Examples of using "Zostawił" in a sentence and their turkish translations:
O, pencereyi açık bıraktı.
- O kapıyı açık bıraktı.
- O, kapıyı açık bıraktı.
Tom bunu bıraktı.
Tom Mary için bir mesaj bıraktı.
Brian kapıyı açık bıraktı.
Kapıyı kim açık bıraktı?
Pencereyi kim açık bıraktı?
O, son sayfayı boş bıraktı.
Oğluna büyük bir servet bıraktı.
- Tom eşini terk etti.
- Tom hanımını terk etti.
Tom pencereyi açık bıraktı.
Tom evi oğluna bıraktı.
Tom kapıyı kilitlemeden bıraktı.
Tom kapıyı açık bıraktı.
Tom oğluna bir servet bıraktı.
Bagajını istasyonda bıraktı.
O, vasiyetinde karısına bir servet bıraktı.
Tom bize bazı şeyler bıraktı.
Tom arka kapıyı açık bıraktı.
Tom anahtarlarını bana bıraktı.
Biri şemsiyesini salonda bıraktı.
Tom şemsiyesini otobüste bıraktı.
Tom çantasını masasının üstüne bıraktı.
Yarısını bırakmış. Belki beğenmemiştir.
Araba arkasında bir toz bulutu bıraktı.
Tom masaya büyük bir bahşiş bıraktı.
O annesini ve kız arkadaşını Fransa'da bıraktı.
Tom'u yalnız bırak dedim.
Babası vasiyetinde evi ona bıraktı.
Tom ders kitabını arabada bıraktı.
Tom trende şemsiyesini bıraktı.
Tom senin için masanın üstüne bir şey bıraktı.
Ailemi yalnız bırakmanı istiyorum.
Bayım, çakmağınızı masada unuttunuz.
Cüzdanını evde bıraktığını söyledi.
Tom eşini çocuklarla birlikte evde bıraktı.
Tom'un anahtarlarını nerede bıraktığı hakkında fikri yoktu.
Tom meseleyi tamamen Mary'ye bıraktı.
Tom ödemek için söz vermesine rağmen, Mary'yi faturayla sıkıştırdı.
Tom istasyona zamanında varabilmek için işini yarım bıraktı.