Examples of using "Terei" in a sentence and their turkish translations:
Başka şansım olmayacak.
Bıçağına el koymak zorunda kalacağım.
Bunu kendim yapmam gerekecek.
Ben onlara yardım etmek zorunda kalacağım.
Onu yapmama izin verilecek mi?
Bunu düşünmem gerekecek.
Eylülde on altı olacağım.
Kendim gitmek zorunda kalacağım.
İntikamımı alacağım.
Yarın direksiyon sınavım var.
Sen dönmeden önce ben muhtemelen gitmiş olacağım.
Geri geldiğin zaman, ben gitmiş olacağım.
Ona alışmak zorunda kalacağım.
Burada konaklamak zorunda kalacağım.
Bunu onlara söylemek zorunda kalacağım.
Ne kadar beklemem gerekiyor?
Ne kadar süre beklemek zorundayım?
Bu öğleden sonra bunu yapacak vaktim olacak.
Bir hafta içinde işi yaptıracağım.
Bu gece bir röportaj yapmak zorunda kalacağım.
Her yıl buraya gelmek zorunda kalacağım.
Programımı kontrol etmem gerekecek.
Birkaç hafta içinde otuz yaşında olacağım.
Öğleye kadar işi bitirmiş olacağım.
Bunu açıklamak için bir mektup yazmam gerekecek.
Sanırım sana bir ders öğretmek zorunda kalacağım.
Sanırım biraz daha beklemek zorunda kalacağım.
Bir saat içinde burada hazır olacağım.
Üzgünüm. 10 dakika geç kalacağım.
Bu biraz ışık verecektir. Tamam, şimdi yılanı bulmaya çalışalım.
Salıya kadar ev ödevimi bitirmiş olacağım.
- Gitmekten mutlu olurum.
- Gitmekten mutlu olacağım.
Bunu yapmak için zamanımın olup olmayacağını bilmiyorum.
Yarın sabah bir iş görüşmem var.
Programımın ne olduğuna bakmam gerekecek.
Çok sık geç gelirsen seni kovmak zorunda kalacağım.
Yılın sonuna kadar ehliyetimi edinmiş olacağım.
Sen Amerika'dan dönmeden önce, ben üniversiteden mezun olmuş olacağım.
Ne kadar meşgul olursam olayım çocuklarım için her zaman zamanım olacak.
Önümüzdeki yıl on altı yaşında olacağım.
Seni incitmek zorunda kalmak istemiyorum ama yoluma çıkarsan başka seçeneğim kalmayacak.
O gece pek çok kişinin gelebileceğini sanmıyorum. Örneğin, ben Londra'da olmalıyım.
Sana yardım etmek için yeterli zamanım olduğundan emin değilim.
- Ben size memnuniyetle yardımcı olurum.
- Size memnuniyetle yardımcı olurum.
- Ben size memnuniyetle yardımcı olurum.
- Size memnuniyetle yardımcı olurum.
- Memnuniyetle sana yardımcı olacağım.
Bu arada sana bir şey söylemek zorundayım.