Translation of "Sul" in Turkish

Ao sul.

Güneye doğru.

Norte, sul. Bons indicadores!

Kuzey, güney. İyi göstergeler.

Ele veio do sul.

- O güneyden geldi.
- Güneyden geldi.

Meu pai é da África do Sul. Ele é sul-africano.

Babam Güney Afrika'dan. O, Güney Afrikalı.

A África do Sul é o maior país do sul da África.

Güney Afrika, Güney Afrika'daki en büyük ülkedir.

- A África do Sul está longe.
- A África do Sul fica longe.

Güney Afrika çok uzaktır.

Onde fica o terminal sul?

Güney terminali nerede?

Viajamos na América do Sul.

Güney Amerika'da seyahat ettik.

Onde fica a Estação Sul?

Güney İstasyonu nerede?

Ele deve ser do Sul.

O, Güneyli olmalı.

Será norte sul será leste oeste

kuzey güney olacak doğu batı olacak

Eles vieram do sul da França.

Onlar Fransa'nın güneyindendir.

Os pássaros voaram para o sul.

Kuşlar güneye uçtu.

No Sul neva durante o inverno.

Kış boyunca güneyde kar yağar.

Essas janelas dão para o sul.

- Bu pencereler güneye bakıyorlar.
- Bu pencereler güneye bakıyor.

Portanto, esta é a linha norte-sul.

Ve dolayısıyla bu da kuzey-güney hattım.

Tinha sido destruído no mar a sul.

Pasifik'in güneyinde battığından habersizdi.

Muitas andorinhas virão em breve pelo sul.

Yakında güneyden birçok kırlangıç gelecek.

Quantas capitais tem a África do Sul?

Güney Afrika'nın kaç tane başkenti var?

A França fica ao sul da Inglaterra.

Fransa İngiltere'nin güneyindedir.

Tom queria visitar a América do Sul

Tom Güney Amerika'yı ziyaret etmek istedi.

Então o pólo sul antártico que estamos falando

yani bahsettiğimiz antartika güney kutup'u

Vi muitos pássaros voando em direção ao sul.

Güneye doğru uçan bir sürü kuş gördüm.

Os pássaros voam para o sul no inverno.

- Kuşlar kışın güneye doğru uçarlar.
- Kuşlar kışın güneye uçarlar.

... ciclone que varreu a parte sul da África

Kasırga tüm Güney Afrika'yı süpürdü.

O Brasil está localizado na América do Sul.

Brezilya, Güney Amerika'da yer alır.

Eles queriam manter os Estados do sul fracos.

Güney eyaletlerini zayıf tutmak istediler.

Eu sou uma pessoa de nacionalidade sul-africana.

Güney Afrika vatandaşılar.

Os passaportes de Cingapura e Coreia do Sul

162 ülkeye vizesiz erişim sağlayarak,

- Espanhol é falado nas Américas Central e do Sul.
- O Espanhol é falado nas Américas Central e do Sul.

Orta ve Güney Amerika'da İspanyolca konuşulmaktadır.

O que a Coréia do Sul fez? A Coréia do Sul chamou primeiro todos os seus cidadãos para sua casa.

Güney Kore ne yaptı? Güney Kore tüm vatandaşlarını evine çağırdı ilk önce.

- O Brasil é o maior país na América do Sul.
- O Brasil é o maior país da América do Sul.

Brezilya Güney Amerika'nın en büyük ülkesidir.

Há uma antiga estrada escondida nos bosques a sul

Güneydeki ormanlık alanın derinlerinde saklı eski bir yol var.

Realmente o pólo sul é o fim do mundo?

gerçekten acaba güney kutbu dünyanın sonu mu?

Ou substituirá o Pólo Norte e o Pólo Sul?

yoksa kuzey kutbu ile güney kutbu yer mi değiştirecek?

Campo magnético do sul muda a cada 11 anos

güney manyetik alanı her 11 yılda 1 yer değiştiriyor

As forças francesas iriam então para o sul Bagração.

Fransız kuvvetleri daha sonra tuzağa düşmek için güneye Bagration.

O Paraguai é um país da América do Sul.

Paraguay, Güney Amerika'da bir ülkedir.

A Austrália é menor que a América do Sul.

Avustralya Güney Amerika'dan daha küçüktür.

A Coreia do Sul chama-se "Hanguk" em coreano.

Korecede Güney Kore'ye "Hanguk"denir.

No verão faz muito calor no sul da Espanha.

Yazın güney İspanya'da hava çok sıcaktır.

No outono, as aves migratórias voam para o sul.

Sonbaharda göçmen kuşları güneye uçar.

O Japão e a Coreia do Sul são vizinhos.

Japonya ve Güney Kore komşudur.

Os pais de Tom vivem na América do Sul.

Tom'un anne ve babası Güney Amerika'da yaşıyor.

Por que ele não tirou uma foto do pólo sul

neden ise güney kutbunun fotoğrafını çekmemiş

Bolzano é a capital do Tirol do Sul, na Itália.

Bolzano, İtalya'daki Güney Tirol'ün başkentidir.

Portanto, se vejo aqui o crescimento, o sul será para lá.

Eğer tüm büyüme bu yöndeyse güney bu tarafta demektir.

O inverno chegou às montanhas da Patagónia, no sul do Chile.

Kış, Şili'nin güneyindeki Patagonya'nın dağlarına ulaştı.

Eu tinha tido aquela experiência com uns localizadores sul africanos incríveis.

Usta San izcileriyle yaşadığım o inanılmaz deneyimden sonra

Fala-se espanhol na maioria dos países da América do Sul.

İspanyolca, Güney Amerika'daki birçok ülkede konuşulur.

A Argentina é o segundo maior país da América do Sul.

Arjantin, Güney Amerika'daki en büyük ikinci ülkedir.

"A doença está se espalhando há meses no sul da China."

"Hastalık Güney Çin'de aylardır ilerlemekteydi"

A Tasmânia se encontra a 40 graus ao sul de latitude.

Tasmanya 40 derece güney enlemi üzerindedir.

Estou num posto de gasolina trinta milhas ao sul de Boston.

Boston'un otuz mil güneyinde bir benzin istasyonundayım.

Em 1950, a Coreia do Norte invadiu a Coreia do Sul.

1950'de Kuzey Kore Güney Kore'yi istila etti.

Quando no hemisfério norte é primavera, no hemisfério sul é outono.

Kuzey Yarımküre'de ilkbahar olduğunda, Güney Yarımküre'de sonbahardır.

Na semana passada, ocorreu um enorme terremoto na América do Sul.

Geçen hafta Güney Amerika'da çok güçlü bir deprem meydana geldi.

São Paulo é o estado mais rico da América do Sul.

Sao Paulo, Güney Amerika'nın en zengin eyaletidir.

Se você tem um passaporte de Cingapura ou Coreia do Sul,

Singapur veya Güney Kore'den bir pasaportunuz varsa,

Mas, para norte ou para sul... ... esse equilíbrio muda com as estações.

Kuzey veya güneyindeyse... ...mevsimler değiştikçe bu denge bozulur.

A tribo Zulu da África do Sul tem a sua própria língua.

Güney Afrika'daki Zulu kabilesinin kendi dili vardır.

O lago Titicaca, o maior na América do Sul, fica no Peru.

Titicaca Gölü, Güney Amerika'da en büyük göl, Peru'dadır.

O sonho de Tom é morar numa cidadezinha no sul da França.

Tom'un hayali Fransa'nın güneyinde küçük bir kasabada yaşamak.

Fadil criava cavalos, lavava-os e escovava-os no sul do Arizona.

Fadıl, Güney Arizona'da atları tımar edip yetiştirdi.

... numa migração de 5000 km rumo a sul pela costa oeste dos EUA.

Amerika'nın batı kıyısından aşağıya 5.000 kilometrelik göç yolundalar.

E só podemos ir para norte, à esquerda, ou para sul, à direita.

yani sadece kuzeye, yani sola ya da güneye, yani sağa gidebiliriz.

Todos os mares não devem ser derramados no hemisfério sul daqui nos oceanos?

bütün denizlerin okyanusların'da burdan bu şekilde güney yarım küreden aşağıya dökülmesi gerekmiyormu

O maior lago da América do Sul, o Titicaca, encontra-se no Peru.

- Güney Amerika'nın en büyük gölü, Titicaca, Peru'da bulunur.
- Titicaca Gölü, Güney Amerika'da en büyük göl, Peru'dadır.

Mas a dificuldade aqui é saber onde está o norte, este, sul e oeste.

Ama burada kuzeyi, güneyi, doğuyu ve batıyı belirlemek zor.

A história dos Vales de Gales do Sul é de uma luta por direitos.

Güney Galler Vadileri tarihinde bir hak savaşı var.

Ao sul, as tropas polonesas agora tomaram Utitsa, que os russos incendiaram antes de se retirarem.

Güneyde Polonyalı birlikler şimdi Utitsa'yı aldı, Ruslar geri çekilmeden önce alev aldı.

Mas ele rapidamente marchou para o sul ... e conheceu Agis em batalha perto da cidade de megalópole.

Ama hızla güneye doğru yürüdü ... ve Agis ile tanıştı. Megalopolis kenti yakınlarındaki savaşta.

O Peru é o terceiro maior país da América do Sul depois do Brasil e da Argentina.

Peru brezilya ve arjantinden sonra güney amerikanin en büyük üçüncü ülkesidir.

Das muitas espécies de macacos que existem na América do Sul, só estes ficam ativos após o anoitecer.

Güney Amerika'daki birçok maymun arasından... ...sadece gece maymunları geceleri harekete geçer.

A vida já voltou ao normal na Coréia do Sul. Você sabe o que aconteceu em Wuhan, China?

Güney Kore'de hayat çoktan normale döndü bile. Çin'in Wuhan kentinde ne oldu biliyor musunuz?

Nós fomos ao zoológico e então vimos um banheiro romano e um forte romano no sul de Cumbria.

Biz hayvanat bahçesine gittik ve daha sonra bir Roma hamamını ve Güney Cumbria'daki bir Roma kalesini gördük.

Os trabalhadores dos países do Norte pagaram um alto preço pelo deslocamento da produção nos países do Sul.

Kuzey ülkelerinin işçilerine güney bölgelerindeki üretimi değiştirmesi için yüksek bir bedel ödedik.

Esta pequena ilha em Mossel Bay, na África do Sul, é o lar de quatro mil ursos-marinhos do Cabo.

Mossel Körfezi, Güney Afrika'daki bu ufacık ada 4.000 Güney Afrika kürklü fokuna ev sahipliği yapmaktadır.

Isso significa que esses caras fizeram algo errado. Vamos dar uma olhada nos países que fazem certo. Para a China, para a Coréia do Sul ...

Ya demek ki bu adamlar bir şeyi yanlış yapmış. Doğru yapan ülkelere bir bakalım. Çin'e Güney Kore'ye...