

Tom me salvou.

Tom beni kurtardı.

Ele me salvou.

O beni kurtardı.

- Alguém me salvou a vida.
- Alguém salvou a minha vida.

Birisi benim hayatımı kurtardı.

- Foi você quem me salvou?
- Foi você que me salvou?

Beni kurtaran kişi sen misin?

Você salvou todos nós.

Hepimizi kurtardın.

Ele salvou um marinheiro.

O, bir denizci kurtardı.

Ele salvou a princesa.

O, prensesi kurtardı.

Ele salvou a situação.

O, durumu kurtardı.

Isso salvou minha vida.

Hayatımı kurtardı.

Tom salvou a todos.

Tom herkesi kurtardı.

Tom salvou nossas vidas.

Tom hayatlarımızı kurtardı.

Tom salvou-a do incêndio.

Tom onu yangından kurtardı.

Ele me salvou do perigo.

O beni tehlikeden kurtardı.

Ele salvou a minha vida.

O benim hayatımı kurtardı.

Quem foi que Batman salvou?

- Batman kimi kurtardı?
- Yarasa adam kimi kurtardı?

Tom salvou a sua vida.

Tom yaşamını kurtardı.

O Tom salvou todos nós.

Tom hepimizi kurtardı.

Você salvou a minha vida.

Hayatımı kurtardın.

E salvou o mundo do apocalipse.

ve dünyayı kıyametten kurtardı.

O medicamento salvou a vida dela.

İlaç onun hayatını kurtardı.

Tom salvou a vida de Mary.

- Tom, Mary'nin hayatını kurtardı.
- Tom, Mary'nin yaşamını kurtardı.

Ele se salvou, de alguma maneira.

Bir yolunu bulup kendini kurtardı.

De algum modo, ele se salvou.

Her nasılsa kendini kurtardı.

O airbag salvou a minha vida.

Hava yastığı hayatımı kurtardı.

Foi Tom que salvou a garota.

Kızı kurtaran Tom'du.

Ele salvou a criança do incêndio.

Çocuğu yangından kurtardı.

- Eu acho que foi isso que nos salvou.
- Eu acho que é isso que nos salvou.

- Sanırım bizi o kurtardı.
- Bizi kurtaranın o olduğunu düşünüyorum.

O cachorro salvou a vida da menina.

Köpek kızın hayatını kurtardı.

Você já salvou a vida de alguém?

Birinin hayatını kurtardın mı hiç?

O policial salvou o menino do afogamento.

Polis çocuğu boğulmaktan kurtardı.

O vidro blindado já salvou muitas vidas.

Kurşun geçirmez cam zaten birçok hayatı kurtardı.

Este cão salvou a vida da garota.

Bu köpek kızın hayatını kurtardı.

- Você salvou minha vida.
- Você salvou a minha vida.
- Tu me salvaste a vida.
- Salvaste-me a vida.

Sen benim hayatımı kurtardın.

- Você estava morrendo, mas o médico salvou sua vida.
- Tu estavas morrendo, mas o médico salvou tua vida.

Ölüyordun ama doktor senin hayatını kurtardı.

Ele matou o dragão e salvou a princesa.

O, ejderhayı öldürdü ve prensesi kurtardı.

- Quantas pessoas você salvou?
- Quantas pessoas vocês salvaram?

Kaç kişi kurtardın?

O jovem salvou a garota de um bando de bandidos.

Genç adam kızı bir grup serseriden kurtardı.

O bravo cavalheiro salvou a bela princesa do dragão malvado.

Cesur şövalye, güzel prensesi kötü ejderhadan kurtardı.

O médico salvou as quatro pessoas que se envolveram no acidente.

Doktor kazaya karışan dört kişiyi kurtardı.