Examples of using "적어도" in a sentence and their turkish translations:
sadece görebildiğimiz evrende.
Ama en azından ayağa kalkıp ilerlemeye çalışıyorsanız
ama ne olursa olsun en azından yalnız olmayacaksınız.
Bunu haftada bir kez duyuyorum.
En azından biraz da Çin'i söylemlerini değiştirmeye zorladılar.
Bu bakterilerden bazılarını tanıyor olmalısınız.
ve en azından bir dereceye kadar neyin geldiğini görebiliyoruz.
En azından bir canın bu sayede kurtulduğunu gördüm.
anlamda. Siz bu videoyu izleyenler arasında eminim bir SAMSUNG, HYUNDAI ya da LG