Examples of using "Ani" in a sentence and their turkish translations:
İkisinin arası.
- Ania da Magdalena da Justin Bieber'ı sevmiyor.
- Ne Ania ne de Magdalena, Justin Bieber'ı seviyor.
Benim ne zamanım nede param var.
Ne Atinalı ne de bir Yunanım.
Ne yiyebilirim ne de içebilirim.
Ne yazabiliyorum nede okuyabiliyorum.
Hiçbir şey söyleme.
Hem annesi hem babası ölü.
Tom ne okur ne de yazar.
Ne o ne de o iyi şarkı söyler.
Anlaşma olmayacak, ne şimdi ne de başka bir zaman.
Tom ne birayı ne de şarabı seviyor.
Ne Tom ne de Mary cezalandırıldı.
Bir kelime söylemedin.
Kokarcalar ne köpeklerden ne de insanlardan korkarlar.
Ne o ne de ben İspanyolca konuşurum.
Ama bir duvar, çabucak ve kolayca inşa edilmez.
...N95 ve düzenli cerrahi maskeleri kullanmamanızı" söylüyor.
- Şimdi iyi, ne çok ağır ne de çok hafif.
- Artık iyi; ne çok ağır ne de çok hafif.
Tom ve Mary Fransızcayı gerçekten çok iyi şekilde konuşmazlar.
O, ne planın lehinde ne de aleyhinde.
Tom ne Fransızca ne de İngilizce konuşabilir?
Tom'larda hiç gazete veya kitap görmedim.
Ne odasında ne de bahçede babamı bulamadım.
Birinci Dünya Savaşı, çabuk ve kolay sona ermedi.
veya şimdi yaptığınız şey değildir.
Cevap olarak tek bir kelime etmedi.
Artakalan bir şey yoktu.
Perde ya da ritmi ben yaratmıyorum,
O bir kelime söyleyemedi.
Tek bir tane pirinci israf etmeyin!
Ne param ne de arkadaşım var.
insan hayatında muhtemelen başka hiçbir nesne
farklı fikirlere sahip insanlar için de.
Birleşik Devletler istemiyor. İngiltere de öyle.
O, bana tek bir kelime bile söylemedi.
“Anlıyor musun?” “Hiç anlamıyorum.”
Sana daha fazla para vermeyeceğim.
Bir taksi bile durmadı.
Sana veya başka birine ihtiyacım yok.
- Tek kelime Fransızca konuşmam.
- Bir kelime Fransızca konuşamam.
Bizim çevrede düşmandan hiç iz yok.
Tom tek bir kelime söylemedi.
Tom bir kelime söylemedi.
Bu toplantılar sonsuz ve verimsizdirler.
Kimseye tek kelime etme.
Tom hiç bana benzemiyor.
Senden bir an için kuşkulanmadım.
İş olmadan bir kuruş biriktiremem.
Kazanacağımı bir an bile asla düşünmedim.
O her şeye pratikliği bakımından bakma eğilimindedir ve ne pinti ne de savurgandır.
Kas eksiklikleri güçlerini veya çevikliklerini kötü etkilemedi.
İyi bir savaş, ne de kötü bir barış hiçbir zaman olmadı.
Onun kesinlikle diğer insanların duygularına saygısı yok.
Bunun nasıl ya da niçin olduğunu bilmiyorum.
O, babasına hiç benzemiyor.
ve Batı değişmedi ve uyum sağlayamadı.
Acı ve baharatlı olmayan bir şey yemek istiyorum.
Matem tutmak için doğru ya da yanlış yol yoktur.
Onun teorisinde tek bir kusur bulamıyorum.
Tom'un eğlenmediği izlenimini aldım.
Tek kelime etmedim.
Bu civardaki birçok insanın elektriği ve suyu yok.
Tom'un söylediği tek kelimeyi duyamadım.
İlerleme bizi yükselten gizemli bir güç veya bir tartışma platformu değil.
Kim söyledi bunu sana? IMF'den tek kuruş istemedik.
Radyoyu kıs. Söylediğin tek kelimeyi anlamıyorum.
Tom'un okuyamadığı ya da yazamadığı doğru mu?
O kıt kanaat geçiniyor ve asla bir kuruş biriktirmiyor.
O bir kuzgun, karga veya bir saksağan değil. O bir ekinkargası.
Şekerleme veya kafein yok bu arada, yani katılımcıların hâli perişan.
Ona bir şey öğretecek bir annesi ya da babası yok. Tek başına.
Lidia; Magdalena, Ania, Piotr ve Lech'e biraz yemek pişirebilir misin?
- Onun romanlarından hiçbirini okumadım.
- Onun romanlarından herhangi birini okumadım.
Bu kadar çok ünlü insanlarla tanışabileceğimi bir an bile asla hayal etmedim.
Bloğumun çok popüler olacağını bir an bile asla düşünmedim.
Fırtına vurmadan önce eve varmayacağımızı asla bir an düşünmedim.
Benim yaşımda bu tür bir şeyi hâlâ yapıyor olacağımı bir an bile düşünmedim.
Birçoğu okuyamıyordu ya da yazamıyordu.
Hayatımı stressiz ve endişesiz yaşamak istiyorum. Zengin ya da ünlü olmam gerekmiyor, sadece mutlu olmak istiyorum.