Examples of using "Dużo" in a sentence and their turkish translations:
- Birçok kitabın var.
- Çok sayıda kitabın var.
Sen çok fazla içtin.
Sürekli kusuyorum.
Çok şey kaçırdım mı?
Çok yer misin?
Çok çalışıyorsun.
Çok seyahat eder misin?
- Sizin hakkınızda çok şey duydum.
- Senin hakkında çok şey duydum.
çok büyük bir değişime yol açmıştı.
Ve tozlu.
çok pahalı.
- Çok su gerekli.
- Bol su gerekli.
Ben birçok dil bilirim.
Çok fazla çalışırım.
O çok fazla eğlenir.
Çok fazla eğlenirim.
Çok fazla eğleniyorsun.
- O çok fazlaydı.
- Bu çok fazlaydı.
Çok fazla konuşuyorsun.
Onlar çok şey kaybetti.
Çok fazla para mı?
Benim bir sürü hayallerim var.
Bir sürü fikrim var.
Ben çok fazla biliyordum.
Ben çok biliyorum.
Çok fazla söyledim.
O çok fazla şey biliyordu.
Çok fazla düşünüyorsun.
Eskiden çok et yerdim.
Biz çok fazla zaman israf ediyoruz.
Birçok peynir verdim.
Bir sürü şey aldım.
Son zamanlarda çok içiyorum.
Devam eden bir sürü şey var.
Devam eden çok şey vardı.
O çok şey biliyor.
Yeterince biliyorduk.
Çok daha güçlüyüm.
Tom çok şey biliyordu.
- Çok fazla içki içtin.
- Sen çok fazla içtin.
Senin birçok telefonun var.
Çok mu süt içiyorsun?
Çok kan kaybettim.
Sana çok borçluyum.
Ben bir sürü soru sorarım.
- Ben çok sabırlıyım.
- Benim çok sabrım var.
Benim bir sürü hatam var.
O, çok yer.
O çok sigara içer.
Bir sürü söylenti vardı.
Gerçekten çok uyuyorsun!
Onun çok fazla suya ihtiyacı var.
Birçok kıyafetim var.
Hayır, çok fazla değil.
Bugün oldukça çok fazla kahve içtim.
Neden bu kadar çok kedin var?
Senden çok daha gencim.
Ülkelerin halk sağlığı alanındaki temel kapasitelerini
Çok alan yok.
Akıl süzgecinden fazlaca geçirirsek
Yani çok fazla enerji gerektiriyor.
O çok fazla.
- Meg çok fazla konuşuyor.
- Meg çok fazla konuşur.
Haziranda çok yağmur yağar.
Kışın çok kar var.
Taro, sıkı çalışıyor.
Tom çok fazla konuştu.
Birçok kitaba ihtiyacım var.
Çocukların çok uykuya ihtiyacı vardır.
O, çok fazla konuşur.
Çok fazla yemek yemeyin.
Fazla şarap içmem.
O onun hakkında çok konuşuyor.
Çok fazla para harcıyorsun.
Tom çok fazla kutlama yapar.
Ben bugün çok fazla yedim.
Çok alkol alıyor.
Ben dün çok fazla yedim.
O çok fazla yiyor.
O, çok fazla içiyor.
O çok konuşur.
O, dün çok içti.
Merkatör'den çok daha iyi.
- Japonya çok kâğıt tüketmektedir.
- Japonya çok kağıt tüketiyor.
Çok soru soruyorsun.
O bize yiyecek çok şey verdi.
Gezi çok fazla para gerektirir.
Fazla bira içmem.
Çok fazla çalışıyorsun.
Hâlâ çok zamanımız var.
Burada epey insan var.
- Birçok insan seyahat etmeyi sever.
- Çoğu insan seyahat etmeyi sever.
Bu çok paraya mal olurdu.
Bir sürü büyük eşya aldım.
Çok daha iyi hissettim.