Translation of "Tinta" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Tinta" in a sentence and their turkish translations:

- Use tinta acrílica.
- Usem tinta acrílica.

Akrilik boya kullanın.

- Não escreva à tinta.
- Não escrevam à tinta.
- Não escreva a tinta.
- Não escrevam a tinta.

Mürekkeple yazmayın.

Tinta fresca.

Islak boya.

- A tinta acabou.
- Eu fiquei sem tinta.

Mürekkebim bitti.

- Ela escreveu à tinta.
- Ela escreveu a tinta.

O mürekkeple yazdı.

- Devo escrever à tinta?
- Devo escrever a tinta?

Mürekkeple yazmak zorunda mıyım?

- Não escreva com tinta vermelha.
- Não escrevam com tinta vermelha.

Kırmızı mürekkeple yazma.

Eu preciso de tinta.

Benim boyaya ihtiyacım var.

Isto não é tinta.

Bu mürekkep değil.

Eu fiquei sem tinta.

Mürekkebim bitti.

O mata-borrão absorve tinta.

Kurutma kağıdı mürekkebi emer.

Esta tinta sai muito facilmente.

- Bu boya çabuk çıkıyor.
- Bu boya kolay çıkar.

Minha caneta está sem tinta.

Kalemimin mürekkebi bitti.

A tinta ainda está fresca.

Mürekkep hala ıslak.

Esta tinta é a melhor.

Bu mürekkep en iyisidir.

A caneta está soltando tinta.

Kalem, mürekkep akıtıyor.

Tom derramou tinta na mesa.

Tom masanın üzerine mürekkep döktü.

Esta é a melhor tinta.

Bu en iyi mürekkep.

Minhas mãos estão manchadas de tinta.

Ellerim boya ile lekelendi.

A tinta da minha caneta acabou.

Dolma kalemimin mürekkebi tükendi.

Minha impressora está com pouca tinta.

Yazıcımın mürekkebi az.

Este papel não absorve a tinta.

Bu kağıt, mürekkebi emmez.

Esta mancha de tinta não sai.

Bu mürekkep lekesi yıkayarak çıkmaz.

Só me traz a tinta, tá?

Sadece bana mürekkep getir, tamam mı?

Quem derramou a tinta no chão?

- Yere kim mürekkep döktü?
- Mürekkebi yere kim döktü?

Ele estava todo coberto com tinta branca.

Her tarafı beyaz boya ile kaplandı.

Esta mata-borrão absorve bem a tinta.

Bu kurutma kağıdı mürekkebi iyi emer.

O artista desenhou com tinta da China.

Ressam Çin mürekkebiyle çizdi.

A tinta na porta ainda não está seca.

Kapıdaki boya henüz kuru değil.

Eu sempre escrevo cartas com pena e tinta.

Ben mektupları her zaman kalem ve mürekkeple yazarım.

Você sabia que se misturar tinta vermelha e azul obterá o roxo?

Kırmızı ile mavinin karışımından mor elde edildiğini biliyor muydunuz?

Ele está rindo de mim porque meus lábios estão manchados com tinta de lula.

Dudaklarım kalamar mürekkebi ile boyandığı için o bana gülüyor.