Translation of "Ansioso" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Ansioso" in a sentence and their turkish translations:

Tom está ansioso.

Tom endişeli.

Estou ansioso para começar.

Başlamak için endişeliyim.

Estou um pouco ansioso.

Biraz endişeliyim.

Estou ansioso por isso.

- Onu dört gözle bekliyorum.
- Onu sabırsızlıkla bekliyorum.

Tom estava obviamente ansioso.

Tom açıkça endişeliydi.

Eu estou ansioso pelo resultado.

Sonuç hakkında endişeliyim.

Tom está ansioso, não está?

Tom endişeli, değil mi?

Estou ansioso pelo meu aniversário.

Doğum günümü iple çekiyorum.

Estou ansioso para ter sucesso.

Başarmak için endişeliyim.

Estou ansioso por uma promoção.

Ben bir tanıtım için hevesliyim.

Tom está ansioso pelo Natal.

Tom Noeli sabırsızlıkla bekliyor.

- Estou ansioso para trabalhar com você.
- Eu estou ansioso para trabalhar com você.

Seninle çalışmayı iple çekiyorum.

Tenho andado ansioso por conhecê-lo.

Ben sizinle karşılamaya can atıyorum.

Estou ansioso pelas férias de verão.

Yaz tatilini dört gözle bekliyorum.

- Eu estava ansioso.
- Eu estava ansiosa.

Endişeliydim.

Tom está ansioso sobre seu futuro.

Tom geleceği hakkında endişeli.

Ele está ansioso para te ver.

O seni görmek için hevesli.

Tom estava ansioso para encontrar Mary.

Tom Mary ile karşılamak için can atıyordu.

Tom disse que eu parecia ansioso.

Tom endişeli göründüğümü söyledi.

Estou ansioso para nadar com você.

- Seninle yüzmeye gitmek için sabırsızlanıyorum.
- Seninle yüzmeye gitmeyi iple çekiyorum.
- Seninle yüzmeye gitmeyi dört gözle bekliyorum.

- Estou ansioso para receber a sua carta!
- Eu estou ansioso para receber a sua carta!

Mektubunu almayı dört gözle bekliyorum.

Ele está ansioso para encontrá-la novamente.

O, onunla tekrar buluşmak için isteklidir.

Ele está ansioso por ler o livro.

O, kitabı okumak için istekli.

Estou ansioso para vê-los nessa primavera.

Bu ilkbahar onları görmek için sabırsızlanıyorum.

Tom está ansioso para ir ao exterior.

Tom yurt dışına gitmeye istekli.

Tom está ansioso para saber o resultado.

Tom sonucu bilmek için endişeli.

Estou realmente ansioso em conhecer o Tom.

Tom'la tanışmaya gerçekten can atıyorum.

Eu estou ansioso para ir a Boston.

Boston'a gitmeyi sabırsızlıkla bekliyorum.

Tom está ansioso para ir à Boston.

Tom Boston'a gitmeye istekli.

Estou ansioso para que chegue o Natal.

Noel için sabırsızlanıyorum.

Tom diz que está ansioso para participar.

Tom katılmak için istekli olduğunu söylüyor.

- Eu estou muito ansioso para as férias de verão.
- Estou muito ansioso para as férias de verão.

Yaz tatilini gerçekten sabırsızlıkla bekliyorum.

- Tom está ansioso para ir para a Austrália.
- O Tom está ansioso para ir para a Austrália.

Tom, Avustralya'ya gitmeyi dört gözle bekliyor.

Tenho estado ansioso a respeito da sua saúde.

Sağlığınla ilgili kaygılandım.

Eu estou ansioso acerca dos resultados do exame.

Sınav sonuçları hakkında endişeliyim.

Me diga que você está ansioso para isso.

Bana sabırsızlıkla neyi beklediğini söyle.

Eu estou ansioso para ler a sua nova novela.

Yeni romanını okumayı sabırsızlıkla bekliyorum.

- Estou ansioso para conhecer Tom.
- Estou ansiosa para conhecer Tom.

Tom'la görüşmeye can atıyorum.

Ele estava ansioso para ostentar sua bicicleta nova aos amigos.

O, yeni bisikletini arkadaşlarına göstermek için istekliydi.

A pessoa com quem estou ansioso para trabalhar é Tom.

Birlikte çalışmak için sabırsızlandığım kişi Tom'dur.

Tom disse que não estava ansioso para a reunião desta tarde.

Tom bu öğleden sonraki toplantıyı sabırsızlıkla beklemediğini söyledi.

Estou ansioso por te encontrar na próxima vez que visitar sua cidade.

Şehrini ziyaret ettiğim gelecek sefer seninle görüşmeye can atıyorum.

- O Tom não vê a hora de se casar.
- Tom está ansioso para se casar.

Tom evlenmek için sabırsızlanıyor.

- Estou ansioso para conhece-la.
- Estou ansiosa para conhece-lo.
- Estou ansiosa para conhece-la.

Seninle tanışmayı dört gözle bekliyorum.

- Estou ansioso para que chegue o Natal.
- Não vejo a hora de chegar o Natal.

Noel'i dört gözle bekliyorum.

- Eu estou ansioso para conhecer os seus pais.
- Eu estou ansiosa para conhecer os seus pais.

Ebeveynlerinle tanışmayı dört gözle bekliyorum.

- Tom está ansioso para ir à Boston.
- Tom não vê a hora de ir para Boston.

Tom, Boston'a gitmek için sabırsızlanıyor.

- Tom não vê a hora de chegar a festa de seu aniversário.
- Tom está ansioso pela sua festa de aniversário.

- Tom doğum günü partisini iple çekiyor.
- Tom doğum günü partisini sabırsızlıkla bekliyor.
- Tom doğum günü partisini dört gözle bekliyor.