Translation of "Contra" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Contra" in a sentence and their turkish translations:

- Eu sou contra.
- Sou contra.

Ben buna karşıyım.

Eu sou contra a violência contra as mulheres.

Kadınlara yönelik şiddete karşıyım.

Proteger contra vírus

Virüsten korunun

- Sou contra a guerra.
- Eu sou contra a guerra.

Savaşa karşıyım.

- Todo mundo está contra mim.
- Toda a gente está contra mim.
- Estão todos contra mim.

Herkes bana karşı.

- Não tenho nada contra você.
- Não tenho nada contra vocês.

- Senin aleyhinde hiçbir şeyim yok.
- Seninle bir derdim yok.

Especialmente contra aqueles bandos,

örgütlenmeye başlamıştı.

contra Guilherme, o Conquistador.

Hastings Savaşı'nda savaştılar .

É contra as regras.

Bu kurallara aykırıdır.

Ela testemunhou contra ele.

O, onun aleyhine tanıklık etti.

Lutei contra o sono.

Uykuya karşı mücadele ettim.

Todos estão contra mim!

Herkes bana karşı değil!

Esteja atento contra incêndios.

Yangına karşı uyanık olun.

- Todo mundo está contra mim.
- Toda a gente está contra mim.

Herkes bana karşı.

- Nós somos contra trabalhar aos domingos.
- Somos contra trabalhar aos domingos.

Pazar günleri çalışmaya karşıyız.

- Estou contra esse projecto de lei.
- Sou contra esse projeto de lei.

- Faturaya itirazım var.
- Ben tasarıya karşıyım.

Foi contra toda ordem quebrada

bozuk olan her düzene karşıydı

Ele pode soletrar contra você

size karşı büyü yapabilirdi

Nós navegamos contra o vento.

Rüzgara karşı yelken açtık.

A sorte está contra mim.

Şans benden yana değil.

Você tem algo contra ele?

Ona karşı bir şeyin var mı?

Preciso de creme contra picadas.

Kaşıntı kremine ihtiyacım var.

Lincoln era contra a escravidão.

Lincoln köleliğe karşı idi.

Isto é contra a lei.

O, yasalara aykırıdır.

Todo mundo estava contra mim.

Herkes beni bulmak için dışarıdaydı.

Treze por cento eram contra.

Yüzde on üç karşıydı.

Há um remédio contra tudo.

Her şeye bir çare vardır.

Eu sou contra o casamento.

Ben evliliğe karşıyım.

As chances estão contra nós.

Şans bize karşı.

Protesto contra esta estúpida reforma!

Bu aptal reformu protesto ediyorum!

Nós somos contra a globalização.

Biz küreselleşmeye karşıyız.

- Foi muito difícil nadar contra a corrente.
- Era muito difícil nadar contra a corrente.

Akıntıya karşı yüzmek çok zordu.

- Ele pressionou seus lábios contra os meus.
- Ele comprimiu seus lábios contra os meus.

O dudaklarını benimkine bastırdı.

- A esposa de Tom testemunhou contra ele.
- A mulher de Tom testemunhou contra ele.

Tom'un karısı ona karşı tanıklık etti.

Uma tarântula espalmada contra o chão.

Tarantula dümdüz duruyor.

Queremos nosso direito contra o fascismo!

faşizme karşı hakkımızı istiyoruz!

Hoje, embora seja contra o Islã,

Günümüzde ise İslamiyet'e aykırı olmasına rağmen

Para a campanha contra os persas,

Perslere yönelik kampanya için,

Isso vai contra as minhas crenças.

O benim inançlarıma ters düşüyor.

As ondas rebentam contra as rochas.

Dalgalar kayalarda kırılıyor.

As pessoas lutavam contra a pobreza.

İnsanlar yoksulluğa karşı mücadele etti.

Eu fui vacinado contra a gripe.

Grip aşısı yaptırdım.

Lutei contra a espoliação do povo.

İnsanların sömürülmelerine karşı savaştım.

Fiz ela tocar piano contra vontade.

Rızası olmadan ona piyano çaldırdım.

Você tem alguma coisa contra Tom?

Tom'a karşı bir şeyin var mı?

Ele lutou contra a discriminação racial.

Irk ayrımcılığına karşı mücadele etti.

Sou contra todo tipo de guerra.

Ben savaşın her türüne karşıyım.

Eles são contra a energia nuclear.

Onlar nükleer güce karşılar.

Sou contra a pena de morte.

- Ben idam cezasına karşıyım.
- Ölüm cezasına karşıyım.

O carro bateu contra uma árvore.

Araba bir ağaca çarptı.

Você é contra o meu plano?

Planıma karşı mısınız?

Tom está competindo contra outros nadadores.

Tom diğer yüzücülere karşı yarışıyor.

Isto não é contra a lei.

Bu, yasalara aykırı değil.

Beber não é contra a lei.

İçki içmek yasaya aykırı değildir.

Ele fez um seguro contra acidentes.

O, kaza sigortası satın aldı.

É um crime contra a humanidade.

Bu insanlığa karşı bir suç.

Desejo comprar um remédio contra febre.

Ben bir ateş düşürücü almak istiyorum.

O que você tem contra eles?

Onlara karşı neyin var?

Isso não é contra as regras?

Bu, kurallara karşı değil mi?

Tom está lutando contra o câncer.

Tom kanserle savaşıyor.

Ele nunca vai contra seus pais.

O asla ebeveynlerine karşı gelmez.

Ela o cremou contra sua vontade.

Onun isteklerinin aksine o onu yakarak kül etti.

Tom o fez contra sua vontade.

Tom, onu onun iradesine karşı yaptı.

Eu menti contra a minha vontade.

Ben istemeden yalan söyledim.

Foi uma corrida contra o tempo.

Zamana karşı bir yarıştı.

Todos estudantes protestaram contra a guerra.

- Bütün öğrenciler savaşı protesto ettiler.
- Bütün öğrenciler savaşa karşı protestoda bulundular.

Ele um conflito desesperado se enfureceu ... cavalos eram atolado contra cavalos e homens contra homens,

Ona umutsuz bir çatışma öfkeli ... atlar atlara, erkeklere karşı erkeklere,

Eu sou contra usar a morte como punição. Também sou contra usá-la como recompensa.

Ölümü bir ceza olarak kullanmaya karşıyım. Onu bir ödül olarak da kullanmaya karşıyım.

A favor da vida. Não contra ela.

hayatın aleyhine değil, lehine olmak lazım.

As probabilidades estão contra as crias pequenas.

Olasılıklar her bir ufak yavrunun aleyhine.

Porque é contra as regras de Deus

Tanrı'nın kurallarına karşı geldiği için

Tomamos todas as precauções contra o vírus

Virüse karşı bütün önlemleri biz almıştık

Mas todos, inclusive o pai, são contra

fakat babası dahil herkes buna karşı çıkıyor

O Titanic se chocou contra um iceberg.

Titanik bir buzdağına çarptı.

Sinto muito, mas sou contra esse projeto.

- Üzgünüm, ama bu projeye karşıyım.
- Üzgünüm ama ben bu projeye karşıyım.

Tom pressionou a orelha contra a parede.

Tom kulağını duvara dayadı.

Todos os estudantes eram contra a guerra.

- Tüm öğrenciler savaşa karşılardı.
- Bütün öğrenciler savaşa karşıydı.

Eu não tenho nada contra o Tom.

Tom'un aleyhinde bir şeyim yok.

Isso é um crime contra a humanidade!

Bu insanlığa karşı bir suçtur!

Ela fez isso contra a sua vontade.

O, onu iradesine karşı yaptı.

Meus pais eram contra o nosso casamento.

Ailem evliliğimize karşı çıktı.

Era agora uma corrida contra o tempo.

O artık zamana karşı bir yarıştı.

Devemos nos proteger contra acidentes de trânsito.

Trafik kazalarına karşı önlem almamız gerek.

Os carros bateram um contra o outro.

Arabalar birbirlerine çarptılar.

Esse é um crime contra a humanidade!

Bu insanlığa karşı bir suçtur!

Genocídio é um crime contra a humanidade.

Soykırım insanlığa karşı bir suçtur.

Não faremos nada contra a sua vontade.

Senin vasiyetine karşı bir şey yapmayacağız.

Você é a favor ou contra abortos?

Kürtajı destekliyor musun yoksa karşı mı çıkıyorsun?

O Irã proclamou guerra contra os EUA.

İran ABD'ye karşı savaş ilan etti.

O médico está lutando contra a enfermidade.

Doktor hastalıkla mücadele ediyor.

Não é possível legislar contra a estupidez.

Aptallığa karşı kanun yapmak mümkün değil.

O povo rebelou-se contra o rei.

Halk krala karşı ayaklandı.

Ela casou contra a vontade do pai.

Babasının rızası dışında evlendi.

Ele bateu o joelho contra a cadeira.

O, dizini sandalyeye çarptı.

Fadil ainda estava lutando contra o câncer.

Fadıl hala kanserle savaşıyordu.

Fadil voltou seu ódio contra a inocente.

Fadıl nefretini masuma çevirdi.

Eles estavam fazendo essa guerra contra a tecnologia

Bu savaşı teknoloji üzerinden yapıyorlardı

As pessoas estão protestando contra as armas nucleares.

İnsanlar nükleer silahlara karşı protesto ediyor.

Você é a favor ou contra aquela política?

Bu politikanın lehinde mi yoksa aleyhinde misin?