Translation of "Fugir" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Fugir" in a sentence and their turkish translations:

Decidiu fugir?

Kaçmayı seçiyoruz.

- Tive que fugir daqui.
- Tive de fugir daqui.

Ben buradan uzak durmak zorundaydım.

- Você estava tentando fugir?
- Vocês estavam tentando fugir?

Kaçmaya mı çalışıyordun?

- Como você conseguiu fugir?
- Como vocês conseguiram fugir?

Nasıl kaçmayı başardınız?

Tom tentou fugir.

Tom kaçmaya çalıştı.

Temos de fugir.

Kaçmamız gerekiyor.

Tom conseguiu fugir.

Tom kaçmayı başardı.

- Não posso simplesmente fugir?
- Eu não posso simplesmente fugir?

Ben sadece kaçamaz mıyım?

Você não pode fugir.

- Kaçamazsın.
- Sıvışamazsın.

- Espero que possamos fugir com isso.
- Espero que conseguimos fugir com isso.
- Eu espero que possamos fugir com isso.

Bundan kurtulacağımızı umuyorum.

Enquanto recusamos fugir por qualquer saída,

kaçacak çıkışlar olmasına rağmen kaçmayı reddetmek ve

Nunca tente fugir a um lobo!

Asla bir kurttan hızlı koşmaya çalışmayın!

Eles acreditavam que você iria fugir

kaçacağına inanırlardı

- Tom tentou fugir.
- Tom tentou escapar.

Tom kaçmaya kalkıştı.

Eu não o ajudei a fugir.

Onun kaçmasına yardım etmedim.

E então, não tem por onde fugir.

Istakozun kaçma şansı yoktu.

Você não pode fugir de seu destino.

Kaderinden kaçamazsın.

Eu não posso simplesmente fugir desta obrigação.

Öylece buradan çekip gidemem.

- Podemos fugir de tudo exceto da nossa consciência.
- Nós podemos fugir de tudo exceto da nossa consciência.

Vicdanımız dışında her şeyden kaçabiliriz.

E eu já não podia voltar a fugir.

Ondan sonra da ellerinden kurtulamadım.

Não vamos conseguir fugir do castigo desta vez.

- Bu defa cezadan kurtulamayacağız.
- Bu defa cezalandırılmaktan kaçamayacağız.

Se acha que conseguimos fugir-lhe, selecione "tentar novamente".

Bu kurtla başa çıkabileceğinizi düşünüyorsanız "Yeniden Dene"yi seçin.

Tom tentou fugir, mas foi rapidamente recapturado pelos sequestradores.

Tom kaçmaya çalıştı ama onu kaçıranlar tarafından hızla tekrar yakalandı.

O homem, um pai nos seus cinquenta, tenta desesperadamente fugir.

Ellili yaşlardaki bu baba can havliyle kaçmaya çalışıyor.

Eu vi o rapaz saltar sobre a cerca e fugir.

Çocuğun çitin üzerinden atladığını ve kaçtığını gördüm.

- O cachorro está tentando escapar.
- O cachorro está tentando fugir.

Köpek kaçmaya çalışıyor.

Quando a polícia parou Tom para interrogatório, ele tentou fugir.

Polis onu sorgulamak için durdurduğunda Tom kaçmaya çalıştı.

Cai tudo em cima de nós sem termos para onde fugir.

hepsi üzerinize çullanıyor kaçacak bir yerin yok.

Largou-me e o leopardo estava a tentar fugir do local.

Beni bıraktı ve bölmeden çıkmaya çalıştı.

Estas crias crescem tão depressa que já conseguem fugir ao crocodilo.

Bu yavrular o kadar hızlı büyüyor ki, daha şimdiden timsahtan koşarak kaçabiliyorlar.

Não vou deixar você fugir com as coisas que você fez.

- Bu yaptıklarınız yanınıza kalmayacak.
- Bu yaptıklarınızı yanınıza bırakmayacağım.

Ou indivíduos a tentar fugir do mal horrível que humanos lhes causam.

veya insanların korkunç zorbalığından kaçmak istemeleri olarak yorumluyor.

Eu acho que é muito improvável que nós consigamos fugir dessa prisão.

Ben bu hapishaneden kaçmayı başarabilmemizin pek olası olmadığını düşünüyorum.

- Eles não vão deixar o Tom fugir.
- Eles não vão deixar o Tom escapar.

- Onlar Tomû kaçırmayacaklar.
- Onlar Tom'un kaçmasına izin vermeyecekler.

Ele não mata? Não vamos fugir dos fatos. Certo, há mais pessoas que morrem de gripe, afinal.

Öldürmüyor mu? Gerçeklerden kaçmayalım artık. Aaa doğru doğru, gripten ölen daha çok insan var sonuçta.

Sim, querem fugir, mas, às vezes, querem causar danos colaterais ao sair e vemos isso quando os ataques ocorrem.

kaçmak isterler ama bazen gitmeden biraz zarar vermek isterler. Saldırılarda bunu görüyoruz.