Examples of using "Muita" in a sentence and their turkish translations:
Birçok insan.
Biz çok su kullanırız.
Çok şey kaçırdım mı?
Çok fazla biber koydun.
Ben çok susadım.
Çok televizyon izler misin?
O çok eğlenceli.
Çok kar yağdı.
- Çok yakından dikkat edin.
- Pürdikkat kesilin.
- Tüm dikkatinizi verin.
Çok fazla rekabet var.
Çok su iç.
- Çok açım.
- Ben çok açım.
- Karnım çok aç.
- Çok acıkmışım.
- Çok açım.
- Ben çok açım.
- Karnım çok aç.
- Çok acıkmışım.
Ben çok şey görmedim.
Ben fazla bilmiyorum.
Gerçekten onları özlüyorum.
çok fazla bir furya patlamıştı
Ben korkunç açım.
- Çok şanslısın.
- Çok ballısın.
Çok fark etmez.
Çok yardım aldım.
O çok fazla yemek.
- Tom çok yiyecek israf eder.
- Tom bir sürü yiyeceği boşa harcıyor.
- Ben bir sürü et yedim.
- Çok et yerim.
Burada epey insan var.
- Mary çok fazla makyaj yapar.
- Mary çok fazla makyaj yapıyor.
- Mary aşırı makyaj yapıyor.
Çok fazla abur cubur yiyorsun.
Ben çok seçenek görmüyorum.
Biz gerçekten açız.
Çok fazla su kullanma.
O oldukça yetkili.
Çok okuma yapıyorum.
Tom'un çok cesareti var.
Çok acı hissediyorum.
Bu birçok kişiyi şaşırttı.
Çok ümit yok.
Onlar çok limonata içer.
Onun oldukça fazla kendine güveni var.
Tom çok sabırlı.
Tom çok su içti.
Bir sürü et yiyoruz.
Bu ay çok yağmurumuz oldu.
Çok şey söylemeyeceğim.
Biz evde çok bira içeriz.
Ben onu çok özleyeceğim.
- Bir sürü insan varsa, bundan nefret ediyorum.
- Çok fazla insan olmasından nefret ediyorum.
Ailesini çok özledi.
Bu birçok kişiye yardımcı olacak.
ve şimdi de çok özlüyoruz
başı fesli bir sürü insanlar var
Geçen yıl çok kar aldık.
Evde çok yiyecek vardı.
Platformda birçok iyi kişi vardı.
Ben çok acıktım.
- Çok su gerekli.
- Bol su gerekli.
Buzdolabında çok yiyecek var mı?
Temizlenecek çok çöp var.
Biz bu yıl çok yağmur aldık.
Risk çok büyük.
Ben onu birçok insandan duydum.
Bu ay çok yağış aldık.
O, fazla eğitim yapmadı.
Tom'un büyük bir acelesi vardı.
Tom'un birçok seçeneği yoktu.
Gerçekten aç değilim.
Bu, birçok kişi için geçerlidir.
Onu çok özlüyorum.
- Çok bira içmiyorum.
- Fazla bira içmem.
Çok acı çekiyordum.
Tom'un büyük bir acelesi var.
Bana çok şey öğrettin.
Şehirde bir sürü insan var.
Kesinlikle fazla yağ kullanıyorsun.
Tom çok baskı altında.
Onun çok acelesi vardı.
Ben şimdi çok açım.
Çok fazla TV izleme.
Tom çok eğitim almadı.
Bir sürü yiyecek geri getireceğim.
Kışın çok karımız vardır.
Çok suyum yoktu.
Kilerde bol miktarda yiyecek var.
Görünüşe göre fazla değişmemiş.
Geçen yıl çok kar yağdı.
Kazıklar yüksekti.
Çok seçeneğim yoktu.
Tom çok et yemez.
Hepimiz çok susamıştık.
- Çok açtık.
- Karnımız çok açtı.
Tom çok açtı.
- Tom çok şanslı.
- Tom çok ballı.