Translation of "Povo" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "Povo" in a sentence and their turkish translations:

O povo falou.

İnsanlar konuştular.

- Eu gosto do povo daqui.
- Gosto do povo daqui.

Buradaki insanları seviyorum.

Um povo sem conhecimento é um povo sem força!

Bilgisiz bir millet güçsüz bir millettir.

- O povo é tão amigável.
- O povo é tão amistoso.

İnsanlar çok arkadaş canlısıdırlar.

Passaram rapidíssimo, querido povo.

O kadar çabuk geçti ki sevgili halkım...

Obrigado, meu querido povo.

Teşekkürler sevgili halkım.

O povo exigia respostas.

İnsanlar cevaplar istedi.

Poder para o povo.

İnsanlara güç sağla.

O povo americano falou.

Amerikan halkı konuştu.

O povo estava gritando.

İnsanlar çığlık atıyordu.

O povo está confuso.

İnsanların kafası karışık.

Nós representamos o povo.

Biz insanları temsil ediyoruz.

O povo está sofrendo.

İnsanlar acı çekiyor.

E ele disse ao povo:

ve halka şöyle seslendi,

O povo enganador da Nasa

Nasa'nın insanları kandırarak

O povo daqui é bom.

Buradaki insanlar iyidirler.

O povo necessita de alimentos.

Köyün besine ihtiyacı vardı.

Eu lutarei pelo meu povo.

Halkım için mücadele edeceğim.

O povo elegeu Tom presidente.

Millet, Tom'u devlet başkanı seçti.

O povo votou em novembro.

Halk Kasım ayında oy verdi.

O povo rejeitou a constituição.

Halk anayasayı reddetti.

O povo saudou a vitória.

İnsanlar zaferi selamladılar.

O estado oprime o povo.

Devlet insanlara baskı yapıyor.

O povo americano merece melhor.

Amerikan halkı daha iyisini hak ediyor.

O povo merece coisa melhor.

İnsanlar daha iyisini hak ediyor.

O ditador oprimiu o povo.

Diktatör insanlara zulüm yapıyordu.

O povo vem de lá.

İnsanlar oradan geliyorlar.

O povo precisa de comida.

İnsanlar yemeğe ihtiyaç duyarlar.

O povo está sob pressão.

İnsanlar baskı altındadır.

Querido povo, passaram cinco anos fratricidas.

Sevgili halkım, beş yıl geçti.

Então na verdade como um povo

yani aslında halk olarak

Lutei contra a espoliação do povo.

İnsanların sömürülmelerine karşı savaştım.

O povo estava cansado de violência.

İnsanlar şiddetten yorgun düşüyorlardı.

Assim lutava o povo de Okinawa.

Bu nedenle Okinava insanları savaştı.

- Armaram as pessoas.
- Armaram o povo.

Onlar insanları silâhlandırdılar.

O povo chinês é excepcionalmente trabalhador.

Çinliler son derece çalışkandırlar.

Os ingleses são um povo prático.

İngilizler becerikli bir millettirler.

Os Americanos são um povo democrático.

Amerikalılar demokratik bir ulustur.

A guerra uniu o povo americano.

Savaş Amerikan halkını birleştirdi.

O povo da Colômbia fala Espanhol.

Kolombiyalı insanlar ispanyolca konuşuyor.

O político deve servir ao povo.

Politikacı insanlara hizmet etmelidir.

Os ingleses são um povo taciturno.

İngilizler az konuşan insanlardır.

Querido povo, obrigado. Obrigado pelo vosso abraço.

Sevgili halkım, sana teşekkür ederim. Kucakladığın için teşekkür ederim.

Há um povo nas mãos da máfia

mafyanın eline düşmüş bir halk var ortada

Como o povo pode esperar dos assassinos

halk katillerden nasıl medet umabilir

é seu maior inimigo em seu povo

insanında en büyük düşmanı kendisidir

A religião é o ópio do povo.

Din insanların afyonudur.

O povo resistiu ao seu cruel governante.

İnsanlar zalim hükümdara direndi.

Não querem que o povo seja independente.

Onlar insanların bağımsız olmalarını istemiyorlar.

Ele sempre esteve ao lado do povo.

- O her zaman insanların tarafındaydı.
- O hep halktan yanaydı.

Os japoneses são um povo muito limpo.

Japonlar çok temiz insanlardır.

Não dá para democratizar um povo faminto.

Açlık çeken insanları demokratikleştiremezsiniz.

O povo rebelou-se contra o rei.

Halk krala karşı ayaklandı.

O Tom é uma pessoa do povo.

Tom insan canlısı biri.

Antes de ter lugar. EXÉRCITO REVOLUCIONÁRIO DO POVO

Brezilya'daki darbeyi duyurdu. HALKIN DEVRİMCİ ORDUSU

O rei submeteu o povo a pesados impostos.

Kral, halka ağır vergiler koydu.

O presidente da república é escolhido pelo povo.

Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilir.

O povo jamais esqueceu a generosidade do presidente.

Halk, başkanın cömertliğini hiç unutmadı.

- As pessoas estão zangadas.
- O povo está irritado.

İnsanlar kızgın.

O presidente disse que lutará pelo seu povo.

Başkan halkı için mücadele edeceğini söyledi.

Você grita aqui como um povo, mas não funciona

sen burada halk olarak bağırırsın ama hiç bir işe yaramaz

O povo dos Estados Unidos lutou por sua independência.

Amerikan halkı, bağımsızlıkları için savaştı.

O Imperador é o símbolo da unidade do povo.

İmparator, halkın birliğinin sembolüdür.

Yahu, como povo, vamos nos manter em cima de algo.

yahu halk olarak biz de bir şeylerin ucundan tutalım yahu.

Muitos nem aceitaram. O estado forneceu comida para seu povo

Hatta birçoğu almadı bile. Devlet erzak yardımında bulundu halkına

Ele gosta de dizer que é o filho do povo.

O, halk çocuğu olduğunu söylemekten hoşlanır.

- Dedico esta canção ao meu povo.
- Dedico esta música ao meu povo.
- Dedico esta música à minha gente.
- Dedico esta canção à minha gente.

Bu şarkıyı halkıma adıyorum.

- Os Inca eram pessoas religiosas.
- Os Incas eram um povo religioso.

İnkalar dindar insanlardı.

A abreviação para "Conferência Consultiva Política do Povo Chinês" é "CCPPC".

"Chinese People's Political Consultative Conference"' in kısaltılmış şekli "CPPCC"'dir

Foi um filme sobre riquezas e aghas que explorou o povo novamente

halkı sömüren zenginleri ve ağaları anlatan bir filmdi yine

O Vice Presidente Mike Pence descreveu para o povo Americano deste jeito:

yardım tasarısını, Amerikalılara bu şekilde tarif etmesinin nedenidir:

Eu estou grato por sua hospitalidade e pela hospitalidade do povo Egípcio.

Siz ve Mısır halkına konukseverliğiniz için teşekkür borçluyum.

Pode-se dizer que o povo armênio é uma mistura de diversos povos.

Ermenilerin çeşitli ırkların bir karışımı olduğu söylenebilir.

O Golfo Pérsico é um elemento de identidade histórica para o povo iraniano.

İran körfezi, İran halkındaki tarihsel kimliğin bir parçasıdır.

Eles estão presos em uma ocupação sempre crescente e sem futuro como um povo.

sürekli büyüyen bir uğraşın altında sıkışıp kalıyorlar Bir insan olarak geleceği olmayan.

O salvador do povo, que até capturou 3 centavos nas mãos da máfia, seria a máfia novamente

mafyanın eline 3 kuruşlarını bile kaptıran halkın kurtarıcısı yine mafya olacaktı

A população inteira da Nova Zelândia é de 3.410.000, e um sétimo disso é o povo Maori.

Yeni Zelanda'nın tüm nüfusu 3.410.000 olup, bunun yedide biri Maori halkıdır.

- As pessoas temem a guerra.
- As pessoas têm medo da guerra.
- O povo tem medo da guerra.

- İnsanlar savaştan korkar.
- İnsanlar savaştan korkuyor.

- Nós vamos nos assegurar de que ninguém está tirando proveito do povo americano para seu próprio ganho a curto prazo.
- Vamos nos assegurar de que ninguém está tirando proveito do povo americano para seu próprio ganho a curto prazo.

Biz hiç kimsenin kendi kısa vadeli kazançları için Amerikan halkından yararlanmadıklarından emin olacağız.

- Ele perdeu o respeito de seu povo quando aceitou o dinheiro.
- Ele perdeu o respeito de seu pessoal quando aceitou o dinheiro.

O, parayı kabul ettiğinde halkının saygısını kaybetti.