Translation of "Drugi" in Turkish

0.018 sec.

Examples of using "Drugi" in a sentence and their turkish translations:

Drugi semestr dobiegł końca.

İkinci dönem sona erdi.

Drugi semestr się skończył.

İkinci dönem bitti.

Jaki był drugi powód?

İkinci sebep neydi?

Ani jeden, ani drugi.

İkisinin arası.

Tom przyszedł jako drugi.

Tom ikinci sırada geldi.

Drugi jest prawie nieprawdopodobny.

ama ikincisi çoğu zaman hayal bile edilemez

Drugi krab pustelnik wywołuje zamieszanie.

Başka bir keşiş yengeci ortalığı karıştırıyor.

Luty to drugi miesiąc roku.

Şubat yılın ikinci ayıdır.

Drugi to sens, czyli cel.

İkincisi maksat ayrıca amaç da denir.

Drugi pogląd wywodzi się ze sportu.

Spor buna karşıt bir görüş sunuyor.

Drugi zespół ma bardzo dobrych graczy.

Diğer takımın gerçekten bazı iyi oyuncuları var.

Zdał jeden test, ale oblał drugi.

- O bir testi geçti ama diğerinde başarısız oldu.
- Bir sınavı geçti ama diğerinden kaldı.
- Bir sınavdan iyi, diğerinden kötü not aldı.

Już drugi tydzień trwają nieznośne upały.

Biz amansız bir sıcak hava dalgasının ikinci haftasındayız.

Tom nalał sobie drugi kubek kawy.

Tom kendine ikinci fincan kahveyi doldurdu.

Chodzę na zakupy co drugi dzień.

Günaşırı alışverişe giderim.

Ale po pierwszym rzucie oka przychodzi drugi.

Fakat ilk bakış her zaman ikinci bir bakışı gerektirir.

Więc drugi punkt też się nie sprawdza.

Yani bence ikinci adım da işe yaramıyor.

Nareszcie drugi osobnik, ale nie ten, którego szukał.

Nihayet bir beyaz avcıya denk geliyor. Ama aradığı eş değil bu.

Mamy dwa koty; jeden jest biały, a drugi czarny.

Bizim iki kedimiz var, biri beyaz, diğeri siyahtır.

Mamy dwa psy. Jeden jest czarny, a drugi biały.

Bizim iki köpeğimiz var. Biri siyah ve diğeri beyaz.

W roku 1683 Turcy oblegli Wiedeń po raz drugi.

- Türkler 1683'te Viyana'yı ikinci kez kuşattı.
- Türkler 1683'te Viyana'yı ikinci kez kuşattılar.

Zdaje mi się, że wiem, kim jest ten drugi człowiek.

Sanırım diğer adamın kim olduğunu biliyorum.

Książki to pszczoły przenoszące pyłek z jednego umysłu na drugi.

Kitaplar bir akıldan diğerine polen taşıyan arılardır.

Ona ma dwa koty. Jeden jest biały, a drugi czarny.

Onun iki kedisi var biri beyaz biri siyah.

Jeden biegnie w tę stronę, drugi w tę, a inny tędy.

Biri o tarafa, diğeri o tarafa gidiyor, başka biri de o tarafa.

- Masz jeszcze jakiś egzemplarz tego klucza?
- Masz drugi egzemplarz tego klucza?

Bu anahtarın birden fazla kopyasına sahip misin?

Kerala już drugi rok z rzędu walczy z powodziami w niektórych dzielnicach.

Kerala üst üste iki yıl, bazı bölgelerinde sel baskınları yaşadı.

Dotknij raz podstawy lampy, aby ją włączyć i drugi raz, aby wyłączyć.

Lambaya açmak için bir, kapatmak için iki kez dokunun.