Translation of "Crescente" in Turkish

0.002 sec.

Examples of using "Crescente" in a sentence and their turkish translations:

Eles estão presos em uma ocupação sempre crescente e sem futuro como um povo.

sürekli büyüyen bir uğraşın altında sıkışıp kalıyorlar Bir insan olarak geleceği olmayan.

Maria olhou para o céu estrelado, com uma lua crescente que iluminava aquela noite de outono.

María, sonbahar gecesini aydınlatan çeyrek ayı bulunan, yıldızlı gökyüzüne baktı.