Translation of "Flor" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Flor" in a sentence and their turkish translations:

As abelhas voam de flor em flor.

Arılar çiçekten çiçeğe uçarlar.

- Precisamos aguar a flor.
- Precisamos regar a flor.

Biz çiçeği sulamalıyız.

- Ah, que flor bela!
- Ah! Que flor bonita!

Ay! Ne güzel bir çiçek!

Mulheres são flor

Kadınlar çiçektir

Cheire esta flor.

Bu çiçeği kokla.

Que flor linda!

Ne görkemli bir çiçek!

Que bela flor.

Ne güzel bir çiçek!

- Era uma flor muito bela.
- Era uma flor muito bonita.
- Isso era uma flor muito bonita.
- Isso era uma flor muito bela.

O, çok güzel bir çiçekti.

- Como se chama esta flor?
- Qual é o nome desta flor?
- Como se chama essa flor?

Bu çiçeğin adı nedir?

Esta flor é comestível,

Bunu da yiyebilirsiniz

Que flor mais bela!

Ne güzel bir çiçek!

Esta flor é bonita.

Bu çiçek güzel.

É uma flor linda.

Bu güzel bir çiçek.

A flor é vermelha.

Çiçek kırmızı.

A flor é amarela.

Çiçek sarıdır.

A flor é bonita.

Çiçek güzel.

Que flor é essa?

O çiçek nedir?

Você gosta dessa flor?

Bu çiçeği seviyor musun?

Esta flor é azul.

Bu çiçek mavi.

Isto é uma flor?

Bu bir çiçek mi?

- Qual é o nome desta flor?
- Como se chama essa flor?

Bu çiçeğin adı nedir?

- Como se chama esta flor?
- Qual é o nome desta flor?

Bu çiçeğin adı nedir?

A flor vai sair logo.

Yakında çiçek açacak.

Que bonita é esta flor!

Ne güzel bir çiçek bu!

Essa flor tentou me atacar.

O çiçek bana saldırmaya çalıştı.

A flor azul é pequena.

Mavi çiçek küçüktür.

Esta é uma bela flor.

Bu güzel bir çiçek.

A pequena flor é branca.

Küçük çiçek beyaz.

Como se chama esta flor?

Bu çiçeğe ne dersiniz?

Sabe o nome desta flor?

Bu çiçeğin adını biliyor musun?

- Esta flor é mais bonita que aquela.
- Essa flor é mais bonita que aquela.

Bu çiçek ondan daha güzeldir.

... em busca dos catos em flor.

...her yıl yüzlerce kilometre göç eder.

De que flor você mais gosta?

En çok hangi çiçeği seversin?

Tome qualquer flor que você goste.

İstediğin çiçeği al.

Nunca vi uma flor tão linda.

Öyle güzel bir çiçek görmedim.

Essa flor tem um cheiro gostoso.

Bu çiçek güzel kokuyor.

A felicidade é uma flor frágil.

Mutluluk kırılgan bir çiçektir.

Essa flor tem um cheiro forte.

O çiçeğin güçlü bir kokusu var.

Ela segurava na mão uma flor.

Elinde bir çiçek vardı.

Ela segurou uma flor na mão.

O, elinde bir çiçek tutuyordu.

Ela está segurando uma flor vermelha.

O kırmızı bir çiçek tutuyor.

Ele tem uma flor na mão.

Onun elinde bir çiçek var.

Esta flor é bonita, não é?

Bu çiçek güzel, değil mi?

Por que você comprou uma flor?

Niçin bir çiçek aldınız?

A felicidade é uma flor delicada.

Mutluluk narin bir çiçektir.

Tom comprou uma flor para Maria.

Tom Mary için bir çiçek aldı.

Vejo uma flor em cima da escrivaninha.

- Masanın üzerinde bir çiçek görüyorum.
- Çalışma masasının üzerinde bir çiçek görüyorum.

Eu vejo a pessoa e a flor.

Ben adam ve çiçek görüyorum.

Esta flor é um tipo de rosa.

Bu çiçek bir gül türüdür.

Mary está com uma flor na mão.

Mary'nin elinde bir çiçek var.

Ele não quer nenhum tipo de flor.

Herhangi bir çiçek istemez.

O orvalho é a lágrima da flor.

Çiy, çiçeğin gözyaşıdır.

Ela está com uma flor na mão dela.

O, elinde bir çiçeğe sahiptir.

Você poderia levar essa flor para a Kate?

Bu çiçeği Kate'e getirir misin?

Eu gosto de brócolis, mas detesto couve-flor.

Brokoliyi severim ama karnabahardan nefret ederim.

Você sabe que tipo de flor é este?

Bunun ne tür bir çiçek olduğunu biliyor musun?

Esta é a flor mais bela do jardim.

Bu, bahçedeki en güzel çiçek.

Ou a flor do tojo? A decisão é sua!

karaçalı çiçeğini mi? Karar sizin!

O beija-flor não é maior que uma borboleta.

Bir sinek kuşu bir kelebekten daha büyük değildir.

Ela pegou uma flor do vaso e me entregou.

Vazodan bir çiçek aldı ve bana uzattı.

Eu me esqueci de comprar uma flor para Eva.

Eva için bir çiçek almayı unuttum.

O hino escocês é chamado "A Flor da Escócia".

İskoçya'nın marşına "İskoçya Çiçeği" denir.

Estão a ver a flor do tojo, esta pontinha amarela?

Karaçalının üzerindeki çiçeği gördünüz mü? Sarı olan kısmı?

Vamos comer o ovo cru? Ou a flor do tojo?

Çiğ yumurtayı mı seçeceğiz, karaçalı çiçeğini mi?

O narciso é a flor nacional do País de Gales.

Nergis, Galler'in milli çiçeğidir.

Antes de dar fruto, as laranjeiras dão uma flor chamada "azahar".

Meyve vermeden önce, portakal ağaçları turuncu çiçekleri ile çiçek açar.

A cor lilás foi nomeada a partir da flor de lilás.

Leylak rengi ismini leylak çiçeğinden aldı.

A rosa é uma flor e a pomba é uma ave.

Gül bir çiçektir ve güvercin bir kuştur.

Rosas são um tipo de flor e pombos são um tipo de pássaro.

Güller bir çiçek türüdürler ve güvercinler bir kuş türüdürler.

A raiz de uma flor é tão fraca quanto o dedo de um bebe.

Bir çiçeğin kökü bir bebeğin parmağı kadar zayıftır.

Culpado por várias mortes no Japão e pelo menos uma na Indonésia, se a injeção falta desta flor não matar,

Japonya'da birçok, Endonezya'da ise bir ölümden sorumlu bu ölümcül çiçeğin zehri kurbanını öldürmediği zaman bile

Se aguares uma flor, isso será bastante para que ela sobreviva. Se falares amorosamente com ela, ela florescerá, devolvendo-te o carinho. O mesmo acontece com os seres humanos.

Çiçeğe su verirsen, sadece yaşamasını sağlarsın. Çiçeğe sevgi dolu yaklaşırsan, açan her çiçeği ile fazlalıkla mutluluğu geri verir. Insanlarda böyle.

A frase é a flor; o seu sentido é o pólen. O tradutor é qual abelha; a tradução nada mais é que a polinização entre plantas diversas – leva a vida...

Cümle çiçek gibidir; onun anlamı polendir. Çevirmen arı gibidir; çeviri, sadece farklı bitkiler arasındaki tozlaşmadır - o, hayatı taşır ...