Translation of "Histórias" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Histórias" in a sentence and their turkish translations:

Conta histórias assustadoras

korkulu hikayeler anlatırdı

Tom escrevia histórias.

Tom hikayeler yazdı.

Escrevi muitas histórias.

Ben bir sürü hikaye yazdım.

Para criar boas histórias.

iyi hikâyeler yapabilmek için bilmemiz lazım.

Tom escreveu muitas histórias.

Tom bir sürü hikaye yazdı.

Adoro histórias em quadrinhos.

Çizgi romanları seviyorum.

Quem escreveu estas histórias?

Bu hikayeleri kim yazdı?

Eu adoro contar histórias.

Ben hikaye anlatmayı severim.

Eu gosto de histórias.

Hikayeleri seviyorum.

Detesto suas histórias estúpidas.

Senin aptal hikayelerinden nefret ediyorum.

Tom escreve histórias curtas.

- Tom kısa öyküler yazıyor.
- Tom kısa öyküler yazar.

Encontrei inúmeras histórias de jovens

Aramızda kaybolan, aramızda görünmez olan,

Estou farto de suas histórias!

Hikayelerinden bıktım!

E os outros 65% contando histórias.

ve yüzde 65'ini hikâye anlatmaya ayırırlar.

Isso me ensinou a construir histórias,

O bana nasıl hikâye oluşturulacağını öğretti

Aqueles que mais gostavam de histórias,

Hikâyeleri en çok sevenler daha çok problem çözebilir.

Usem histórias em casa, na escola,

Hikâyeleri evde kullanın, hikâyeleri okulda kullanın,

Vou contar duas outras histórias hoje.

Size iki hikaye daha anlatayım.

Tom leu algumas histórias para mim.

Tom bana bazı hikayeler okudu.

Tom inventa histórias o tempo todo.

Tom sürekli hikayeler yazar.

- Você não gosta de histórias de amor, né?
- Você não gosta de histórias de amor, gosta?

Sen aşk hikayelerinden hoşlanmıyorsun, değil mi?

TP: Por isso as histórias são poderosas,

İşte bu sebeple hikâyeler güçlüdür

Essa é a estrutura das histórias, certo?

Yani hikâyelerin yapısı bu, değil mi?

Tem sido objeto de muitas histórias, quadrinhos,

hikayeye, çizgi romana bir çok şeye konu olmuştur

Você não gosta de histórias de amor.

Aşk hikayelerinden hoşlanmıyorsun.

Ela é boa em inventar histórias interessantes.

İlginç hikayeler uydurmada iyidir.

Tom é um bom contador de histórias.

Tom hikaye anlatmada iyidir.

- Quando eu era criança, costumava ler histórias em quadrinhos.
- Quando era criança, costumava ler histórias em quadrinhos.

Çocukken çok çizgi roman okurdum.

Precisamos de mais detalhes para poder criar histórias.

Hikâye oluşturmak için biraz daha fazla detaya ihtiyacımız var.

E que preenchia com histórias engraçadas e anedotas

onun eğlenmesi için süslediğim hikâyeler

E todos os dias lhe contava as histórias.

Her gün ona hikâyelerimi anlatıyordum.

Eu posso escrever boas histórias quando tenho vontade.

Canım istediği zaman güzel hikayeler yazabilirim.

Qual das histórias você quer que eu leia?

Hangi hikayeyi okumamı istersin?

Ela me contou muitas histórias sobre sua vida.

Hayatı hakkında bana bir sürü hikaye anlattı.

Se as paredes falassem, que histórias nos contariam?

- Duvarlar konuşabilseydi, bize hangi hikayeleri anlatırdı?
- Duvarlar dile gelseydi, bize ne hikayeler anlatırdı.

- Tom adora contar estórias.
- Tom adora contar histórias.

Tom hikayeler anlatmayı sever.

Não era por meio de piadas, mas por histórias.

hikâyelerden geçtiğini keşfettim.

Que eu estava contando as minhas histórias pelas risadas.

hikayelerimi güldürmek için anlattığımı fark ettim.

Contamos aos nossos amiguinhos sobre essas histórias de medo

bizde küçük arkadaşlarımıza bu korkulu hikayeleri anlatmıştık

Muitas histórias são contadas sobre o lendário Ragnar Lodbrok.

Efsanevi Ragnar Lodbrok hakkında birçok hikaye anlatılır.

Ele gostava de me contar histórias sobre a Índia.

Bana Hindistan hakkında hikayeler anlatırdı.

A gente antiga gostava de contar histórias de valentia.

Eski insanlar kahramanlık hikayelerini anlatmaktan hoşlanmışlar.

Clark Kent é o herói das histórias do Super Homem.

Clark Kent Süpermen hikayelerinin kahramanıdır.

- Ele tinha ouvido maravilhosas histórias sobre cidades de ouro com árvores de prata.
- Ele escutou histórias magníficas sobre cidades de ouro com árvores de prata.

O, gümüş ağaçları olan altın şehirler hakkında harika hikayeler duymuştu.

Por isso, comecei a fazer filmes, e comecei a contar essas histórias.

Böylece filmler çekmeye ve bu öyküleri anlatmaya başladım.

Mas o homem também fala sobre as guerras e histórias da América

Fakat adam bir de üzerine Amerikanın gireceği savaşları ve tarihlerini de söylüyor

E ao traçar estas linhas, todas estas histórias estão a ser lançadas.

Ve bu çizgileri çizerken, tüm bu hikâyeler ortaya çıkıyor.

"Vamos contar histórias de terror?" "Não, prefiro não mexer com essas coisas."

"Bazı korku hikâyeleri hakkında ne diyorsun?" "Hayır, o tür şeylere karışmamayı yeğlerim."

Meus pais costumavam ler histórias para mim quando eu era um garotinho.

Ebeveynlerim ben küçük bir çocukken bana hikayeler okurdu.

Meu namorado descobriu as histórias em quadrinhos eróticas que eu havia escondido.

Erkek arkadaşım benim saklamakta olduğum erotik çizgi roman kitabını keşfetti.

E contam histórias de como os irmãos Wright se sairam a cada vez,

Wright kardeşlerin nasıl dışarı çıktığının hikayesi anlatılır

As histórias são de duas até dez vezes mais memoráveis que os fatos isolados.

Hikâyeler, tek başına salt bilgiden 2 ile 10 kat daha hatırlanabilir.

E é por isso que os livros mais influentes contém uma série de histórias

Bundan dolayı tarihteki en etkili kitaplar hikâye serileri

É por isso que o Cocks se mantém cético das histórias que narram ataques de grupo de vingança não provocada.

Cocks işte bu yüzden, sebepsiz ve intikam amaçlı toplu saldırı hikâyelerine inanmıyor.