Examples of using "Lábios" in a sentence and their turkish translations:
Dudak okurum.
Dudakları dokundu.
Dudak okur musun?
Dudakların kırmızı.
Onun dudakları solgundu.
O dudaklarını yaladı.
O dudaklarını yaladı.
Senin dudakların güller gibi.
Dudakları onunkilere dokundu.
O dudaklarını benimkine bastırdı.
Onu tutkuyla dudaklarından öptü.
Sözler dudaklarımdan kaçtı.
Ben dudak okuyamam.
Georgina kanayıncaya kadar dudaklarını ısırdı.
Anne bebeğini dudaklarından öptü.
"Seni nerenden öptü?" "Dudaklarımdan."
O her zaman dudaklarında bir gülümseme ile konuşur.
Dudaklarım kışın sık sık çatlar.
- Çok güzel dudaklarınız var.
- Güzel dudakların var.
O, sağır ama dudak okumayı biliyor.
Dudakların mavi. Sudan çıkmalısın.
Bir şey söylemesi gerekiyordu ama dudaklarından tek bir kelime dökülmedi.
O yüzden olgunlaşmış mı diye her bir inciri önce dudaklarıyla hafifçe sıkıyor.
Dudaklarım kalamar mürekkebi ile boyandığı için o bana gülüyor.