Examples of using "Ciągle" in a sentence and their turkish translations:
Hapşırmaya devam ediyorum.
Ben her zaman meşgulüm.
Hâlâ bu civarda mısın?
Her zaman açız.
Hâlâ umut var.
O her zaman çalışıyor.
- Sırtım hâlâ acıyor.
- Sırtım hala ağrıyor.
Biz hâlâ onun üzerinde çalışıyoruz.
Hala bunun üzerinde çalışıyorum.
Bacaklarım hâlâ ağrıyor.
Onun hala beyaz bir yeleği var.
Bilgisayarlar sürekli geliştiriliyorlar.
O durmadan yemek yiyor.
Böyle şeyler her zaman olur.
Barbar milletler hâlâ var.
Hâlâ siparişimi bekliyorum.
Ben mektupları hala elle yazmayı tercih ediyorum.
Tom hâlâ çatıda.
O sürekli olarak televizyon izliyor.
Onun erkek kardeşi her zaman televizyon izliyor.
Karısı ona sürekli dırdır ediyor.
Tom hâlâ aynı.
Tom hâlâ görünmedi.
Annem her zaman endişelenir.
Bu işe yaramıyor. Hâlâ üşüyorum.
O, hâlâ şirketin kadrosunda.
Sence o hala beni seviyor mu?
Karın hala Amerika'da mı?
O her zaman yönetici ile tartışır.
Kötü şeyler bize olmaya devam ediyor.
O yol henüz yapım aşamasında.
Krallıklar sürekli savaş halindeydiler.
Devletler sürekli savaş halindeydiler.
Tom muhtemelen hâlâ okulda olacak.
söylenenlere göre 39 yıllık karısı doktorlara şunu sordu:
"Kedimi gördün mü?" "Hayır." "Yalancı, hâlâ çiğniyorsun!"
Sence o hala beni düşünüyor mudur?
Bana hâlâ kızgın olamazsın.
O her zaman ilgi odağı olmalı.
Tom'un hala buna inandığını düşünüyorum.
Uzun mesafeler yürümem gerekecek, bu tarafa doğru.
İşe gitmek için çıktığımda senin hala uyuyor olduğunu gördüm.
Ama sonra aynı düğüne gidecek olan insanlarla karşılaşıp durdum.
Yasa hâlâ yürürlüktedir.
Bana hâlâ kızgın mısın?
Tom'un bana her zaman bağırmasına alışkınım.
Son çalışmaya göre, Japonların ortalama hayat süresi hâlâ artıyor.
Boston'da hâlâ ailen var mı?
Hâlâ ihtiyacımız olan her şeye sahip değiliz.
Bu yağışlı havadan usandım.
Tom ve Mary'nin birlikte konuşmak için çok zamanı yok. Onların çocukları, her zaman onların ilgisini istiyorlar.
Çocuklara sessiz olmalarını söyledim, fakat onlar gürültülü olmaya devam ettiler.