Examples of using "Szczęśliwa" in a sentence and their turkish translations:
Ben mutluyum!
Bu mutlu bir olay.
- O fakir ama mutlu.
- O, yoksul ama mutlu.
- Seni mutlu edeceğim.
- Sizi mutlu edeceğim.
- Mutlu değil misin?
- Mutlu değil misiniz?
Onun mutlu olduğuna kesin gözüyle bakıyordu.
Ben mutluyum.
Üç benim şanslı sayım.
Sen bunu yaptığında mutluyum.
O her zaman mutlu değildir.
Uyuyamayacak kadar çok mutluydum.
Çiçekler onu mutlu eder.
O, mutlu görünüyor.
Ben her zaman mutluyum.
Mutlu olmalıyım.
Tom Mary'ye mutlu olup olmadığını sordu.
Tom muhtemelen mutlu olduğumu düşünüyordu.
Gürcistan'da çok mutluyum.
O, annesini mutlu ediyor.
Bazıları yedinin şanslı bir sayı olduğuna inanıyor.
Mary'nin gülümseyen yüzü onun mutlu olduğunu gösterdi.
Mary'nin gülümseyen yüzü herkesin onun mutlu olduğunu bilmesine izin verdi.
Yetişkin bir kızım var, kendisi mutlu, zeki ve harika biri.
Daha önce hiç bu kadar mutlu olmamıştım.
- Olduğun yerden mutlu değil misin?
- Olduğun yerde mutlu değil misin?