Examples of using "Będziesz" in a sentence and their turkish translations:
Sen bir şarkıcı olacaksın.
tatmin edici bir mesleğe sahip oluyorsunuz.
Sen bir anne olacaksın.
Sigara içmezsen daha uzun yaşarsın.
Hazır olduğun zaman beni ara.
Ne alacaksınız?
Sen yine mutlu olacaksın.
Ne zaman gideceksin?
- Bekleyecek misin?
- Bekleyecek misiniz?
Sen sürmek zorunda olacaksın.
Ödemek zorunda kalacaksın.
Gitmek zorunda kalacaksın.
Sana bir tornavida gerekecek.
Yakında mutlu olacaksın.
Bir anahtara ihtiyacın olacak.
Onu zamanında yapabilir misin?
Beklemeniz gerekecek.
Sen benim damadım olacaksın.
Sen uyurken ben kitap okuyacağım.
Yarın gelmek zorunda kalacaksın.
Sen hayvanları nasıl sınıflandıracaksın?
Ne kadar beklemen gerekecek?
Ben senin yalnız olacağını düşündüm.
Sen güzel bir gelin olacaksın.
Arayabildiğin zaman beni ara.
Kiminle gideceksin?
- Seni mutlu edeceğim.
- Sizi mutlu edeceğim.
Yarın meşgul olacaksın, değil mi?
Aç olacağını biliyordum.
- Bence memnun kalacaksın.
- Bence memnun kalacaksınız.
- Bence şaşıracaksın.
- Bence şaşıracaksınız.
Hiçbir yerde güvende olmayacaksın.
Benimle güvende olacaksın.
İki kat ödemeniz gerekecek.
Oldukça güvende olacaksın.
Tom'la yüzecek misin?
- Bunu kullanacak mısınız?
- Bunu kullanacak mısın?
Bununla tek başına ilgilenmek zorunda kalacaksın.
Burada şarkı söyleyecek misin?
Hemen çıkıp yardım çağırmanız gerekir.
Süt yerine şarap içer misin?
Senin barda olacağını sandım.
O, pişman olacağın bir şey.
Cehennem sizi bekliyor.
Sadece beklemek zorunda kalacaksın.
Zamanında geleceğini düşündüm.
Daha yararlı olacağını düşündüm.
Çok ders çalışmak zorunda kalacaksın.
- Etkileneceğini düşünüyorum.
- Etkileneceğinizi düşünüyorum.
- Bence bu ilgini çekecek.
- Bence bu ilginizi çekecek.
- Bence senin için hoş bir sürpriz olacak.
- Bence sizin için hoş bir sürpriz olacak.
- Bence çok memnun kalacaksın.
- Bence çok memnun kalacaksınız.
Bununla ilgileneceğini düşünüyorum.
Buna pişman olurdun, sanırım.
Nereye giderseniz gidin, siz karşılanacaksınız.
Peşin olarak ödemek zorunda olacaksın.
Bunu kendi başına yapmak zorunda kalacaksın.
Yemek yemezsen, ölürsün.
Gelebilir misin?
Sana istediğin bir şeyi vereceğim.
- Ne bilmek istersen sana anlatacağım.
- Sana bilmek istediğini söyleyeceğim.
Bunu yapabileceğini düşünüyorum.
Gelecek yıl kaç yaşında olacaksın.
Sonunda Tom'a söylemek zorunda kalacaksın.
Bundan pişman olduğun zaman gelecek.
Pişman olacağın bir şeyi yapma.
Dün gece orada olacağına söz vermiştin.
Ölünceye kadar onu hatırlayacaksın.
Gittiğimde beni özleyeceksin.
Sen benimle o biçimde konuşmayacaksın.
Her neyse, asla bilmeyeceksin.
Yakında daha iyi tenis oynayabileceksin.
Gelip gelemediğini bize bildir.
Ne zaman döneceğini bilmek istiyorum.
Boston'a gideceğini düşünüyordum.
Hiç intihar etmeyi düşüneceğini düşünüyor musun?
Ne yiyeceğine genellikle nasıl karar verirsin?
Her birkaç dakikada önemli bir hayatta kalma seçimi yapmanız gerekecek.
Yeteneğine göre ödeme yapılacak.
Acele et, ve treni yakalayabileceksin.
Futbol oynayabileceksin.
İnşallah harika bir doğum günü geçirirsin.
O kadar çok yersen, şişmanlarsın.
Sen de bunun için beni suçlayacak mısın?
Onu yapabileceğini düşündüm.
Pencereyi aç ve temiz hava alacaksın.
Bugün fazla mesai yapmak zorunda olmayacaksın.
Daha sıkı çalışmış olmayı dileyeceksin.
Bana gülmeyeceğine söz ver.
Bir saat içinde hazır olabileceğine dair herhangi bir şans var mı?
Onlarla konuşur musun?
Tom ile konuşurken dikkatli ol.
Onun hakkında Tom'la konuşmak zorunda kalacaksın.
Giderken şemsiyeni almayı unutma.
Onu yarın görebileceksin.
Kurtarma ekibi çağırmaktan başka çok az seçeneğiniz olacaktır.
Peki, sadece orada oturacak mısın yoksa bize yardım edecek misin?
Babanın gitarını satarsan pişman olacağını düşünüyorum.
Beni bulmakta herhangi bir sorun yaşamazsın.