Examples of using "Rano" in a sentence and their turkish translations:
Sabah işimiz var.
Sabah görüşürüz.
Sabahleyin ne yedin?
Sabahleyin görüşürüz.
O, sabah kalktı.
Sabahleyin meditasyon yapardı.
Sabahleyin giderim.
Sabahleyin ayrıldım.
Sabahleyin konuşalım.
Bu sabah duş aldım.
Sabah erkenden geldi.
Sabah erken kalk.
Yarın sabah gel.
Bu sabah ne yaptın?
Sabahleyin şiddetli yağmur yağdı.
Tom sabahleyin çalışır.
Sen bu sabah köpeği besledin mi?
Sabahleyin güneş doğar.
Ben sabahları çalışırım.
Sabahleyin konuşabiliriz.
Yarın sabah ayrılacağız.
Tom sabahleyin ayrılıyor.
Sabahleyin egzersiz yaparım.
Yarın sabah başlayacağız.
Yarın sabah gideceğim.
Sabahları kahvaltı ederiz.
O, sabah erken ayrıldı.
Sabahleyin odayı temizle.
Sabahleyin öğreneceğiz.
Sabah erkenden ayrıldık.
O, her sabah parkta yürür.
Bunun sebebi okulun sabah olması
Özellikle sabahları yürümeyi severim.
Biz yarın sabah Japonya'dan ayrılıyoruz.
Her sabah yüzümü yıkarım.
Kuşlar sabah erken öterler.
Sabah saçımı yıkamam.
Yaşlı adam bu sabah vefat etti.
Sabahleyin hava serin.
Şimdi sabah saat sekiz.
Tom sabah erken gitti.
Sabah 7:50.
Ben sabah banyo yapmayı tercih ederim.
- Her sabah tıraş olurum.
- Ben her sabah tıraş olurum.
O, bu sabah uyuyakaldı.
Bu sabah ne yapıyordun?
Tom genellikle sabah yüzer.
Bu sabah karımız vardı.
Sabah evde olacağım.
Sabah dört dersimiz var.
Güneş sabah erken doğar.
Sabah bir fincan kahve içmeliyim.
Hava sabah tazedir.
Sabahleyin görüşürüz, Tom.
Bu sabah bir sincap gördüm.
Bütün sabah çay içiyordum.
Dün sabah şiddetli yağmur yağdı.
Bob sabahleyin kahvaltı hazırlar.
Sabahleyin İngilizce çalıştı.
Sabahları her zaman bir fincan kahve içerim.
Sabahleyin hava çok soğuktu.
Onların sabahleyin dört dersi var.
Kral bu sabah ava gitti.
Tavuk bu sabah bir yumurta yumurtladı.
Annem erken kalkar.
Yarın sabah yedide kalk.
O her sabah duş alır.
Şu an saat öğleden önce 08.00.
Bu sabah kulağım kanıyordu.
Yarın sabah Londra'ya gidiyorum.
Bu sabah dışarı erken çıktım.
Bu sabah hava çok soğuk.
Bu sabah Narita havaalanına vardım.
Annem her sabah erken kalkar.
O, her sabah banyo yapar.
Her Pazar sabahı onu yaparım.
- Bu sabah hava çok soğuktu.
- Bu sabah çok soğuktu.
Mesajı daha bu sabah aldım.
Tom sabahleyin her zaman çay içer.
Tom Pazartesi sabahı geri döndü.
Onu bu sabah aradım.
Sabah bir uçuş var mı?
Sabah bir taksi çağırın, lütfen.
Şu andan itibaren sabahleyin çalışalım.
Tom sabah erken kalkmaktan nefret eder.
Bu sabah çöpü çıkarmayı unuttun.
Onlar sabah ve akşam dua etti.
Tom bu sabah buradaydı.
Bu sabah ne kadar su içtin?
Yarın sabah bir iş görüşmem var.
Yarın sabah erken kalkmak zorunda kalacaksın.
Sabah erkenden yürüyüşe çıktım.
Roosevelt sabah kiliseye gitti.
Ben sabahleyin her zaman iki fincan kahve içerim.
Ben genellikle saat 6:00 da kalkarım.
O sabahleyin saçını tarar.