Translation of "Lábios" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Lábios" in a sentence and their turkish translations:

Leio lábios.

Dudak okurum.

- Seus lábios se tocaram.
- Seus lábios se encontraram.

Dudakları dokundu.

Você lê lábios?

Dudak okur musun?

Seus lábios são vermelhos.

Dudakların kırmızı.

Seus lábios estavam pálidos.

Onun dudakları solgundu.

Ele lambeu os lábios.

O dudaklarını yaladı.

Ela lambeu os lábios.

O dudaklarını yaladı.

Seus lábios são como rosas.

Senin dudakların güller gibi.

Seus lábios tocaram os dela.

Dudakları onunkilere dokundu.

- Ele pressionou seus lábios contra os meus.
- Ele comprimiu seus lábios contra os meus.

O dudaklarını benimkine bastırdı.

Ele a beijou apaixonadamente nos lábios.

Onu tutkuyla dudaklarından öptü.

As palavras escaparam de meus lábios.

Sözler dudaklarımdan kaçtı.

Eu não consigo ler os lábios.

Ben dudak okuyamam.

Georgina mordeu seus lábios até eles sangrarem.

Georgina kanayıncaya kadar dudaklarını ısırdı.

A mãe beijou o bebê nos lábios.

Anne bebeğini dudaklarından öptü.

"Onde ele beijou você?" - "Nos meus lábios."

"Seni nerenden öptü?" "Dudaklarımdan."

Ela sempre fala com um sorriso nos lábios.

O her zaman dudaklarında bir gülümseme ile konuşur.

Os meus lábios geralmente ficam rachados no inverno.

Dudaklarım kışın sık sık çatlar.

- Você tem lábios bonitos.
- Sua boca é linda.

- Çok güzel dudaklarınız var.
- Güzel dudakların var.

Ele é surdo, mas sabe ler os movimentos dos lábios.

O, sağır ama dudak okumayı biliyor.

Seus lábios já estão ficando roxos. Você deve sair da água.

Dudakların mavi. Sudan çıkmalısın.

Era-lhe preciso dizer alguma coisa, mas nenhuma palavra lhe aflorava aos lábios.

Bir şey söylemesi gerekiyordu ama dudaklarından tek bir kelime dökülmedi.

Para saber se o fruto está maduro, aperta delicadamente cada figo com os lábios.

O yüzden olgunlaşmış mı diye her bir inciri önce dudaklarıyla hafifçe sıkıyor.

Ele está rindo de mim porque meus lábios estão manchados com tinta de lula.

Dudaklarım kalamar mürekkebi ile boyandığı için o bana gülüyor.