Examples of using "Zna" in a sentence and their turkish translations:
O, şehri iyi bilir.
Tom onu biliyor.
Tom bizi tanır.
O, Mary'yi tanıyor.
O, İspanyolca bilir.
Tom bir kısayol bilir.
Kim Rusça konuşur?
Dişi, yolu çok iyi biliyor.
O kendini iyi tanır.
O seni biliyor mu?
Onu tanıyan bir var mı?
O, İngilizce bilmez.
Jorge dört tane dil konuşabilir.
Hiç kimse geleceği bilmiyor.
Kimse sebebini bilmiyor.
O, gerçeği bilen tek kişi.
O, babasını tanımıyor.
Kim bilir?
Herkes isimlerimizi bilir.
O benim karımı bilir.
Bir adresin var mı?
- Cevabı bildiği kesindir.
- Cevabı bildiği belli.
O beni bilmiyor.
Tom gerçeği bilmiyor.
Tom sebebi bilmiyor.
Onun adını herkes bilir.
Kalbim gerçeği biliyor.
Tom Fransızca bilmez.
Müzik sınırları tanımaz.
O beni biliyor mu?
Tom bizi iyi tanır.
O, bu kasabayı oldukça iyi bilir.
O bizi çok iyi tanır.
O, birçok insan tanıyor.
Uzun zamandır onu tanıyor musun?
Gerçek anlamı birkaç kişi biliyor.
Bu sorunu kim bilmiyor?!
Cevabı bilmiyormuş gibi yaptı.
Japonca bilen biri var mı?
Buradaki herhangi biri Fransızca bilir mi?
Fransızca konuşabilen birini arıyorum.
Senin sırlarını kimse bilmez.
Hikayeyi önceden biliyordu.
Sizin kaçınız Tom'u tanıyor?
Hiç kimse onun adını bilmiyor.
Rahmetlinin adını bilen var mı?
Tom Mary'nin köpeğinin adını bilir.
Tom Mary'yi küçük kızkenden beri tanımaktadır.
O kişiyi tanıyor musun?
Tom, Boston'u çok iyi biliyor.
O, siyaset hakkında bir şey bilmiyor.
Onun başarısının sırrının altında biri var mı?
O, evleri nasıl satacağını biliyor.
Tom'un cevapları bilmediğini düşündüm.
Tom biraz Fransızca konuşabildiğini söylüyor.
Tom'un Mary'yi tanıyıp tanımadığını merak ediyorum.
Tom sırrı biliyor gibi görünüyor.
Oğlum saati okuyabiliyor.
Tom Mary'yi tanımadığını söyledi.
Sizden biri onları tanıyor mu?
- O, hiçbirimizi tanımaz.
- Hiçbirimizi tanımıyor.
O, New York'u oldukça iyi bilir.
- Sanırım Tom buradaki herkesi tanıyor.
- Tom buradaki herkesi tanıyor, sanırım.
Tom'un Fransızca konuşabildiğini hiç bilmiyordum.
Tom Mary'nin erkek arkadaşının kim olduğunu bilmediğini söyledi.
Onun sırrı bildiğine dair bir izlenimim var.
Onun sekreteri bir gerçeği biliyor gibi görünüyor.
Tom Mary'nin birlikte geldiği adamı tanır.
Tom Fransızca konuşan bir adam tanıyor.
O, balık hakkında o kadar çok şeyi nasıl öğrendi?
John, İngiliz tarihini A'dan Z'ye bilir.
- Bay Brown'ı biliyor musun?
- Bay Brown'ı tanıyor musunuz?
O, adamı tanımadığını söyledi, bu bir yalandı.
Tom Mary'ye onun yeni adresini bilip bilmediğini sordu.
Öylesine eski bir şarkı ki onu herkes bilir.
Sekreter güzel olmasının yanı sıra İngilizcede iyidir.
Tom o fabrikada çalışan birkaç adamı tanıyor.
Benim Tom'u tanıdığım gibi hiç kimse Tom'u tanımıyor.
Herkes Tom'un Fransızcayı çok iyi konuşamadığını bilir.
Tom Mary'nin Fransızca konuşabileceğini düşünmediğini söyledi.
Tom Mary'yi tanımayan tek kişi olmayabilir.
Birinin beni tanımasının oldukça olası olmadığını biliyorum.
Fransızca konuşabilen bir avukata ihtiyacım var.
yapay zekâda sevgi yetisi olmadığını size söyleyebilirim.
- Birçok insan sadece bir dil konuşuyor.
- Birçok insan yalnızca bir dil konuşuyor.
Hiç kimse onun adını bilmiyor.
O Fransızca konuşabiliyor.
Kendi ortamında avlanmayı ve üstün olmayı çok iyi biliyor. Ne isterse yapar kısacası.
Bir uzman sahasında yapılabilecek en kötü hatalardan bazılarını ve onlardan nasıl sakınacağını bilen biridir.
- Tom'un Fransızca konuşmayı bildiğine dair hiçbir fikrim yoktu.
- Tom'un Fransızca bildiğine dair hiçbir fikrim yoktu.
Mary iyi Esperanto bilgisine sahip olmanın yanı sıra bir Portekizce anadil konuşuru ve İngilizce ve İspanyolcada akıcıdır.
Tom Mary'nin tanıdığı araba süremeyen tek yetişkin.
Senin geçmiş deneyimini bilmeyen biri senin bir yerli konuşmacı gibi konuştuğunu söylerse, bu senin bir yerli konuşmacı olmadığını onlara fark ettiren konuşman hakkında muhtemelen bir şey fark ettiği anlamına gelir.Yani, senin gerçekten yerli konuşmacı gibi konuşmadığını.