Examples of using "Wszystkiego" in a sentence and their turkish translations:
Her şeyi bilmiyorum.
Bu dersleri ben zor yollardan öğrenmek zorunda kaldım,
Her şeyi öğrenmeliydim.
Altın her şeyi satın alamaz.
Tom her şeyi bilmiyor.
Onlara en iyisini diliyorum.
Bu teori her şeyi kapsıyor.
Tom bana her şeyi öğretti.
Hâlâ ihtiyacımız olan her şeye sahip değiliz.
Her şey hakkında çok kuşkulusun.
Tom her şeyi bize anlatmadı.
Bütün bunları nereden öğrendin?
Bunun hepsini yiyemem.
Tom bana her şeyi söylemedi.
Bana her şeyi söylemek zorunda değilsin.
- İyi ki doğdun!
- Doğum günün kutlu olsun!
Ben sana her şeyi söyleyemem.
Bunlar yapay zekânın yapamayacağı şeyler.
Ve hepsinden de iyisi...
Her ne istiyorsanız yiyebilirsiniz.
Şu anda her şeyi anlaman gerekmez.
Onun bana servis ettiği her şeyi yemedim.
ve her şeyi bilemeyeceğiz
Tom onun için pişirdiğim hiçbir şeyi yemeyecek.
Bütün bu işi kendim yapmak zorunda olmamalıyım.
Söylediğin her şeyi dinleyeceğimize söz veriyorum.
Biz planladığımız her şeyi yapamadık.
Sattığım herhangi bir şeyden yüze üç komisyon alırım.
ama içeride ne olup bitiyor hiçbir fikrim yok.
bilimle ilgili her şeyi anlamaya yönelik esrarengiz bir yeteneğim var,
Her şeyi bilmen gerekmiyor, sadece nerede arayacağını bilmen gerekiyor.
İhtiyacımız olan her şeyi almaya gücümüz yetmedi.
Tom'a bildiği her şeyi Mary'ye söylemesine izin verilmedi.
- Tom bilgisayarlar hakkında öğrenebileceği her şeyi öğrenmeye karar verdi.
- Tom bilgisayarlar hakkında elinden gelen her şeyi öğrenmeye karar verdi.
Bu tornavida herhangi bir şekilde kullanılması için çok küçük.
Tom'un Mary'nin onun yapmasını istediği her şeyi yapacak zamanı yoktu.
Ben sadece Tom'un yapmamı istediği her şeyi yapamadım.
risk almada iyi olabilirlerdi.
Misafirlerim sadece dünden beri buradalar fakat şimdiden her şeyi silip süpürdüler.
Keşke bu tamamen bitse.
Bana yapmamam söylenildiği için bana söylenilen her şeyi sana söyleyemem.
- Oraya gidecek ve içindeki her şeyi okuyacak zamanım olmasını dilemeden bir kütüphaneyi asla fark etmem.
- Bir kütüphane görünce, gidip içindeki her şeyi okuyana kadar orada kalmayı dilemediğim olmamıştır.
- Ne zaman bir kütüphane görsem; gönlümden hep gidip içindeki her şeyi okuyana kadar orada kalmak geçer.