Translation of "Norte" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "Norte" in a sentence and their turkish translations:

Pólo norte, não é pólo norte?

kuzey kutbu, kuzey kutbu değil mi?

Na verdade, o pólo norte, pólo norte.

aslında kuzey kutbu, kuzey kutbu.

Pólo Norte magnético

kuzey kutbu demişken manyetik kuzey kutbu

Norte, sul. Bons indicadores!

Kuzey, güney. İyi göstergeler.

Encontra o pólo norte

kuzey kutbunu buluyor

Ela vem do norte.

O, kuzeyden geliyor.

Leste leste oeste norte leste

doğuyla batı kuzeyle güney

Do pólo norte do mundo

dünyanın kuzey kutbundan içeriye

Vindo do pólo norte magnético

manyetik kuzey kutbundan içeriye giriyor

Existe um polo norte magnético

birde manyetik kuzey kutbu var

Mostra o pólo norte magnético

manyetik kuzey kutbunu gösterir

Encontra o pólo norte magnético

manyetik kuzey kutbunu buluyor

Conheci uma garota norte-americana.

- Amerikalı bir kızla tanıştım.
- Bir Amerikalı kızla tanıştım.
- Bir Amerikalı kızla karşılaştım.

Este estudante é norte-americano.

Bu öğrenci bir Amerikalı.

Você gosta dos norte-americanos?

Kuzey Amerikalıları sever misin?

Estamos indo para o norte.

Kuzeye gidiyoruz.

Há pinguins no Polo Norte?

- Penguenler Kuzey Kutbu'nda mı yaşar?
- Penguenler Kuzey Kutbu'nda mı yaşarlar?

Que corra no norte do México.

bir nehir oluşturmalıyız.

Mostrando o pólo norte como este

kuzey kutbunu gösteriyor böyle

Será norte sul será leste oeste

kuzey güney olacak doğu batı olacak

Eu moro no norte da Suécia.

Ben Kuzey İsveç'te yaşıyorum.

A bússola aponta para o norte.

Pusula kuzeyi gösterir.

Nós rumamos direto para o norte.

Biz kuzeye doğru yöneldik.

Eu sou do norte da África.

Ben Kuzey Afrikalıyım.

O vento está vindo do norte.

Rüzgar kuzeyden esiyor.

Steve é um nome norte-americano.

Steve bir Amerikalı adıdır.

Com os degelos do norte da Sibéria.

yeni nehirler oluşturmalıyız.

Portanto, esta é a linha norte-sul.

Ve dolayısıyla bu da kuzey-güney hattım.

Placa da Arábia segue para o norte

Arap levhası ize kuzeye doğru ilerliyor

Mas o pólo norte geográfico que conhecemos

fakat bizim bildiğimiz coğrafi kuzey kutup

Dois estudantes norte-americanos dormem neste dormitório.

Bu yurtta iki Amerikalı öğrenci yaşıyor.

Edward Sapir foi um linguista norte-americano.

Edward Sapir, Amerikalı bir dilciydi.

Muhammad Ali é um boxeador norte-americano.

Muhammed Ali, Amerikalı bir boksördü.

Hokkaido está situada ao norte do Japão.

Hokkaido Japonya'nın kuzey kesiminde yer almaktadır.

- Eu sou americano.
- Eu sou norte-americano.

- Ben Amerikanım.
- Ben Amerikalıyım.
- Amerikalıyım.

O Papai Noel mora no Polo Norte.

Noel Baba Kuzey Kutbu'nda yaşar.

Os Estados Unidos ficam no hemisfério norte.

Amerika Birleşik Devletleri Kuzey Yarım kürededir.

Você deveria ter ido na direção norte.

Kuzeye gitmeliydin.

O norte ganhou a Batalha de Shiloh.

Kuzeyliler Shiloh Savaşını kazandı.

O hambúrguer é um famoso prato norte-americano.

Hamburger ünlü bir Amerikan yemeği.

Eles foram a uma expedição ao polo norte.

Kuzey kutbuna bir sefere gittiler.

O vento norte soprou continuamente todo o dia.

Kuzey rüzgarı bütün gün sürekli esti.

Stanley Kubrick foi um diretor cinematográfico norte-americano.

Stanley Kubrick, Amerikalı bir film yönetmenidir.

A maioria dos norte-americanos sabe falar inglês.

Amerikalıların çoğu İngilizce konuşabilirler.

A maioria dos norte-americanos não fala alemão.

Amerikalıların çoğu Almanca konuşamazlar.

Os norte-africanos não toleram injustiça e opressão.

Kuzey Afrikalıların adaletsizliğe ve zulme tahammülü yoktur.

O Canadá fica ao norte dos Estados Unidos.

Kanada Amerika Birleşik Devletlerinin kuzeyindedir.

Nosso escritório fica na face norte do edifício.

Bizim ofis binanın kuzey tarafındadır.

Walt Whitman é meu poeta norte-americano favorito.

Walt Whitman benim en sevdiğim Amerikan şairidir.

Muitas aves europeias hibernam no norte da África.

Birçok Avrupa kuşu kışı Afrika'nın kuzeyinde geçirir.

A agulha da bússola inclinava para o norte.

Pusula iğnesi kuzeye döndü.

- Sua mãe é norte-americana.
- Sua mãe é estadunidense.
- Sua mãe é americana-do-norte.
- Sua mãe é americana.
- A mãe dele é americana.
- A mãe dele é norte-americana.

Annesi Amerikalı.

Aqui há musgo, o norte deve ser para lá.

Yosun burada, yani kuzey muhtemelen şurası.

Ou substituirá o Pólo Norte e o Pólo Sul?

yoksa kuzey kutbu ile güney kutbu yer mi değiştirecek?

Isto é devido ao deslocamento magnético do pólo norte

işte bu da manyetik kuzey kutbunun yer değiştirmesinden kaynaklı

Benjamin Franklin foi um político e inventor norte-americano.

Benjamin Franklin Amerikalı bir politikacı ve mucit.

A Argélia é um país da África do Norte.

Cezayir, Kuzey Afrika'da bir ülkedir.

Eu nasci no norte, mas agora moro na Flórida.

Ben kuzeyde doğdum ama şimdi Florida'da yaşıyorum.

Este romance foi escrito por um autor norte-americano.

Bu roman Amerikalı bir yazar tarafından yazıldı.

A cidade está a cinquenta milhas ao norte de Londres.

- Şehir Londra'nın elli mil kuzeyindedir.
- Şehir Londra'nın elli mil yukarısındadır.

Em filmes norte-americanos, o cara negro sempre morre primeiro.

Amerikan filmlerinde, siyah adam her zaman ilk olarak ölür.

O Canadá se encontra sobre a parte norte da América.

Kanada, Amerika'nın kuzey tarafındadır.

Como você pode distinguir um inglês de um norte-americano?

Bir İngiliz ile Amerikan'ı nasıl ayırt edersiniz?

Um dos estados norte-americanos é famoso por seus abacaxis.

Amerikan devletlerinden biri ananası ile ünlüdür.

Ele não é norte-americano mas gosta dos Estados Unidos.

O bir Amerikalı değil ama o, Amerika'yı seviyor.

Esta novela foi escrita por um famoso escritor norte-americano.

Bu roman ünlü bir Amerikan yazar tarafından yazılmıştır.

Como os vietnamitas se sentem em relação aos norte-americanos?

Vietnamlılar Amerikalılar hakkında nasıl hissediyor?

- Tom é um cidadão norte-americano.
- O Tom é um cidadão norte-americano.
- Tom é um cidadão estadunidense.
- O Tom é um cidadão estadunidense.

Tom bir Amerikan vatandaşı.

À medida que o hemisfério norte se orienta para o Sol...

Güneş, kuzey yarı küreye iyice işlemeye başladıkça...

Mas, mais para norte, a escuridão prolonga-se por mais tempo.

Daha da kuzeyde... ...karanlık biraz daha uzun sürer.

Em 30 de março, eles começaram o ataque desde o norte.

30 Mart'ta saldırılarına Kuzey.

Nós viramos à esquerda na esquina e seguimos para o norte.

Köşede sola döndük ve kuzeye gittik.

A Líbia é o segundo maior país no norte da África.

Libya, Kuzey Afrika'daki en büyük ikinci ülkedir.

Em 1950, a Coreia do Norte invadiu a Coreia do Sul.

1950'de Kuzey Kore Güney Kore'yi istila etti.

Se pudesse visitar uma cidade norte-americana, seria San Francisco, Califórnia.

Herhangi bir Kuzey Amerika şehrini ziyaret edebilirsem, bu, San Francisco, California olurdu.

Quando no hemisfério norte é primavera, no hemisfério sul é outono.

Kuzey Yarımküre'de ilkbahar olduğunda, Güney Yarımküre'de sonbahardır.

Mas, para norte ou para sul... ... esse equilíbrio muda com as estações.

Kuzey veya güneyindeyse... ...mevsimler değiştikçe bu denge bozulur.

A Noruega, localizada no norte da Europa, é um país altamente desenvolvido.

Kuzey Avrupa'da yer alan Norveç çok gelişmiş bir ülkedir.

E só podemos ir para norte, à esquerda, ou para sul, à direita.

yani sadece kuzeye, yani sola ya da güneye, yani sağa gidebiliriz.

- Mark Twain foi um novelista norte-americano.
- Mark Twain foi um novelista americano.

- Mark Twain Amerikalı bir romancıydı.
- Mark Twain Amerikalı bir yazardı.

Mas a dificuldade aqui é saber onde está o norte, este, sul e oeste.

Ama burada kuzeyi, güneyi, doğuyu ve batıyı belirlemek zor.

Tirando partido dos desafios do inverno, tornaram-se os verdadeiros mestres destas noites longas do Norte.

Kışın sunduğu zorlukları avantaja çevirerek o uzun kuzey gecelerinin hakiki hâkimleri hâline gelmişlerdir.

- De uma maneira geral, norte-americanos gostam de café.
- Os estadunidenses em geral gostam de café.

Genel olarak, Amerikalılar kahveyi severler.

O tufão nº 11 está se movendo para o norte a cerca de vinte quilômetros por hora.

Typhoon No.11 saatte yirmi kilometre hızla kuzeye doğru ilerliyor.

Quando eu era pequeno, morava numa casa em Utsunomiya, cerca de cem quilômetros ao norte de Tóquio.

Ben çok küçükken, biz Tokyo'nun yaklaşık yüz kilometre kuzeyinde Utsunomiya'da bir evde yaşıyorduk.

O México é o terceiro maior país da América do Norte, atrás do Canadá e dos Estados Unidos.

Meksika; Kanada ve Amerika Birleşik Devletleri'nden sonra, Kuzey Amerika'daki en büyük üçüncü ülkedir.

O Reino Unido é composto pela Inglaterra, pela Escócia, pelo País de Gales e pela Irlanda do Norte.

Birleşik Krallık; İngiltere, İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda'dan oluşur.

Os trabalhadores dos países do Norte pagaram um alto preço pelo deslocamento da produção nos países do Sul.

Kuzey ülkelerinin işçilerine güney bölgelerindeki üretimi değiştirmesi için yüksek bir bedel ödedik.

Mas o rei Harold Godwinson marchou para o norte para encontrá-lo, movendo-se tão rapidamente que pegou os

Ama Kral Harold Godwinson onunla buluşmak için kuzeye yürüdü, o kadar hızlı hareket etti ki