Translation of "Brilha" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Brilha" in a sentence and their turkish translations:

O sol brilha para todos.

Güneş herkes için parıldar.

O Sol não brilha para sempre.

Güneş her zaman parlamaz.

- O sol brilha.
- O sol está brilhando.

Güneş parlıyor.

Uma estrela brilha na hora do nosso encontro.

Bizim toplantı saatinde bir yıldız parlar.

Nasce todos os dias, brilha de igual modo para todos.

Herkesi eşit bir şekilde aydınlatmak için her gün doğuyor.

O sol brilha não só nas janelas de teu pai.

Güneş sadece senin babanın pencerelerinde parlamaz.

- Nem tudo que brilha é ouro.
- Nem tudo que reluz é ouro.

- Her parlayan şey altın değildir.
- Her gördüğün sakallıyı deden sanma.

Pra mostrar isso, eu usei esse spray que brilha na luz ultravioleta.

Bunu göstermek için bu, siyah ışık altında parlayan spreyi kullandım.

- A colina brilha com as cores do outono.
- A colina reluz com matizes outonais.

Tepe sonbahar renkleri ile parlıyor.