Examples of using "Destino" in a sentence and their turkish translations:
Bu senin kaderin.
onun kaderine ağlıyor
O, bizim kaderimiz.
- Belki kaderdir.
- Belki o alın yazısıdır.
- Kadere inanmam.
- Ben kadere inanmıyorum.
Hedefimiz ne?
- Hedefine ulaştın.
- Varmak istediğiniz yere ulaştınız.
Kaderim senin ellerinde.
Sonunda gideceğimiz yere vardık.
Bu benim kaderim.
Bu senin kaderin.
Kader bana gülümsedi.
kaderleri aynıydı
Acı çekmek insanın kaderinde var.
Son kararın nedir?
- Tom kaderini uysal bir şekilde kabul etti.
- Tom kaderini boyun eğmiş bir şekilde kabullendi.
Kendi kaderinin kaptanısın.
Ölüm herkesin kaderidir.
Kaderinden kaçamazsın.
Kendi kaderini kendin seçmelisin.
Kaderimi senin güzel ellerine bırakıyorum.
Bu çiftler için çok romantik bir yer.
Hayat bir yolculuktur, bir varış noktası değildir.
Kaderi idare etmek isteyen asla barış bulamaz.
Birine bile takılsa... ...hamam böceğinin kaderi mühürlenir.
Ölüm herkesin kaderidir.
Tom Tokyo'ya giden bir trene bindi.
Sami'nin kaderi jürinin ellerindeydi.
"Kaderimizi kendimiz yönetebiliriz." düşüncesi
Ama Uruguay'ın, turistlerin kafayı bulmak için ziyaret edeceği
Bayan Harris oğlunun geleceği hakkında çok şüpheli.
Atina'ya giden bir yük gemisi, bir iz bırakmadan Akdeniz'de battı.
Hayatına kimin gireceğine kader karar verir, ama kimin kalacağına sen karar verirsin.
Düşüncen konuşmana, konuşman hareketine, hareketin kaderine yansır. Güzel düşün, güzel yaşa.