Examples of using "Praticamente" in a sentence and their turkish translations:
Neredeyse hiçbir Norveçli hayatta kalamadı.
Biz hemen hemen aileyiz.
Bu sözlük neredeyse yararsız.
Köpeğim neredeyse her şeyi yer.
Siz pratikte ailesiniz.
Sen tam bir filozofsun.
- Biz tam erkek kardeşler gibiyiz.
- Biz neredeyse erkek kardeşler gibiyiz.
- Bunu neredeyse bedava aldım.
- Onu neredeyse bedavaya aldım.
- Onu neredeyse beleşe aldım.
- Biz neredeyse erkek kardeşler gibiyiz.
- Biz neredeyse biraderler gibiyiz.
Tom ve Mary neredeyse evlidir.
Yavrular tam erişkinliğe yaklaşmış olsalar da
Hemen hemen her gün Fransızca konuşuyorum.
Tom'un neredeyse hiç yakın arkadaşı yok.
Küçük bedeni neredeyse hiç ısı üretmiyor.
Bu yükseklikte, karanlığın içinde resmen kördür.
Bugün bile onun teorisi neredeyse inkar edilemez olarak kalmaya devam etmektedir.
O neredeyse ölüdür.
Neredeyse hiç İngilizce kitabım yok.
Tom fıstığın haricinde neredeyse her şeyi yiyebiliyor.
Dişi puma görebiliyor. Guanako ise neredeyse kör.
Yorgunluktan çatlamak üzere. Ama biliyor ki dişi yakında.
Bizim evimizle karşılaştırıldığında, onunki neredeyse bir saray.
O kadar soluktur ki, biz neredeyse kör oluruz.
Tom yapmak istediği her şeyi yapabilecek kadar zengin.
Yani neredeyse gezegendeki herkes hassas.
Tom hemen hemen her gün buraya gelir.
Neredeyse öğrenmek isteyebileceğin her dilde yerli konuşurlar tarafından hazırlanmış ses dosyalarını bulmak kolaylaşıyor.