Examples of using "Chove" in a sentence and their turkish translations:
Yağmur yağıyor.
Burada neredeyse hiç yağmur yağmaz.
Orada yağmur yağar.
Burada çok yağmur yağar.
Yağmur yağıyor.
Haziranda çok yağmur yağar.
Burada sık sık yağmur yağar.
Almanya'da çok yağmur yağar mı?
Hem yağmur yağıyor hem de rüzgar esiyor.
Orada çok sık yağmur yağar mı?
Bu günlerde, sık sık yağmur yağar.
Burada çok fazla yağmur yağmaz.
İki aydır yağmur yağmadı.
Yağmur yağdığında, o hüzünlenir.
Hâlâ yağmur yağıyor mu?
Bugün yağmur yağıyor.
Sonbaharın başlarında yağmur yağar.
Yağmur yağdığında bunalımlı olurum.
Buralarda çok yağmur yağmaz.
Brezilya'da burada şubat ayında çok yağmur yağar.
Haziranda her gün yağmur yağar.
Japonya'da haziran ayında çok yağmur yağar.
İngiltere'de ne sıklıkta yağmur yağar?
Şubatta Brezilya'da bol yağış olur.
Brezilya'da burada şubat ayında çok yağmur yağar.
Sendai'de temmuz ayında çok yağmur olur.
Yarın yağmur yağacak mı?
Her yağmur yağışında çatı sızar.
Dağın bu tarafında, çok yağmur yağmaz.
- Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor.
- Sağanak şeklinde yağmur yağıyor.
- Şakır şakır yağmur yağıyor.
- Fena yağmur yağıyor.
- Tufan gibi yağmur yağıyor.
- Gök delinmiş gibi yağmur yağıyor.
Bu günlerde, sık sık yağmur yağar.
Yağmur yağmadığında Tom hep okula yürüyerek gider.
Burada hava çok serindir çünkü sık sık yağmur yağar.
- Onlarca yıldır böyle yağmur yağmadı.
- On yıllardır böyle yağış olmadı.
Yağmur yağdığında suyun kanalize olup burada birikeceğini hayal edebilirsiniz.
- Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor.
- Şakır şakır yağmur yağıyor.
- Fena yağmur yağıyor.
- Tufan gibi yağmur yağıyor.
- Gök delinmiş gibi yağmur yağıyor.