Translation of "Luzes" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Luzes" in a sentence and their turkish translations:

- Eu posso desligar as luzes?
- Posso desligar as luzes?
- Eu poderia desligar as luzes?

- Işıkları söndürebilir miyim?
- Işıkları kapatabilir miyim?

Apague as luzes.

- Işıkları kapat.
- Işıkları kapatın.

Não há luzes.

Hiç ışık yok.

Acenda as luzes.

- Işıkları aç.
- Lambaları yak.

- Você deixou as luzes acesas.
- Deixaste as luzes acesas.

Işıkları açık bıraktın.

- Você já desligou as luzes?
- Vocês já desligaram as luzes?

Işıkları söndürmedin mi daha?

- O que significam estas luzes?
- O que essas luzes significam?

Bu ışıklar ne anlama geliyor?

As luzes estão apagadas.

Işıklar söndü.

As luzes se apagaram.

Işıklar kapalı.

Ela apagou as luzes.

O, ışıkları kapattı.

Tom acendeu as luzes.

Tom ışıkları yaktı.

Eu acendi as luzes.

- Işıkları açtım.
- Işıkları yaktım.

As luzes estavam apagadas.

- Işıklar kapalıydı.
- Işıklar sönüktü.

Tom apagou as luzes.

Tom ışıkları kapattı.

As luzes estão acesas.

Işıklar açık.

Quem apagou as luzes?

Işıkları kim kapattı?

- As luzes se apagaram nesse instante.
- As luzes se apagaram agorinha.

Işıklar şimdi söndü.

Ei! Quem desligou as luzes?

Hey. Işıkları kim kapattı?

Todas as luzes estão apagadas.

Işıkların hepsi kapalı.

Alguém deixou as luzes acesas.

Biri ışıkları açık bıraktı.

Tom ligou as luzes novamente.

Tom ışığı geri açtı.

Todas as luzes se apagaram.

Bütün ışıklar söndü.

Tom não desligou as luzes.

Tom ışıkları kapatmadı.

Todas as luzes estavam acesas.

Tüm ışıklar açıktı.

De repente, as luzes se acenderam.

Birdenbire ışıklar yandı.

Por que as luzes estão apagadas?

Işıklar neden kapalı?

Apague as luzes e vá dormir.

Işıkları kapat ve uyumaya git.

- O Tom se esqueceu de desligar as luzes.
- O Tom esqueceu de desligar as luzes.

Tom ışıkları kapatmayı unuttu.

- Está ficando escuro. Por favor, ligue as luzes.
- Está ficando escuro. Ligue as luzes, por favor.

Hava kararıyor. Lütfen ışığı açın.

Decoramos a árvore de Natal com luzes.

Noel ağacını ışıklarla dekore ettik.

De repente, todas as luzes se apagaram.

Aniden ışıklar söndü.

A que horas você apaga as luzes?

Işıkları ne zaman kapatıyorsun?

Ela apagou todas as luzes às dez.

Saat onda bütün ışıkları kapadı.

Você quer que eu apague as luzes?

Işıkları kapatmamı ister misin?

Não se esqueça de apagar as luzes.

Işıkları kapatmayı unutma.

Qual é o problema com as luzes?

Işıkların nesi var?

Eu gostaria que você apagasse as luzes.

Işıkları kapatırsan, minnettar kalırım.

Ele desligou todas as luzes às onze.

O, saat on birde bütün ışıkları kapattı.

"Desligam as luzes", para ter privacidade da concorrência.

Işıklarını kapatıyorlar. Rakiplerden biraz mahremiyet sağlıyor bu.

Se as luzes se apagarem, acenda uma vela.

Işıklar giderse bir mum yak.

Você faria a gentileza de acender as luzes?

Işığı açar mısınız?

Acenda as luzes, senão eu não consigo trabalhar.

Işıkları aç, yoksa çalışamam.

Tom deixou as luzes acesas a noite toda.

Tom, bütün gece ışıkları açık bıraktı.

Você se lembrou de ter apagado as luzes?

Işıkları kapatmayı hatırladın mı?

Noite passada, fui dormir com as luzes apagadas.

Dün gece ışıklar açıkken uyudum.

Tom pediu à Mary que acendesse as luzes.

Tom Mary'den ışıkları açmasını istedi.

... que estas câmaras precisam de luzes infravermelhas para funcionar.

...kameralarımızın olup biteni görmesi için kızılötesi ışık gerekiyor.

Mas os ruídos e as luzes brilhantes são desorientadores.

Fakat yüksek sesler ve parlak ışıklar kafa karıştırıcı.

Quando as luzes se apagaram, Tom acendeu uma vela.

Işıklar söndüğünde Tom bir mum yaktı.

Tom virou o interruptor e as luzes se acenderam.

Tom anahtarı çevirdi ve ışıklar yanmaya başladı.

Estão apagando as luzes. A encenação está para começar.

Onlar ışıkları karartıyorlar. Oyun başlamak üzere.

- Antes de sair, tenha certeza de que as luzes estão apagadas.
- Antes de sair, certifique-se de que deixou as luzes apagadas.

Çıkmadan önce, ışıkların kapalı olduğundan emin olun.

- As luzes não estão acesas.
- As lâmpadas não estão ligadas.

Işıklar açık değil.

São como luzes de presença incorporadas para se verem umas às outras.

Birbirlerini takip edebilmek için doğuştan gece ışıkları var.

As luzes da cidade permitem-lhes estar ativos 24 horas por dia.

...şehir ışıkları sayesinde 24 saat iş başında olabiliyorlar.

Você foi a última pessoa no escritório. Você deveria ter desligado as luzes.

Ofisteki son kişiydin. Işıkları söndürmeliydin.

Tom estava apenas sentado no escuro quando entrei no quarto e liguei as luzes.

Ben odaya girdiğimde ve ışıkları açtığımda Tom karanlıkta oturuyordu.

Paris é chamada de Cidade das Luzes. Muitos belos edifícios são iluminados à noite.

Paris'e Işıklar Şehir denir. Çok sayıda güzel bina geceleri aydınlatılmaktadır.

Uma vez para lá das luzes da cidade, no oceano escuro, os ursos-marinhos estão mais seguros.

Şehrin ışıklarını geride bırakıp karanlık açık okyanusa ulaşan kürklü foklar artık daha güvende.

Acho que se apercebe desses barulhos, vê as luzes, a televisão através da janela, presta atenção a isso.

Sanırım küçük sesleri fark ediyor, ışıkları görüyor, pencereden televizyona bakıyor, böyle şeylere dikkat ediyor.

Com as luzes da cidade a ofuscar o céu noturno, os animais já não conseguem orientar-se pelas estrelas.

Şehir ışıkları gece gökyüzünü aydınlığa boğduğundan hayvanlar, yıldızlara bakarak yol bulamaz oluyor.

Poderias ficar atrás do meu carro por um minuto e dizer-me se as minhas luzes de travagem estão a funcionar?

Bir dakikalığına arabamın arkasında durup bana fren lambalarımın çalışıp çalışmadığını söyler misin?