Examples of using "Bilhete" in a sentence and their turkish translations:
Bir biletin var mı?
- Bilet, lütfen.
- Bilet lütfen.
Not yazdım.
Tom bir not bıraktı.
Senin biletin yok.
- Nereden bir bilet alabilirim?
- Nerede bir bilet satın alabilirim?
Bana bir not bıraktı.
Biletinizi görebilir miyim?
Size bir not bıraktım.
Bileti almak ona on dolara mal oldu.
O bir uçak bileti satın aldı.
Onun bir bileti yok.
Tom Mary'ye bir bilet aldı.
Biletini önceden aldın mı?
Tom mutfak masasına bir not bıraktı.
Bu bilet iki kişinin girmesine olanak tanır.
Ben bir bilet aldım.
Bir bilet ne kadar.
Tom bir bilet aldı.
Bir bilet satın alabildim.
Bu bileti ilk gelene ver.
Lütfen bana bilet numaranızı söyleyin.
Boston'a tek yön bilet aldım.
Biletinizi unutmayın.
Tom bize kapıda bir bilet alabileceğimizi söyledi.
Biletimi arıyorum.
Bilet alamadım.
Lütfen biletini göster.
Vagon ve koltuk numarası biletin üzerinde yazılı.
Sana bir not bırakacaktım.
Biletini bulamadın mı daha?
Tom'un bileti nerede?
Bir bilet almak için en az bir saat beklemek zorunda kalırsın.
Bileti unutma.
Biletimi alırken çantama göz kulak ol.
Ben bileti alacağım.