Translation of "됐습니다" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "됐습니다" in a sentence and their turkish translations:

됐습니다

İşte bu.

됐습니다, 가시죠

Bu işimizi görür. Hadi.

준비 다 됐습니다

Ve işte hazırız.

지적으로는, 붕괴 됐습니다.

Bu doktrin düşünsel olarak çöktü de.

이런 것을 알게 됐습니다.

Bu ise oradan öğrendiğim şey:

프레젠테이션에 더 쓰이게 됐습니다.

tasarım ve sunum bizim için daha az önemli oldu.

됐습니다 나쁜 결정이 아니었길 바랍시다

İşte başlıyoruz. Bunun kötü bir karar olmamasını umalım.

빅 캣과 사냥터를 공유하게 됐습니다

Avlanma sahalarını büyük kedilerle paylaşıyorlar.

24시간 후 저는 이렇게 됐습니다.

24 saat sonraki halim.

내장을 제거하고 나면... 구울 준비가 됐습니다

ve temizledikten sonra  pişmeye hazır olacak.

‎아프리카 사바나에서는 ‎거의 초승달이 다 됐습니다

Ay, Afrika Savanı'nda neredeyse en karanlık evresinde.

‎지금은 5월이고 ‎새끼들은 이제 4개월이 됐습니다

Aylardan mayıs ve yavrular şu an dört aylık.

여기가 좀 날카로우니 로프를 보호해야겠어요 됐습니다

Korumak istediğim sivri kısım da burası. Pekâlâ.

상업목적으로, 파티장소 등등 다목적 장소가 됐습니다.

iş için, topluluk toplantıları vs. oldu,

책 안으로 들어가서 깨달을 수 있게 됐습니다.

ve kitabın içinde tam da bu noktada olduğumu fark ettim,

우리가 찾던 생물 중 하나를 찾아내게 됐습니다

ve aradığımız yaratıklardan birini bulmamı sağladı.

삶을 보는 또 다른 개념을 접하게 됐습니다.

Yaşamın farklı bir fikri ile buluştum.

‎이 피난처는 이미 ‎다른 동물 차지가 됐습니다

Bu sığınağa önceden el konulmuş.

2002년 총선에서 압승을 거두고 터키 총리가 됐습니다

2002 seçimlerinde ezici bir zafer kazandı ve Türkiye Başbakanı oldu.

‎이 새끼는 ‎겨우 생후 2주 됐습니다 ‎배가 고프죠

Bu yavru en fazla iki haftalık. Ve aç.

루스 윌리엄스가 많은 흑인배우들에게 연극을 가르치는 장소도 됐습니다.

Orası Ruth Williams'ın siyahi aktörleri eğittiği bir yer.

그리고 점점 더 커져 반 에르도안 시위가 됐습니다

Olaylar büyüdükçe büyüdü çünkü olaylar temsil niteliği taşıyordu.

준비 다 됐습니다 뱀 구덩이로 내려가는 건 언제나 흥분되네요

Ve işte hazırız. Bir yılan kuyusuna inmek her zaman heyecan vericidir.

‎이제 때가 됐습니다 ‎사람들은 거의 다 ‎잠자리에 든 시간이죠

Ancak şimdi... ...çoğu insan yataklarına yerleşince...

몇 년 전부터 이 지도에는 충분히 담아내지 못하게 됐습니다.

Birkaç yıl önce, bu harita yeteri kadar iyi değildi.

오늘 당신은 현명한 결정들을 내렸고 우리가 찾던 생물 중 하나를 찾아내게 됐습니다

Bugün akıllıca seçimler yaptınız ve aradığımız yaratıkların birini bulduk,

‎하지만 이제는 ‎최첨단 촬영 기술을 사용하여 ‎새까만 바닷속으로 ‎뛰어들 수 있게 됐습니다

Fakat artık son teknoloji çekim teknikleri kullanarak zifiri karanlıklara dalabiliyor...

‎겨울이 주는 난관을 ‎유리하게 이용한 덕분에 ‎울버린은 기나긴 북국의 밤의 ‎진정한 지배자가 됐습니다

Kışın sunduğu zorlukları avantaja çevirerek o uzun kuzey gecelerinin hakiki hâkimleri hâline gelmişlerdir.

‎도시의 불빛이 ‎밤하늘을 압도하면서 ‎동물들은 더 이상 별을 보고 ‎방향을 읽을 수 없게 됐습니다

Şehir ışıkları gece gökyüzünü aydınlığa boğduğundan hayvanlar, yıldızlara bakarak yol bulamaz oluyor.