Translation of "Ona" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Ona" in a sentence and their turkish translations:

- Ona słuchała mnie.
- Ona wysłuchała mnie
- Ona posłuchała się mnie.

O beni dinledi.

- Ona cię potrzebuje.
- Ona Cię potrzebuje.

Onun sana ihtiyacı var.

- Ona dotrzymuje tajemnic.
- Ona zachowuje sekrety.

O, sırlarını saklar.

- Ona rozbierała się.
- Ona rozebrała się.

O giysilerini çıkardı.

Ona śpi.

O uyuyor.

Ona płakała.

O ağladı.

Ona zniknęła.

O kayboldu.

Ona je.

- O, yemek yiyor.
- O yemek yiyor.

Ona oślepła.

O kör oldu.

Ona zrozumie.

O anlayacak.

Ona płacze.

O, ağlıyor.

Ona gotuje.

Yemek hazırlıyor.

Ona idzie.

O yürür.

- Ona się odchudza.
- Ona jest na diecie.

O, diyet yapıyor.

- Ona ma depresję.
- Ona jest w depresji.

O depresyondadır.

- Ona jest już z powrotem.
- Ona już wróciła.

O zaten döndü.

- Ona uczy się esperanto.
- Ona uczy się esperanta.

O Esperanto öğreniyor.

- Ona pomogła swoim przyjaciołom.
- Ona pomagała swoim przyjaciołom.

O, arkadaşlarına yardım etti.

- Ona jest w toalecie.
- Ona jest w ubikacji.

O tuvalette.

Ona nie biegnie.

O çalışmıyor.

Ona jest indywidualistką.

O bir bireycidir.

Ona dobrze pływa.

O, iyi yüzer.

Ona jest modna.

- O şık.
- O modaya uygun.

Ona dobrze żyje.

O iyi bir yaşam sağlamaktadır.

Co ona ma?

Onun neyi var?

Co ona mówi?

- O ne diyor?
- Ne söylüyor?

Ona lubi lody.

O dondurma seviyor.

Ona lubi czytać.

O okumayı sever.

Ona robi wrażenie.

O korkunçtur.

Ona kocha koty.

O kedileri seviyor.

Ona szyje sukienkę.

O bir elbise dikiyor.

Ona lubi śpiewać.

- O şarkı söylemeyi sever.
- Şarkı söylemeyi seviyor.

Ona rysuje obraz.

O, bir resim çiziyor.

Ona nienawidziła go.

Ondan nefret ediyordu.

Ona jest studentką.

O bir öğrenci.

Ona jest nauczycielką.

- O bir öğretmen.
- O bir öğretmendir.

Ona ma rower.

Onun bir bisikleti var.

Ona gra Bacha.

O, Bach çalar.

Ona jedzie BMW.

O, bir BMW sürmektedir.

Ona mówi szczerze.

O, açıkça konuşur.

Ona oczekuje niemożliwego.

O, imkansızı istiyor.

Ona je jabłko.

O bir elma yiyor.

Ona składa komputery.

O, bilgisayarları monte eder.

Ona jest młoda.

O gençtir.

Ona posprzątała pokój.

O, odayı temizledi.

Ona kocha dzieci.

O, çocukları sever.

Ona jest aniołem.

O bir melek!

Ona jest suką.

O bir fahişe.

Ona jest ksenofobem.

O bir yabancı düşmanı.

Ona jest fanatyczką.

O bir fanatik.

Ona to zrobi.

O bunu yapacak.

Kim ona jest?

- O kim?
- O kimdir?

Ona potrzebuje pomocy.

Onun yardıma ihtiyacı var.

Ona ma basen.

Onun bir yüzme havuzu var.

Ona jest dziewczyną.

O bir kız.

Ona coś je.

Bir şey yiyor.

Ona lubi biegać.

O koşmayı sever.

Co ona powiedziała?

O ne dedi?

Ona czyta chiński.

O, Çince okur.

Ona jest ślicznotką.

O güzel bir kadındır.

Ona dostała awans.

O, terfi ettirildi.

Ona może przyjdzie.

O gelebilir.

Ona gardziła nim.

O onu sevmiyordu.

Co ona robi?

O ne yapıyor?

Ona została pielęgniarką.

O bir hemşire oldu.

Ona ma dzieci.

Onun çocukları var.

Ona wciąż żyje.

- O hâlâ hayatta.
- O hâlâ yaşıyor.

Ona jest ateistką.

O ateisttir.

Ona otwiera okno.

Pencereyi açıyor.

Ona chce tańczyć.

- Dans etmek istiyor.
- O dans etmek istiyor.

Ona nie żyje.

O öldü.

Ona jest zazdrosna.

O kıskançtır.

Ona jest stara.

O yaşlı.

Ona czyta książkę.

Bir kitap okuyor.

Ona jest feministką.

O bir feminist.

Ona napisała list.

Bir mektup yazdı.

Ona jest brazylijką.

O Brezilyalı.

Ona kocha wiewiórki.

O, sincapları seviyor.

Ona jest Włoszką.

O, İtalyan.

Ona mi ufa.

O bana güveniyor.

Ona to zbudowała.

O onu inşa etti.

Ona jest kanadyjką.

- O Kanadalı.
- Kanadalıdır.

Ona sprzedaje owoce.

O meyve satıyor.

Ona wyrzuciła śmieci.

O, çöpü dışarı koydu.

Ona potrzebuje interpretatora.

Bir tercümana ihtiyacı var.

Ona lubi wino.

O şarap sever.

Ona lubi sekrety.

O, sırları sever.

Ona zna hiszpański.

O, İspanyolca bilir.