Translation of "Vermelha" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Vermelha" in a sentence and their turkish translations:

- A luz ficou vermelha.
- A luz se tornou vermelha.

Işık kırmızıya döndü.

- Eu tenho uma bicicleta vermelha.
- Tenho uma bicicleta vermelha.

Kırmızı bir bisikletim var.

- Não escreva com tinta vermelha.
- Não escrevam com tinta vermelha.

Kırmızı mürekkeple yazma.

- Essa maçã é muito vermelha.
- Esta maçã é bem vermelha.

Bu elma çok kırmızı.

- Essa é uma caneta vermelha?
- Aquela é uma caneta vermelha?

O kırmızı bir kalem mi?

A luz ficou vermelha.

Işık kırmızıya döndü.

A maçã é vermelha.

Elma kırmızı.

A cereja é vermelha.

Kiraz kırmızıdır.

Comprei uma gravata vermelha.

- Ben kırmızı bir kravat aldım.
- Kırmızı bir kravat aldım.

A flor é vermelha.

Çiçek kırmızı.

A casa é vermelha.

Ev kırmızıdır.

Vi a luz vermelha.

Ben kırmızı ışığı gördüm.

A maçã é vermelha?

Elma kırmızı mı?

Qual fruta é vermelha?

Hangi meyve kırmızıdır?

A formiga era vermelha.

Karınca kırmızıydı.

- Ela estava usando uma saia vermelha.
- Ela estava vestindo uma saia vermelha.

O, kırmızı bir etek giyiyordu.

- Maria estava vestindo uma saia vermelha.
- Maria estava usando uma saia vermelha.

Mary kırmızı bir etek giyiyordu.

A sua cor é vermelha.

Onun rengi kırmızıdır.

Antares é uma estrela vermelha.

Antares kırmızı bir yıldızdır.

A casa vermelha é nova.

Kırmızı ev yeni.

Eu gosto de carne vermelha.

Kırmızı etten hoşlanırım.

Essa maçã não é vermelha.

Bu elma kırmızı değildir.

Tom não come carne vermelha.

Tom kırmızı et yemez.

Ela começou a ficar vermelha.

O kızarmaya başladı.

Sim, a maçã é vermelha.

Evet, elma kırmızı.

Eu não como carne vermelha.

Ben kırmızı et yemem.

A minha bicicleta é vermelha.

- Bisikletim kırmızı.
- Benim bisikletim kırmızı.

- Uma luz vermelha brilhava na escuridão.
- Uma luz vermelha estava brilhando na escuridão.

Karanlıkta bir kırmızı ışık parlıyordu.

- Eu preciso de uma caneta esferográfica vermelha.
- Preciso de uma caneta esferográfica vermelha.

Bir kırmızı tükenmez kaleme ihtiyacım var.

Pode ser vermelha, verde ou amarela,

Kırmızı, yeşil ve sarı olabiliyorlar.

Há uma rosa vermelha no vaso.

Vazoda kırmızı bir gül var.

Ela está segurando uma flor vermelha.

O kırmızı bir çiçek tutuyor.

Ontem eu comprei uma camiseta vermelha.

Dün kırmızı bir gömlek aldım.

Eu nunca vi uma geladeira vermelha.

Hiç kırmızı bir buzdolabı görmedim.

Tom estava usando uma bandana vermelha.

Tom kırmızı bir kafa bandı giyiyordu.

Tom estava usando uma camisa vermelha.

Tom kırmızı bir gömlek giyiyordu.

Ela ficou vermelha como um tomate.

O domates gibi kırmızıydı.

A cara de Tom ficou vermelha.

Tom'un yüzü kızardı.

Geralmente eu não como carne vermelha.

Ben genellikle kırmızı et yemem.

Tom está usando uma camisa vermelha.

Tom kırmızı bir gömlek giyiyor.

- "Você quer uma camiseta?" "Sim, quero uma vermelha."
- "Você quer uma camisa?" "Sim, quero uma vermelha."

Bir tişört istiyor musun?" "Evet, kırmızı olanı istiyorum."

Qual vinho combina mais com carne vermelha?

Kırmızı etle en iyi hangi şarap gider?

- Ela está corando.
- Ela está ficando vermelha.

O kızarıyor.

Ela estava vestida com uma blusa vermelha.

O kırmızı bir bluz giymişti.

- É vermelho.
- Isso é vermelho.
- É vermelha.

Bu kırmızı.

Meu padrinho me deu aquela camisa vermelha.

O kırmızı gömleği bana vaftiz babam verdi.

Comer carne vermelha é prejudicial à saúde?

Kırmızı et yemek sağlıksız mıdır?

O Tom decidiu comprar uma viatura vermelha.

Tom kırmızı bir araba satın almaya karar verdi.

- Ela colocou todas as suas joias numa caixinha vermelha.
- Ela pôs todas as suas joias numa caixinha vermelha.
- Ela colocava todas as suas joias numa caixinha vermelha.

Bütün mücevherlerini küçük kırmızı bir kutuya koydu.

A bandeira francesa é azul, branca e vermelha.

Fransız bayrağı mavi, beyaz ve kırmızı.

- Não tem fio vermelho.
- Não tem linha vermelha.

Kırmızı iplik yok.

Comprei a bicicleta preta em vez da vermelha.

Kırmızı olanın yerine siyah bisikleti aldım.

- Você está ficando vermelho.
- Você está ficando vermelha.

Kızarıyorsun.

Ele trazia uma faixa vermelha cruzada ao peito.

O göğsüne kırmızı bir fular taktı.

A bandeira italiana é verde, branca e vermelha.

İtalyan bayrağı, yeşil, beyaz ve kırmızıdır.

Onde está a gravata vermelha que comprei para você?

Sana aldığım kırmızı kravat nerede?

As bolas prateadas estão em volta da bola vermelha.

Gümüş toplar kırmızı topun etrafında.

A bola branca pesa tanto quanto a bola vermelha.

Beyaz top kırmızı top kadar ağırdır.

A Cruz Vermelha é uma organização sem fins lucrativos.

Kızılhaç kar amacı olmayan bir örgüttür.

Meu pai pintou a caixa de correio de vermelha.

Babam posta kutusunu kırmızıya boyadı.

Quero uma caneta azul, uma vermelha e uma preta.

Mavi bir tükenmez kalem, kırmızı ve siyah bir tükenmez kalem istiyorum.

Minha camisa é vermelha e meus sapatos são azul-escuros.

Gömleğim kırmızı ve ayakkabım koyu mavidir.

Você vai pegar a pílula vermelha ou a pílula azul?

Kırmızı hapı mı yoksa mavi hapı mı alacaksın?

As cores da bandeira americana são vermelha, branca e azul.

Amerikan bayrağının renkleri kırmızı, beyaz ve mavidir.

Ele me surpreendeu fitando-o e fiquei vermelha de vergonha.

Ona bakmamı yakaladı ve benim yüzüm kızardı.

A Cruz Vermelha socorre as vítimas de desastres sem demora.

Kızıl Haç gecikme olmadan felaket kurbanlarına yardım sağlıyor.

A Grande Mancha Vermelha de Júpiter é uma enorme tempestade.

Jüpiter'in Büyük Kırmızı Leke'si dev bir fırtınadır.

Eu acho que essa camisa não combina com uma gravata vermelha.

Bu gömleğin kırmızı bir kravatla uyacağını sanmıyorum.

Eu não acho que essa camisa combine com esta gravata vermelha.

Bu gömleğin o kırmızı kravatla uyacağını sanmıyorum.

Você sabia que se misturar tinta vermelha e azul obterá o roxo?

Kırmızı ile mavinin karışımından mor elde edildiğini biliyor muydunuz?

O Sol se tornará uma gigante vermelha em aproximadamente cinco bilhões de anos.

Güneş yaklaşık 5 milyar yıl içinde kırmızı bir dev olacaktır.

A carne de frango é branca, enquanto que a de boi é vermelha.

- Tavuk eti beyazdır, halbuki bir öküzünkü kırmızıdır.
- Dana eti kırmızıyken tavuğunki beyazdır.

Há várias flores. Uma é vermelha, outra é branca e as demais são amarelas.

Birçok çiçek var. Biri kırmızı, bir başkası beyaz ve kalanları sarı.

Tom ergueu sua taça de vinho para ver à contraluz a bela cor vermelha.

Tom ışığa karşı güzel kırmızı rengi izlemek için şarap kadehini kaldırdı.

O médico disse a Tom para diminuir a quantidade de carne vermelha que ele comia.

Doktor Tom'a yediği kırmızı et miktarını azaltmasını söyledi.

- A Lady Gaga deu um milhão para a Cruz Vermelha para ajudar as vítimas do furacão Sandy.
- A Lady Gaga doou um milhão para a Cruz Vermelha para ajudar as vítimas do furacão Sandy.

Lady Gaga Sandy kasırgası mağdurlarına yardım etmek için Kızıl Haç'a bir milyon dolar verdi.

Essa gravata vermelha não combina com o seu terno. Por que você não usa a verde?

O kırmızı kravat takım elbisene uymuyor-Niçin yeşil olanını takmıyorsun?