Translation of "Linda" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "Linda" in a sentence and their turkish translations:

Linda menina!

Uslu kız!

Linda menina.

Uslu kız.

Linda ovelha!

İyi koyun.

- Linda estará aqui.
- Linda vai estar aqui.

Linda burada olacak.

- Linda vai preparar café.
- Linda vai fazer café.

Linda kahve hazırlayacak.

Linda ama chocolate.

- Linda çikolata seviyor.
- Linda çikolataya bayılır.
- Linda çikolata sever.

Que camisa linda!

Ne güzel bir gömlek!

Que cena linda!

Ne güzel bir sahne!

Que flor linda!

Ne görkemli bir çiçek!

Oi, minha linda!

- Selam, bebek!
- Selam, güzellik!

Que vista linda!

- Ne güzel bir manzara!
- Ne güzel bir görünüm!

- Eu peguei uma linda borboleta.
- Peguei uma borboleta linda.

Güzel bir kelebek yakaladım.

- A noite está linda, não está?
- Linda noite, não?

Güzel bir gece, değil mi?

- Você é uma linda jovem.
- Você é uma linda moça.

Sen güzel bir genç kadınsın.

- Essa é uma linda música.
- Essa é uma linda canção.

O güzel bir şarkı.

Olha aquela linda garotinha.

Şu kısa güzel kıza bak.

Estava uma noite linda.

Güzel bir geceydi.

Deus, você é linda.

Tanrım, sen güzelsin.

É uma flor linda.

Bu güzel bir çiçek.

Você está tão linda.

Çok güzelsin.

Você é realmente linda.

Sen gerçekten muhteşemsin.

Maria é realmente linda.

Mary gerçekten güzel.

Mary é absolutamente linda.

Mary kesinlikle güzel.

Escute essa linda valsa.

O güzel valsı dinle.

É uma linda canção.

Güzel bir şarkı.

Essa é uma linda pulseira.

O güzel bir bilezik.

Antigamente, esta cidade era linda.

Eskiden bu kent güzeldi.

Mary é uma garota linda.

Mary muhteşem bir kızdır.

Esta é uma linda árvore.

Bu güzel bir ağaç.

Dan encontrou Linda na igreja.

- Dan kilisede Linda'ya rastladı.
- Dan kilisede Linda'yla karşılaştı.

Nossa, essa moça é linda!

Vay, o kız harika.

Viena é uma linda cidade.

Viyana güzel bir şehirdir.

Você é uma linda borboleta.

Sen güzel bir kelebeksin.

Maria é linda de morrer.

Mary çok güzel.

A Linda está estudando grego.

Linda Yunanca öğreniyor.

Que linda bebê! Posso segurá-la?

Ne sevimli bir bebek! Onu tutabilir miyim?

Nunca vi uma flor tão linda.

Öyle güzel bir çiçek görmedim.

Sua voz era suave e linda.

Onun sesi yumuşak ve güzeldi.

- Que bela noite!
- Que noite linda!

Ne güzel bir gece.

- Que cena bonita!
- Que cena linda!

Ne güzel bir manzara!

Eu a chamo de linda frequentemente.

Onu oldukça sık arıyorum.

- Que casa bonita!
- Que casa linda!

Ne güzel bir ev!

O Tom tem uma voz linda.

Tom'un güzel bir sesi var.

A irmã dele é realmente linda.

Onun kız kardeşi, gerçek bir güzelliktir.

Sua irmã está linda como sempre.

Kız kardeşin her zamanki gibi güzel.

Dan chegou no apartamento da Linda.

Dan, Linda'nın dairesine geldi.

Que foto linda! Parece uma pintura.

Ne güzel bir fotoğraf! O bir resim gibi görünüyor.

Dan tem uma surpresa para Linda.

Dan'ın Linda için bir sürprizi var.

O Dan sequer convidou a Linda.

- Dan, Linda'yı bile davet etmedi.
- Dan, Linda'yı davet etmedi bile.
- Dan, Linda'yı davet etmedi ki.

Dan conheceu uma prostituta chamada Linda.

Dan Linda adında bir fahişe ile tanıştı.

Mary é uma menina muito linda.

Mary çok güzel bir kızdır.

Ela é linda como a mãe.

O, annesi gibi güzel.

- Você está bonita.
- Você está linda.

Güzel görünüyorsun.

- Minha irmã me fez uma linda boneca.
- Minha irmã fez uma linda boneca para mim.

Kız kardeşim bana güzel bir oyuncak bebek yaptı.

- Sua filha se tornou uma linda mulher.
- A filha dele se tornou uma linda mulher.

Onun kızı güzel bir kadın oldu.

Ela parecia mais linda do que nunca.

Her zamankinden daha güzel görünüyordu.

Ouço dizer que Nancy é muito linda.

Nancy'nin çok güzel olduğunu duydum.

Ela deve ter sido linda quando jovem.

O gençken muhteşem olmalı.

A lagarta transformou-se numa linda borboleta.

Tırtıl güzel bir kelebeğe dönüştü.

Ele se apaixonou por uma linda princesa.

O güzel bir prensese aşık oldu.

Linda, em prantos, implorou perdão a Dan.

Linda Dan'a affetmesi için ağlaya ağlaya yalvardı.

Certa manhã ele viu uma linda garota.

O bir sabah güzel bir kız gördü.

Sua filha se tornou uma linda mulher.

Onun kızı güzel bir kadın haline geldi.

Leila deu à luz uma linda menina.

Leyla güzel bir kız bebek doğurdu.

A vista do meu hotel era linda.

Otel odamdan manzara güzeldi.

- Apesar de ser gorda, ela era linda.
- Apesar de estar gorda, ela estava linda.
- Apesar de ser gorda, ela era bonita.
- Apesar de gorda, ela era linda.

Şişman olmasına rağmen güzeldi.

- Você fica tão bonita nesse vestido.
- Você é tão linda nesse vestido.
- Você está tão linda nesse vestido.

O elbisenin içinde çok güzelsin.

O que você achou do show da Linda?

Linda'nın konserini nasıl buldun?

A minha mãe era muito linda, na juventude.

Annem gençliğinde çok güzeldi.

Linda estava tão desapontada que caiu em prantos.

Linda o kadar hayal kırıklığına uğradı ki gözyaşlarına boğuldu.

Uma garota linda como você certamente será notada.

Senin gibi güzel bir kız kesinlikle fark edilir.

Deixe-me apresentá-lo a minha linda esposa.

Seni güzel karımla tanıştırayım.

Linda nasceu na Inglaterra. Logo, ela é inglesa.

Linda İngiltere'de doğdu. O bu yüzden İngiliz.

Esta lagarta se transformará em uma linda borboleta.

Bu tırtıl harika bir kelebeğe dönüşecek.

Dan se encontrou com Linda em um parque.

Dan parkta Linda ile buluştu.

Dan mostrou sua coleção de borboletas a Linda.

Dan Linda'ya kelebek koleksiyonunu gösterdi.

- Você tem lábios bonitos.
- Sua boca é linda.

- Çok güzel dudaklarınız var.
- Güzel dudakların var.

Dan tentou convencer Linda a roubar o dinheiro.

Dan Linda'yı parayı çalması için ikna etmeye çalıştı.

Mary não é apenas atraente, é realmente linda.

Mary sadece sevimli değildir, o gerçek bir güzeldir.

A lua está excepcionalmente linda hoje de noite.

Ay bu gece son derece güzel.

- Você é linda, sabia?
- Você é lindo, sabia?

Güzelsin, biliyor musun?

Uma linda garota sentou-se ao meu lado.

Güzel bir kız yanıma oturdu.

A casa que Tom construiu é realmente linda.

Tom'un yaptığı ev gerçekten hoş.

O Tom achou que a Mary estava linda.

Tom Mary'nin güzel göründüğünü düşündü.

- Sua casa é linda.
- A sua casa é bonita.

- Evin güzel.
- Eviniz güzel.

Havia uma linda mulher com cabelo preto no parque.

Parkta siyah saçlı, güzel bir kadın vardı.

Linda identificou Dan como o homem que a estuprou.

Linda, Dan'ı kendisine tecavüz eden adam olarak teşhis etti.

O detetive Dan Anderson verificou as declarações de Linda.

Dedektif Dan Anderson, Linda'nın ifadelerini doğruladı.

Dan encorajou Linda a escrever para o pai dela.

Dan babasına yazması için Linda'yı teşvik etti.

Semana passada ela deu à luz uma linda menina.

Geçen hafta o güzel bir kız bebek doğurdu.

Dan vendeu seu carro para Linda por oitocentos dólares.

Dan arabasını sekiz yüz dolara Linda'ya sattı.

Este parque nacional é rodeado de uma paisagem linda.

Bu ulusal park güzel manzarayla dolu.

Um dia, esta lagarta se transformará numa linda borboleta.

Bir gün bu tırtıl güzel bir kelebeğe dönüşecek .

Ela é linda, é rica... e, contudo, eu a odeio.

O güzel ve zengin...Ben ondan nefret ediyorum.

Era uma vez um rei que tinha uma linda filha.

Bir zamanlar güzel bir kızı olan bir kral vardı.

- Ela é linda e inteligente.
- Ela é bonita e inteligente.

O güzel ve zeki.