Examples of using "Outono" in a sentence and their turkish translations:
Şimdi sonbahar.
Şimdi sonbahar.
Sonbaharın eli kulağında.
Sonbaharı severim.
Sonbahar geliyor.
Sonbaharda İspanya'ya gideceğim.
- Sonbaharın eli kulağında.
- Güz gelmek üzere.
Zeytinler sonbaharda hasat edilir.
O hoş bir sonbahar akşamı idi.
Tayfunlar sonbaharda orada sıktır.
Güz, Ekim'de başlar.
Biz bu sonbaharda birkaç tayfun yaşadık.
Sonbaharda Paris'e gidiyorum.
Ben en çok sonbaharı severim.
- Ben bu sonbaharda Paris'e gidiyorum.
- Önümüzdeki sonbaharda Paris'e gideceğim.
Sonbaharın başlarında yağmur yağar.
Köpekler sonbaharı severler.
İlkbaharı sonbahara tercih ederim.
Bu Sonbaharda çok tayfun var.
- Yapraklar son baharda düşer.
- Yapraklar sonbaharda dökülür.
Sonbaharda yapraklar sararır.
Boston'a geçen sonbahar gittim.
Son baharda yapraklar kırmızıya döner.
Sonbahardan önce yaz geldi.
Yapraklar sonbaharda kahverengi olur.
Sonbaharda Saint Petersburg'u ziyarete gelin!
Sonbahar uzun ve ılımandı.
Zeytinler sonbaharda hasat edilir.
Sonbaharda yapraklar ağaçlardan düşer.
Hangisini tercih edersiniz, İlkbaharı mı yoksa Sonbaharı mı?
Dün sonbaharın ilk günüydü.
Bugün sonbaharın ilk günü.
Çocuklar Sonbaharda okula geri giderler.
Sonbahar benim en sevdiğim mevsimdir.
Yaz ve sonbahar arkadaştırlar.
İlkbaharı mı yoksa sonbaharı mı seversin?
Sonbaharda, birçok kuş daha sıcak ülkelere uçar.
Bu sonbahar uzundu fakat çok soğuk değildi.
- Bu sonbaharda büyük bir deprem Meksika'ya çarptı.
- Bu sonbahar büyük bir deprem Meksika'yı vurdu.
Bazı çiçekler Baharda, bazıları sonbaharda açarlar.
En çok hangi mevsimi seversin, ilkbaharı mı yoksa sonbaharı mı?
İlkbaharı Sonbahardan daha çok severim.
Bu yeşil yapraklar sonbaharda kızarır veya sararır.
Dört mevsim: İlkbahar, yaz, sonbahar ve kıştır.
Sonbaharda yapraklar renk değiştirir ve düşer.
Sonbahar geldi ve yapraklar düşmeye başladılar.
Biz geçen sonbaharda New York'a taşındık.
Geçen sonbahar Meksika'da büyük bir deprem oldu.
Bazı çiçekler ilkbaharda ve diğerleri sonbaharda açarlar.
Sonbaharda göçmen kuşları güneye uçar.
Bu yeşil yapraklar güz aylarında kızarır veya sararırlar.
O sonbahar rüzgardaki bir yaprak gibi dans etti.
İskoçyada geç gelen bahar oldukça soğuktu.
Bence sonbahar yılın en güzel mevsimi.
- Bir yılda dört mevsim vardır: İlkbahar, yaz, sonbahar ve kış.
- Senede dört mevsim vardır: Bahar, yaz, güz ve kış.
Kuzey Yarımküre'de ilkbahar olduğunda, Güney Yarımküre'de sonbahardır.
Artık sonbahar olduğu için geceler uzuyor.
Yılın dört mevsimi ilkbahar, yaz, sonbahar ve kıştır.
Çözünmekte olan sonbahar yaprakları gündüzleri biraz nem ve sıcak sağlıyor.
Tepe sonbahar renkleri ile parlıyor.
Buralarda hava erken kararıyor.Sonbahar zamanı geldiğinde güneş bir kaya gibi düşüyor gibi görünüyor.
Ağaçlarda görünen sarı, kırmızı ve kahverengi yapraklar sonbaharın ilk işaretidir.
María, sonbahar gecesini aydınlatan çeyrek ayı bulunan, yıldızlı gökyüzüne baktı.
Sonbaharda stokladığı yiyecekler de tükenmiş durumda. Soğuk gecede yiyecek araması gerek.
Hayat yaz çiçekleri kadar güzel ve ölüm sonbahar yaprakları kadar güzel olsun.
- Yaşam yaz çiçekleri, ölüm de sonbahar yaprakları kadar güzel olsun.
- Hayat yaz çiçekleri, ölüm de güz yaprakları gibi güzel olsun.