Translation of "Deixou" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Deixou" in a sentence and their turkish translations:

- Onde você deixou?
- Onde você o deixou?
- Onde você a deixou?

- Onu nerede bıraktın?
- Onu nerede bıraktınız?

- Quem deixou ela entrar?
- Quem a deixou entrar?

Onun içeri girmesine kim izin verdi?

- Tom deixou Mary brava.
- Tom deixou Mary irritada.

Tom, Mary'yi kızdırdı.

- Quem te deixou entrar?
- Quem deixou você entrar?

İçeri girmene kim izin verdi?

- Tom me deixou ir.
- Tom me deixou partir.

Tom gitmeme izin verdi.

Deixou Tom triste.

O, Tom'u üzdü.

Alguém deixou recado?

Herhangi biri bana mesaj bıraktı mı?

Tom deixou Boston.

Tom, Boston'dan ayrıldı.

Você deixou gorjeta?

- Bir bahşiş bıraktın mı?
- Bahşiş bıraktın mı?

Você me deixou.

Beni terk ettin.

- Ele deixou a família.
- Ele deixou a família dele.

O ailesini terk etti.

- Ela me deixou ir embora.
- Ela me deixou ir.

- Gitmeme izin verdi.
- Terk etmeme izin verdi.

- Ele me deixou ir embora.
- Ele me deixou ir.

Gitmeme izin verdi.

- Isso me deixou muito bravo.
- Isso me deixou muito brava.

Bu beni çok kızdırdı.

- Ele nos deixou ir embora.
- Ela nos deixou ir embora.

Gitmemize izin verdi.

- Isso deixou o Tom bravo.
- Isso deixou o Tom irritado.

O, Tom'u kızdırdı.

- Aquilo me deixou muito nervoso.
- Isso me deixou muito nervoso.

O beni çok sinirlendirdi.

Tom deixou um bilhete.

Tom bir not bıraktı.

Onde você os deixou?

Onları nerede unuttun?

Ela me deixou ir.

Gitmeme izin verdi.

Ela o deixou ir.

O onun gitmesine izin verdi.

Tom finalmente deixou Boston.

Tom nihayet Boston'dan ayrıldı.

Tom deixou Maria dirigir.

Tom Mary'nin araba sürmesine izin verdi.

Tom deixou a Austrália.

Tom Avustralya'ya gitmek için yola çıktı.

Ele me deixou esperando.

O beni bekletti.

Tom me deixou sozinho.

Tom beni yalnız bıraktı.

Tom deixou Mary esperando.

Tom, Mary'yi bekletti.

Ela deixou o marido.

Kocasını terk etti.

Isso o deixou bravo.

O onu kızdırdı.

Alguém deixou cair isto.

Birisi bunu düşürdü.

Tom não deixou Mary.

Tom, Mary'yi terk etmedi.

Tom deixou Maria sozinha.

Tom, Mary'yi yalnız bıraktı.

Tom deixou uma mensagem.

Tom bir mesaj bıraktı.

Alguém deixou uma mensagem.

Birisi bana bir mesaj bıraktı.

Jim deixou Paris ontem.

Jim dün Paris'ten ayrıldı.

Ela o deixou rico.

O onu zengin yaptı.

Sami deixou a mesquita.

- Sami camiyi terk etti.
- Sami camiden çıktı.

- Mamãe me deixou uma mensagem.
- A mãe me deixou uma mensagem.

Anne bana bir mesaj bıraktı.

- Você deixou o Tom te beijar?
- Você deixou o Tom beijar você?

Tom'un seni öpmesine izin verdin mi?

- A pergunta dele me deixou intrigada.
- A pergunta dela me deixou intrigada.

Onun sorusu beni şaşırtıyor.

Deixou-o para trás. Finalmente.

Kurtuldu. Nihayet.

Ele deixou sua empresa falida

Beş parasız şirketinden ayrılmıştı

Sua carta me deixou feliz.

Mektubun beni mutlu etti.

O ônibus deixou o ponto.

Otobüs duraktan ayrıldı.

Quem deixou a porta aberta?

Kapıyı kim açık bıraktı?

Quem deixou a janela aberta?

Pencereyi kim açık bıraktı?

O país deixou de existir.

Millet varlığı sona erdi.

Ele deixou o motor ligado.

O motoru çalışırken bıraktı.

Ele deixou a janela aberta.

O, pencereyi açık bıraktı.

Ela me deixou um bilhete.

Bana bir not bıraktı.

Você deixou a porta aberta.

Kapıyı açık bıraktın.

Isso me deixou muito triste.

O beni çok üzdü.

Tom deixou a porta aberta.

Tom kapıyı açık bıraktı.

Essa notícia deixou-me feliz.

Bu haber beni mutlu etti.

Tom deixou o cachorro sair.

Tom köpeği bıraktı.

Tom deixou o gato entrar.

Tom kedinin içeri girmesine izin verdi.

Tom deixou as chaves comigo.

Tom anahtarları bana bıraktı.

Tom deixou o motor ligado.

Tom motoru çalışır durumda bıraktı.

Tom deixou isso para você.

Tom bunu sana bıraktı.

Tom nos deixou na mão.

Tom bizi yüzüstü bıraktı.

Ela deixou-o ir sozinho.

- O onun yalnız gitmesine izin verdi.
- O ona yalnız gitmesi için izin verdi.

Ele deixou a porta aberta.

- O kapıyı açık bıraktı.
- O, kapıyı açık bıraktı.

Alguém deixou as luzes acesas.

Biri ışıkları açık bıraktı.

Mary deixou Tom beijá-la.

Mary Tom'un kendisini öpmesine izin verdi.

Você me deixou sem trabalho.

Beni işsiz bıraktın.

Ela deixou o cão sair.

O, köpeğin çıkmasına izin verdi.

Tom não me deixou escolher.

Tom bana hiç seçenek vermedi.

Ela deixou minha vida miserável.

O hayatımı perişan etti.

Alguém deixou a porta aberta.

Biri kapıyı açık bıraktı.

Tom deixou o portão aberto.

Tom kapıyı açık bıraktı.

Tom deixou Boston esta amanhã.

Tom bu sabah Boston'dan ayrıldı.

Tom não deixou isso claro.

Tom onu açıklığa kavuşturmadı.

Tom deixou cair alguma coisa.

Tom bir şey düşürdü.

Isso me deixou muito feliz.

O beni çok mutlu yaptı.

O Tom deixou a Mary.

Tom, Mary'yi terk etti.

Tom deixou Maria na estação.

Tom Mary'yi istasyonda indirdi.

Tom deixou Mary para trás.

Tom Mary'yi geride bıraktı.

Tom deixou a xícara cair.

Tom fincanı düşürdü.

Você nos deixou muito felizes.

Bizi çok mutlu ettin.

Tom deixou o rádio ligado.

Tom radyoyu açık bıraktı.

Tom deixou algo para trás.

Tom arkasında bir şey bıraktı.

Tom me deixou uma surpresa.

Tom bana bir sürpriz yaptı.

John deixou a porta aberta.

John kapıyı açık bıraktı.

Isso deixou Theodore Roosevelt bravo.

Bu Theodore Roosevelt'i kızdırdı.

Tom deixou o gato sair.

Tom kedisinin dışarı çıkmasına izin verdi.

Tom deixou a janela aberta.

Tom pencereyi açık bıraktı.

Tom deixou a porta destrancada.

Tom kapıyı kilitlemeden bıraktı.

Tom deixou Maria na escola.

- Tom, Mary'yi okulda bıraktı.
- Tom, Mary'yi okulda indirdi.

Tom deixou Maria na creche.

Tom günlük bakımda Mary'yi düşürdü.

Você deixou os faróis acesos.

Sen arabanın farlarını açık bıraktın.

Maria deixou os maus hábitos.

Maria kötü alışkanlıkları bıraktı.

Tom deixou Mary em Boston.

Tom, Mary'yi Boston'da bıraktı.

Fadil deixou Layla na casa.

Fadıl, Leyla'yı evde bıraktı.

Tom deixou Mary na biblioteca.

Tom Mary'yi kütüphanede bıraktı.

O vinho a deixou irritada.

- Şarap onu huysuz yaptı.
- Şarap onu huysuzlaştırdı.

- O carteiro lhe deixou uma carta.
- O carteiro deixou uma carta para ela.

Postacı onun için bir mektup bıraktı.

- Elas deixou suas chaves no carro.
- Ela deixou as chaves dela no carro.

O, anahtarlarını arabada bıraktı.