Translation of "Pernas" in Turkish

0.017 sec.

Examples of using "Pernas" in a sentence and their turkish translations:

Atire nas pernas!

Bacaklarına sık!

- Você consegue mexer as pernas?
- O senhor consegue mexer as pernas?
- A senhora consegue mexer as pernas?
- Você consegue mover as pernas?
- O senhor consegue mover as pernas?
- A senhora consegue mover as pernas?

- Bacaklarını kımıldatabiliyor musun?
- Bacaklarını oynatabiliyor musun?

- Minha irmã tem pernas compridas.
- Minha irmã tem pernas longas.

Kız kardeşimin uzun bacakları var.

Tom tem pernas finas.

- Tom'un sıska bacakları var.
- Tom kürdan bacaklı.

Ela tem pernas compridas.

Onun bacakları uzundur.

Mary tem belas pernas.

Mary'nin güzel bacakları var.

Minhas pernas ainda doem.

Bacaklarım hâlâ ağrıyor.

Ele tem pernas longas.

Onun uzun bacakları vardır.

Ela cruzou as pernas.

O bacak bacak üstüne attı.

Vou estender as pernas.

Bacaklarımı uzatacağım.

Você tem belas pernas.

Güzel bacakların var.

Nadar fortalece as pernas.

- Yüzme bacakları güçlendirir.
- Yüzmek bacakları güçlendirir.

Tom cruzou as pernas.

Tom bacak bacak üstüne attı.

Você depilou as pernas?

Bacaklarını tıraş ettin mi?

Minhas pernas estão doendo.

Bacaklarım acıyor.

Tom esticou as pernas.

Tom bacaklarını uzattı.

Maria depilou as pernas.

Mary bacaklarını tıraş etti.

Tom depilou as pernas.

Tom bacaklarını tıraş etti.

Tom descruzou as pernas.

Tom bacaklarını indirdi.

Maria cruzou as pernas.

Mary bacaklarını üst üste attı.

Maria descruzou as pernas.

Mary bacaklarını indirdi.

Mal consigo mexer as pernas.

Şu anda bacağımı zar zor kımıldatabiliyorum.

Mas, ocasionalmente, saem duas pernas.

Ama bazen ortaya iki bacak çıkıyor.

Suas pernas tremiam de medo.

Bacakları korkudan titriyordu.

Eu preciso alongar as pernas.

Bacaklarımı uzatmam gerekiyor.

Não sinto as minhas pernas.

Bacaklarımı hissedemiyorum.

Eu quero esticar as pernas.

Ben bacaklarımı uzatmak istiyorum.

Você tem pernas muito sexy.

Çok seksi bacakların var.

Ele quebrou as duas pernas.

Her iki bacağını da kırdı.

Minhas pernas estão me matando.

Bacaklarım beni öldürüyor.

As minhas pernas são cansadas.

Benim bacaklarım yorgun.

As pernas dele são longas.

Onun bacakları uzun.

Caíram e quebraram as pernas.

Düştüler ve bacaklarını kırdılar.

As pernas me doem muito.

Bacaklarım çok ağrıyor.

A natação fortalece as pernas.

Yüzmek bacakları güçlendirir.

Você pode olhar para as pernas

bacaklarına bakabilirsin

Os seres humanos têm duas pernas.

İnsanların iki bacağı vardır.

Eu estou com dor nas pernas.

Bacaklarım ağrıyor.

Tom sentou-se de pernas cruzadas.

Tom oturup bacak back üstüne attı.

Eu só estava esticando as pernas.

Ben sadece bacaklarımı uzatıyordum.

Abdómen e pernas fortes. Vamos a isto.

Güçlü gövde, güçlü bacaklar. Tamam, hadi bakalım.

Ela se sentou e cruzou as pernas.

Oturdu ve ayak ayak üstüne attı.

Tom se sentou e cruzou as pernas.

Tom oturdu ve bacak bacak üstüne attı.

Muitos perderam os seus braços ou pernas.

Birçok insan kollarını ya da bacaklarını kaybetmiş.

Relaxe suas pernas. Sente-se e relaxe!

Otur ve dinlen.

Tom não gosta de pernas de rã.

Tom kurbağa bacağını sevmiyor.

Tom sentou-se no chão de pernas cruzadas.

Tom yerde bağdaş kurdu.

Ele correu tão rápido quanto suas pernas deixaram.

O, bacakları onu taşıyabildiği kadar hızlı koştu.

Sami começou a tocar nas pernas de Layla.

Sami, Leyla'nın bacağına dokunmaya başladı.

Tom sentou-se no banco e cruzou as pernas.

Tom bankta oturdu ve bacak bacak üstüne attı.

Mary depila suas pernas mais frequentemente do que Alice.

Mary bacaklarını Alice'den daha sık tıraş ediyor.

Tom talvez não recupere nunca o uso das pernas.

- Tom bacaklarını bir daha kullanamayabilir.
- Tom'un bacakları tutmayabilir.

- O gato de Tom ficou se esfregando nas pernas de Mary.
- O gato de Tom esfregou-se nas pernas de Mary.

Tom'un kedisi, Mary'nin ayağına sürtündü.

Tom ficou com as pernas dormentes e não conseguiu levantar.

Tom'un bacağı uyuşmuştu bu yüzden ayağa kalkamadı.

Tom e Maria estavam sentados no chão de pernas cruzadas.

Tom ve Mary her ikisi de zemin üzerine bağdaş kurmuş oturuyordu.

Temos de olhar em frente e usar a força das pernas...

İleriye bakmaya odaklanmalı ve bacak gücünüzü kullanarak...

Para escalar, usamos as pernas e os braços servem para equilibrar.

İyi tırmanış için bacaklarınızı kullanmalı ve kollarınızla da dengeyi ayarlamalısınız.

Você consegue tocar os dedos dos pés sem dobrar as pernas?

Dizlerini bükmeden ayak parmaklarına dokunabilir misin?

Ele era muito alto e magro, com longos braços e pernas.

O, uzun kol ve bacaklarıyla, çok uzun boylu ve inceydi.

E lá vai ele, a afastar-se, a andar em duas pernas.

Uzun adımlarla yürüyüp gidiyor. İki ayak üstünde duruyor.

Todos no carro disseram que eles queria sair e esticar as pernas.

Arabaki herkes arabadan çıkmak ve bacaklarını germek istediğini söyledi.

Dói-me a cabeça, os braços, as pernas, enfim, o corpo todo.

Başım ağrıyor, kollarım ve bacaklarım da... Aslında bütün vücudum.

Vamos dar uma descansada aqui. Minhas pernas estão cansadas e não posso mais andar.

Burada kısa süre dinlenelim. Bacaklarım yorgun ve ben daha fazla yürüyemiyorum.