Examples of using "있게" in a sentence and their turkish translations:
alma izni vermeleri için yalvardım.
Etrafımızdaki dünyayı anlamamıza yardım eden şey.
Onurlu bir şekilde fabrikayı kapatıyorlardı.
ve bunu söyleme cesaretiniz olur.
eğitim seviyesini ve standart yaşam şeklini
mikropların gelmesini ve karbonun tümünü
Burada uzun süre kalmayacaklar
Uzay mühendisliğini kullanarak
gerçek dünyadaki uygulamalarla
Kötü yapmak, harekete geçmenizi sağlar.
ve kitabın içinde tam da bu noktada olduğumu fark ettim,
Kendimi, kültürümün içinde gerçekçi bir şekilde
Eğer gençlerimize mükemmellik tuzağından kurtulmaları için yardım etmek istiyorsak
gıda teminimizde çok büyük etkiye sahip olabilir.
başkalarını da görüyorsunuz:
bu sorulara cevap verebildiğim ilk yıl.
Rakiplerimi yenip tuzağa düşürebiliyordum.
üç ay daha tuttu.
hikayelerimi güldürmek için anlattığımı fark ettim.
Kendimi pencereye attım
Bizim sistemimiz bunu cerrahi girişim olmadan yapabilir.
çünkü entegrasyon sistematik olarak nefretle savaşıyor.
Birbirlerini takip edebilmek için doğuştan gece ışıkları var.
herkesin başlayabileceği dört ilk adım,
Artık evinin konforunda IV antibiyotiğini alabilir:
Lisa iki kızının da okul ve forma masraflarını
Bu yavrular, yedi haftadan biraz uzun bir süre sonra uçabilecek.
Ve sadece hayatı daha yaşanır yapmak değil
sığınma yasalarında köklü değişiklikler yapıyor.
istediğimiz herhangi bir şarkıya ne zaman istersek ulaştık.
birbirimizi derinden görmüyoruz, iyi davranmıyoruz.
Bilim sayesinde evreni oldukça iyi biçimde kavrayabiliyoruz.
Ama şimdi bilim bu tanımı değiştirebileceğimizi söylüyor.
çok daha az komplikasyon ile yüzde 30 oranında
Aşırı derecede tutkulu olduğum çalışmamı sürdürmeme olanak sağlayan
sonunda gitarı yeniden çalmamı sağlayacak aksesuarlara sahiptim.
Fakat artık son teknoloji çekim teknikleri kullanarak zifiri karanlıklara dalabiliyor...
Normal zamanlarda bu bağlantılar, işletmelerin çalışanlarına ödeme yapmasına olanak tanıyan şey.