Examples of using "Perde" in a sentence and their turkish translations:
Bu yüzden kilo veriyor ve muazzam bir güç kaybına uğruyor.
Tom her zaman kaybeder.
Tom kolayca kaybolur.
Tom her zaman kaybolur.
O hiçbir şey kaçırmıyor.
Tom boşa zaman harcamaz.
Boşa zaman harcamazsın.
O, umudunu hiç kaybetmez.
Her halükarda kaybedersin.
Tom soğukkanlılığını asla kaybetmez.
O, her zaman şemsiyesini kaybediyor.
Boşa zaman harcamıyorsun, değil mi?
- Sarhoş olduğu zaman kendini kaybeder.
- Sarhoş olduğu zaman iradesini kaybeder.
- Sarhoşken hâkimiyetini kaybeder.
Tom her zaman şemsiyelerini kaybeder.
Kumar oynamayı sever ama genelde kaybeder.
O, bazen ümidini kaybeder.
Pasaportunun süresi ne zaman doluyor?
Tom yirmibir oyununda genellikle kaybeder.
Selden gelen suya gider.
- Tilki derisini kaybeder ama hilekarlığını değil.
- Can çıkar, huy çıkmaz.
Bizim takımın kazanması ya da kaybetmesi umurumda değil.
en son oyun bittiğinde ise kimin kuyusu daha derinse o oyunu kaybeder
Mary kolaylıkla öfkelenir.
Çocuğunuz öldüğünde, geleceğinizi kaybedersiniz.
Takımım hakkında övünemem. O her zaman maçları kaybeder.
- Haydan gelen huya gider.
- Selden gelen suya gider.
Süperiletkenlik, bir metal elektrik akımının akışına karşı tüm direncini kaybettiğinde meydana gelir.
Bir şeyin değerini onu kaybedinceye kadar asla fark etmezsin.