Translation of "Pracuję" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Pracuję" in a sentence and their turkish translations:

- Pracuję tutaj.
- Pracuję tutaj.

Burada çalışıyorum.

Pracuję.

Çalışıyorum.

Nie pracuję.

Çalışmıyorum.

Pracuję tutaj.

Burada çalışıyorum.

Pracuję tutaj.

Burada çalışıyorum.

Zawsze pracuję.

Ben hep çalışıyorum.

Pracuję nad materiałami

Bağışıklık tepkimizi değiştirerek

Pracuję za dużo.

Çok fazla çalışırım.

Pracuję nad tym.

Onun üzerinde çalışıyorum.

Właśnie tu pracuję.

Aslında burada çalışıyorum.

Ja pracuję rano.

Ben sabahları çalışırım.

Pracuję w Mediolanie.

- Milan'da çalışıyorum.
- Milano'da çalışıyorum.

Pracuję w barze.

Ben bir barda çalışıyorum.

Pracuję dla nich.

Ben onlar için çalışıyorum.

Pracuję dla niej.

Ben onun için çalışıyorum.

Pracuję dla niego.

Onun için çalışıyorum.

Pracuję w ambasadzie.

Elçilikte çalışıyorum.

Pracuję jako ślusarz.

Bir çilingir olarak çalışıyorum.

Pracuję w domu.

Ben evde çalışıyorum.

Teraz pracuję tylko 965,

Şimdileri ara sıra 9-9-6 olsa da

Pracuję teraz w Tokyo.

Şimdi Tokyo'da çalışıyorum.

Ciągle nad tym pracuję.

Hala bunun üzerinde çalışıyorum.

Pod presją źle pracuję.

Ben baskı altında iyi çalışmam.

Nadal nad tym pracuję.

Hâlâ onun üzerinde çalışıyorum.

Pracuję w tym budynku.

Ben bu binada çalışıyorum.

Pracuję obecnie w Bostonie.

Şimdi Boston'da çalışıyorum.

Pracuję z jej chłopakiem.

Onun erkek arkadaşıyla çalışıyorum.

Dzisiaj pracuję w domu.

Bugün evde iş var.

Mieszkam i pracuję tutaj.

Burada yaşıyorum ve çalışıyorum.

Pracuję dla firmy handlowej.

Ben bir ticaret firması için çalışıyorum.

Nie pracuję w poniedziałki.

Pazartesi günleri çalışmıyorum.

Wcale tyle nie pracuję!

Ben o kadar çalışmam.

Pracuję w biurze księgowym.

Bir muhasebe bürosunda çalışıyorum.

Na szczęście pracuję dla kogoś,

Neyse ki şansılıydım ve benim çılgınca fikirlerimi

Pracuję odkąd skończyłem czternaście lat.

On dört yaşımdan beri çalışıyorum.

Pracuję odkąd skończyłem szesnaście lat.

On altı yaşımdan beri çalışıyorum.

Nigdy nie pracuję w weekend'y.

Hafta sonları asla çalışmam.

Pracuję nad tym od miesięcy.

Bunun üzerinde aylardır çalışıyorum.

Pracuję od trzynastego roku życia.

On üç yaşımdan beri çalışıyorum.

Pracuję codziennie z wyjątkiem niedziel.

- Pazar günleri hariç her gün çalışırım.
- Pazar hariç her gün çalışırım.

Pracuję tu od kilku lat.

Birkaç yıldır burada çalışıyorum.

W weekendy pracuję w supermarkecie.

Hafta sonları süpermarkette çalışırım.

Na szczęście pracuję trochę dłużej.

Neyse ki ben biraz daha uzun süre çalışıyorum.

Obecnie pracuję w szkole jako nauczyciel.

Şu anda bir öğretmen olarak okulda çalışıyorum.

Nie mów do mnie, kiedy pracuję.

Ben çalışırken benimle konuşma.

Pracuję nad tym od jakiegoś czasu.

- Bunun üzerinde bir süredir çalışıyorum.
- Bir süredir bunun üzerinde çalışıyorum.

Pracuję nad tym od trzech lat.

Bunun üzerinde üç yıldır çalışıyorum.

Pracuję tu już od wielu dni.

- Ben birçok gündür burada çalışıyorum.
- Ben günlerdir burada çalışıyorum.

Pracuję z kobietami z wiejskich terenów Indii.

yaşıyorum.

Pracuję jak szalony, żeby zdążyć w terminie.

Yeterli zamanım olduğundan emin olmak için deli gibi çalışıyorum.

Tom nadal myśli, że pracuję dla Mary.

Tom hâlâ Mary için çalıştığımı düşünüyor.

Pracuję przez trzy godziny każdego sobotniego poranka.

Ben her cumartesi sabahı üç saat boyunca çalışırım.

Pracuję w Central Parku codziennie o szóstej.

Her sabah saat 6'da Central Park'ta çalışırım.

Pracuję tylko po to, by wyjechać na wakacje.

Ben sadece tatile gitmek için çalışıyorum.

Pracuję w poniedziałki, wtorki, środy, czwartki i piątki.

Ben pazartesi, salı, çarşamba, perşembe ve cuma günleri çalışırım.

- Moją pracą jest nauczanie angielskiego.
- Pracuję jako nauczyciel angielskiego.

Benim işim İngilizce öğretmektir.

Im więcej godzin pracuję, tym mniejsza jest moja stawka godzinowa netto.

Ne kadar daha fazla saat çalışırsam, saatlik ücretim o kadar azalıyor.