Examples of using "Pouca" in a sentence and their turkish translations:
Çok az tercih hakkım vardı.
Bizim biraz suyumuz vardı.
- Biraz umut var.
- Pek az umut var.
Şişede biraz su var.
Burada biraz kar var.
Ben az et yiyorum.
Kovada az su var.
Bu kış çok az kar olacak.
Buzdolabında çok az yiyecek var.
Bu kuyuda çok az su var.
Bizim bu yıl çok az karımız vardı.
Bu yaz az yağmur aldık.
Başarı için biraz şans var.
Küçülen Ay, çok az ışık anlamına gelir.
Öğretmenlikte çok az deneyime sahiptir.
Bu noktada derinlik küçüktür.
Yazıcımın mürekkebi az.
Çok az kazanma şansımız var.
Yoğun şekilde iç içe geçmiş ağaçların arasında pek esinti yok.
Ve aynı zamanda suyum da azalmaya başladı.
İngilizce kullanmak için az fırsatımız var.
Az et ve bir sürü sebze yiyoruz.
Ama düşük ışıkta görmeye ayarlı kameralar...
Yağmur yağdığı için çok az sayıda kişi deniz kenarındaydı.
Hayat kısadır ama yeterince uzundur.
Ölümden çok az insan korkmaz.
Bana verdiğin bilgi az kullanılır.
Evet, suyum bu kadar azalmışken oraya gidecek olmak beni geriyor.
Genç yaşına rağmen çok iyi bir iş yaptı.
Çok az sayıda insan "hipster" kelimesinin ne anlama geldiğini biliyor.
Düşük ışıkta çekim yapabilen bir kamera bu donuk dünyayı bize gösteriyor.
Düşük ışığa duyarlı kameralar Mumbai sokaklarında kol gezen...
Yoksa az suyumuz kaldığını ve bunu doldurmam gerektiğini kabul edip
Yaşıyor olma ihtimali yok denecek kadar az.
Gözlerinde bulunan yansıtıcı katman çok az olan ışığı kuvvetlendirir.
Gecenin bir yarısı. Düşük ışığa duyarlı kameralar çarpıcı bir görüntü yakalıyor.
Batarya zayıf.
Düşük ışıkta çekim yapabilen bir kamera bir anne kutup ayısı ile iki yavrusunu tespit ediyor.
Çok az kişi onun partideki yokluğunu fark etti.