Translation of "Escrevi" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Escrevi" in a sentence and their turkish translations:

- Eu escrevi uma carta.
- Escrevi uma carta.

Bir mektup yazdım.

- Eu escrevi aquele livro.
- Escrevi esse livro.

O kitabı yazdım.

- Eu escrevi três cartas.
- Escrevi três cartas.

Üç mektup yazdım.

Escrevi meu endereço?

Adresimi yazdım mı?

Escrevi o bilhete.

Not yazdım.

Escrevi muitas histórias.

Ben bir sürü hikaye yazdım.

Escrevi esse livro.

O kitabı yazdım.

- Eu escrevi isso para ela.
- Escrevi isso para ela.

Bunu onun için yazdım.

- Eu não escrevi essa carta.
- Eu não escrevi aquela carta.

O mektubu yazmadım.

Eu escrevi para ele.

Ona yazdım.

Eu não escrevi nada.

Hiçbir şey yazmadım.

Eu escrevi este livro.

Bu kitabı yazdım.

Escrevi uma carta ontem.

Dün bir mektup yazdım.

Eu não escrevi isso.

Onu yazmadım.

Escrevi para o Tom.

Tom'a yazdım.

Eu escrevi este relatório.

Ben bu raporu yazdım.

- Eu escrevi esta carta em francês.
- Escrevi esta carta em francês.

Bu mektubu Fransızca yazdım.

- Até agora, eu escrevi cinco canções.
- Até agora, eu escrevi cinco músicas.

Şimdiye kadar beş şarkı yazdım.

- Você leu o que eu escrevi?
- Vocês leram o que eu escrevi?

Yazdığımı okudun mu?

- Eu escrevi minha tese sobre isso.
- Eu escrevi minha dissertação sobre isso.

Ben tezimi bunun hakkında yazdım.

Eu escrevi uma bela história.

Ben güzel bir hikaye yazdım.

Nunca escrevi uma peça teatral.

Ben hiç bir oyun yazmadım.

Quando eu escrevi esse artigo?

Bu makaleyi ne zaman yazdım?

O que eu não escrevi?

Ne yazmadım?

Não, eu não escrevi isso.

Hayır, ben onu yazmadım.

Escrevi isto há três meses.

Bunu üç ay önce yazdım.

Escrevi uma carta em inglês.

İngilizce bir mektup yazdım.

Eu não escrevi a carta.

Mektup yazmadım.

Escrevi uma carta a Maria.

- Mary'ye bir mektup yazdım.
- Ben Mary'ye bir mektup yazdım.

Escrevi uma carta à Maria.

- Mary'ye bir mektup yazdım.
- Ben Mary'ye bir mektup yazdım.

Eu escrevi a palavra errado.

Ben kelimeyi yanlış yazdım.

Não escrevi muito no verão.

Yazın çok yazmadım.

- Escrevi três cartas ontem à noite.
- Eu escrevi três cartas ontem à noite.

Dün gece üç mektup yazdım.

- Você entendeu errado o que eu escrevi.
- Vocês entenderam errado o que eu escrevi.

Sen yazdıklarımı yanlış yorumladın.

Escrevi uma longa carta para ela.

Ona uzun bir mektup yazdım.

Eu escrevi uma carta em francês.

Fransızca bir mektup yazdım.

Escrevi essa música especialmente para você.

Bu şarkıyı sadece senin için yazdım.

Eu escrevi uma carta para Mireille.

Ben Mireille'e bir mektup yazdım.

Escrevi três cartas ontem à noite.

Dün gece üç mektup yazdım.

Eu lhe escrevi uma resposta amigável.

Ona dostça bir cevap yazdım.

Escrevi uma carta para minha mãe.

Anneme bir mektup yazdım.

Eu escrevi muitas frases em esperanto.

Ben birçok Esperanto cümle yazdım.

- Eu escrevi uma carta para o meu professor.
- Eu escrevi uma carta para a minha professora.

Öğretmenime bir mektup yazdım.

- Pergunto-me se o que escrevi estava correto.
- Será que o que eu escrevi estava correto?

Yazdığımın doğru olup olmadığını merak ediyorum.

Vocês querem ler o que escrevi, pessoal?

Siz arkadaşlar yazdığımı okumak ister misiniz?

Não foi isso o que eu escrevi.

Yazdığım bu değil.

Eu tinha treze anos quando escrevi aquilo.

Bunu yazdığımda on üç yaşımdaydım.

Escrevi a quarta milionésima frase em Tatoeba.

- Tatoeba'daki dört milyonuncu cümleyi ben yazdım.
- Tatoeba'ya dört milyonuncu cümleyi yazdım.

Eu escrevi o endereço errado no envelope.

Zarfın üstüne yanlış adres yazdım.

Escrevi as respostas com todo o cuidado.

Ben cevapları dikkatlice yazdım.

Eu escrevi todo dia uma carta para ela.

Her gün ona bir mektup yazdım.

O escrevi o endereço dele atrás do envelope.

Onun adresini zarfın arkasına yazdım.

Eu nunca antes escrevi uma carta em francês.

Daha önce hiç Fransızca bir mektup yazmadım.

Ao chegar a Tóquio, escrevi uma carta para ela.

Tokyo'ya varınca ona bir mektup yazdım.

Esta é a primeira música que eu já escrevi.

Bu şimdiye kadar yazdığım ilk şarkı.

Escrevi para o meu professor de francês em francês.

Fransızca öğretmenime Fransızca yazdım.

Você viu o livro de receitas que eu escrevi?

- Benim yazdığım yemek tarifi kitabını gördünüz mü?
- Benim yazdığım yemek tarifi kitabını gördün mü?

Escrevi uma carta extensa para Tom ontem à noite.

Dün gece Tom'a uzun bir mektup yazdım.

Escrevi um show de comédia que não respeitava a fórmula,

Komedyenlerin, yumruklarını gıdıklamalara çevirmesinin beklendiği

Eu escrevi o número de telefone no bloco de notas.

Onun telefon numarasını bloknota yazdım.

Escrevi meu nome na capa de todos os meus cadernos.

Tüm defter kapaklarımın üzerine adımı yazdım.

Eu escrevi um livro mas ele não era muito bom.

Bir kitap yazdım ama çok iyi değildi.

Na quarta-feira passada escrevi uma carta aos meus irmãos.

Geçen çarşamba kardeşlerime bir mektup yazdım.

Eu escrevi uma resposta, mas me esqueci de apertar "enviar".

Bir cevap yazdım ama göndere basmayı unuttum.

- Escrevi meu nome no papel.
- Coloquei meu nome no papel.

Adımı kağıda yazdım.

Eu vou lhe passar o artigo que escrevi sobre esse tema.

Sana o konuda yazdığım makaleyi vereceğim.

Escrevi o número de telefone dele no papel para não me esquecer.

Unutmamak için onun telefon numarasını not ettim.

- Eu mantinha um diário em Francês.
- Eu já escrevi um diário em Francês.

Fransızca bir günlük tutardım.