Translation of "Nas" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Nas" in a sentence and their turkish translations:

Ele não apareceu nas estrelas nas fotos tiradas

Çekilen fotoğraflarda yıldızlarda görünmüyordu

Ou nas barracas.

hem depolarda bulunabilirler.

Não nas urnas

değil sandıklarda

Nas melhores faculdades,

En iyi kolejlerde,

Pense nas formigas

düşünsenize bir karıncaların

Pense nas crianças!

Çocukları düşünün.

Atire nas pernas!

Bacaklarına sık!

- Eu estou nas suas mãos.
- Estou nas suas mãos.

Ellerindeyim.

- Tenho dor nas costas.
- Estou com uma dor nas costas.

Sırtım ağrıyor.

Ainda nas mídias sociais

Hala daha sosyal medyada

Eu estava nas montanhas.

Ben dağlardaydım.

Fiquem nas suas casas.

Evlerinizde kalın.

Está nas suas mãos.

O senin ellerinde.

Houve combate nas ruas.

Sokaklarda savaş vardı.

Há um foco nas populações que precisam e não nas que querem,

Gördüğümüz merakı, yaratıcılığı ve gelişimi ilerleten,

- Tom agora mora nas Ilhas Caimã.
- Tom vive agora nas Ilhas Cayman.

Tom artık Cayman Adalarında yaşıyor.

- Ele poderia cair nas mãos erradas.
- Ela poderia cair nas mãos erradas.

Bu yanlış ellere düşebilir.

Ou posso pegar nas larvas,

Ya da bu larvalardan biraz alıp

Nas sociedades muçulmanas não turcas,

Türk olmayan müslüman toplumlarında ise

Contém cometas nas observações feitas.

yapılan gözlemlerde kuyruklu yıldızları bünyesinde barındırıyor

Vamos acreditar nas reivindicações agora?

şimdi ise iddialara inanacak mıyız?

Você pode jurar nas ruas

Sokaklardayken küfür edebilirsin

Tom viu-o nas notícias.

Tom onu haberde gördü.

Ele tem buracos nas roupas.

Onun giysilerinde delikler var.

Ele corta árvores nas montanhas.

Dağlarda ağaçlar keser.

Você votou nas últimas eleições?

Son seçimde oy kullandın mı?

Não toque nas minhas coisas.

Benim eşyalarıma dokunma.

Você deve ler nas entrelinhas.

Satır aralarını okumalısın.

Existe um supermercado nas proximidades?

Yakında bir süpermarket var mı?

Nas suas marcas. Preparar. Já!

Yerlerinize... Hazır... Başla!

Tenho de cortar nas despesas.

Giderleri kısmalıyım.

Fique de olho nas meninas.

- Gözünüz kızların üzerinde olsun.
- Kızlardan gözünüzü ayırmayın.
- Kızlara göz kulak olun.

É mais divertido nas Filipinas.

Bu, Filipinlerde daha eğlenceli.

Existe um banco nas proximidades?

- Bu civarda banka var mı?
- Yakınlarda bir banka var mı?

Estou pensando nas minhas férias.

Tatilimi düşünüyorum.

Eu não pensei nas consequências.

Ben sonuçları düşünmedim.

Está nas mãos de Deus.

O Allah'ın elinde.

Seja claro nas suas atitudes.

Tavrını net olarak belirlemelisin.

Eu posso ler nas entrelinhas.

İma edileni anlayabilirim.

As pessoas dançavam nas ruas.

İnsanlar sokaklarda dans etti.

Confio completamente nas suas habilidades.

Ben senin yeteneklerine tamamen güveniyorum.

Fique de olho nas crianças.

- Çocuklara dikkat et.
- Çocuklara göz kulak ol.
- Gözünü çocuklardan ayırma.

Fadil esteve nas forças especiais.

Fadıl özel kuvvetlerdeydi.

Nazistas estão marchando nas ruas.

Naziler sokaklarda yürüyorlar.

Patos não vivem nas florestas.

Ördekler ormanda yaşamazlar.

Não jogue pedras nas pessoas.

İnsanlara taş atma.

- A terra ri — a prova está nas flores.
- A terra ri nas flores.

Dünya çiçekler içinde güler.

- Não toque nas minhas coisas de novo.
- Nunca mais toque nas minhas coisas.

Sakın bir daha eşyalarıma elini sürme.

- Eu nunca faço isso nas segundas.
- Eu nunca faço isso nas segundas-feiras.

Pazartesi günleri bunu asla yapmam.

Ficou preso nas teias de aranha.

Örümcek ağlarına takıldı.

Comerciantes religiosos com brinquedos nas mãos

din tüccarlarının elinde oyuncak olması

Eles mantêm seus piolhos nas costas

alıyorlar sırtlarına bitlerini devam

Você não deve tocar nas pinturas.

Tablolara dokunmamalısın.

Ele carrega uma bolsa nas costas.

O, sırtında bir çanta taşır.

Fuja e se esconda nas montanhas.

Koş ve dağlarda saklan.

Os pássaros estão cantando nas árvores.

Kuşlar ağaçlarda ötüyor.

Tom está com dor nas costas.

Tom'un sırtı ağrıyor.

Estou com uma dor nas costas.

Sırtımda bir ağrım var.

Eu estou com dor nas pernas.

Bacaklarım ağrıyor.

E de interrupções nas cadeias logísticas.

pek çok bölgede, N95 kıtlığı yaşanmaktadır.

Tem alguma coisa nas suas costas.

Sırtında bir şey var.

Por favor, dê banho nas crianças.

Lütfen çocukları yıkayın.

A assassina escondeu-se nas montanhas.

Katil dağlara saklandı.

Onde você irá nas suas férias?

Tatil için nereye gideceksin?

Há violência e caos nas ruas.

Sokaklarda şiddet ve kaos var.

Os pássaros costumavam cantar nas árvores.

Kuşlar ağaçlarda öterdi.

Eu estou com dor nas costas.

Sırtım ağrıyor.

Eu tenho uma casa nas montanhas.

Dağlarda bir evim var.

- Eu não coloco xarope nas minhas panquecas americanas.
- Eu não coloco xarope nas minhas panquecas doces.

Krepime pekmez dökmem.

- Eu nadava nas tardes durante as férias do verão.
- Eu nadei nas tardes durante as férias do verão.
- Nadei nas tardes durante as férias do verão.

Yaz tatili boyunca öğlenleri yüzdüm.

A verdadeira mudança acontece nas nossas mentes.

Gerçek değişim kişinin kafasının içindedir.

O tempo é muito instável nas montanhas.

Dağlardaki hava çok değişken olur.

E nas planícies mais expostas da Terra...

Dünya'nın en açık düzlüklerinde de...

Está a anoitecer nas florestas da Argentina.

Arjantin ormanlarına gece çöküyor.

Ruídos profundos ecoam nas selvas de Bornéu.

Borneo yağmur ormanları tok gürlemelerle yankılanıyor.

E o desejo de orar nas pessoas

ve insanlardaki Ayasofya'da namaz kılma isteği

Há um povo nas mãos da máfia

mafyanın eline düşmüş bir halk var ortada

A mídia começou a crescer nas notícias

medya da haberler türemeye başladı

Esse cara não estudou nas melhores universidades

en iyi üniversitelerde de okumadı ki bu adam

Coloque o caso nas mãos da polícia.

Çantayı polise bırakın!

Ela está carregando uma mochila nas costas.

O, sırtında bir sırt çantası taşıyor.

Vejo os crimes perpetrados diariamente nas ruas.

Ben sokakta her gün işlenen suçları görüyorum.

Nós acampamos lá nas férias de verão.

Yaz tatili boyunca orada kamp yaptık.

Você vai votar nas eleições que vêm?

Önümüzdeki seçimlerde oy kullanacak mısınız?

O ar é poluído nas grandes cidades.

Büyük şehirlerde hava kirlidir.

O que significava mais vírus nas fazendas.

Bu da çiftliklerde daha fazla virüs bulunması anlamına geliyordu.

Eu não quero reprovar nas minhas provas.

Sınavımda başarısız olmak istemiyorum.

Ele bateu de leve nas costas dela.

O onun sırtını sıvazladı.

Você precisa aprender a confiar nas pessoas.

İnsanlara güvenmeyi öğrenmelisin.

Tom tem uma conta nas Ilhas Cayman.

Tom'un Cayman Adaları bir banka hesabı var.