Examples of using "Tanta" in a sentence and their turkish translations:
Ne ekersen onu biçersin.
Çok korkuyorum.
Çok bira içmeyin.
Çok fazla televizyon izlememelisin.
- Çok fazla televizyon seyretmezdim.
- Televizyon fazla izlemezdim.
O kadar acelem yok.
O kadar çok bira içmem.
Sana iyi şans diliyorum.
O uzun bir yol kat etti.
Pek çok çeşitlilik var.
Köpeklerden çok korkarım.
Ben birçok ikiyüzlülük görüyorum.
Hiç bu kadar korkmamıştım.
çok fazla çöküş pornosundan uyuşmuş durumdayız.
Geri verecek çok enerjim vardı.
Niçin bu kadar çok insan Kyoto'yu ziyaret ediyor?
Çok fazla kişi geride bırakılıyor.
Kimse neden bu kadar korktuğumu anlamıyor.
- Tom'un neden bu kadar korktuğunu merak ediyorum.
- Acaba Tom neden bu kadar korkuyor, merak ediyorum.
Hepimiz çok susamıştık.
Eskisi kadar çok et yemem.
Daha önce bu kadar çok kar yoktu.
Bu kadar çok baskının üstesinden gelmek benim için zordur.
Dün gece o kadar çok bira içmemeliydim.
Gençler çok televizyon izlememeli.
Geçmişte hiç bu kadar çok kar yoktu.
O kadar çok televizyon izlemeseydi, çalışmak için daha fazla zamanı olurdu.
Neden bu kadar çok insan var?
Sizinle gelmeyi çok isterdim ama benim param yok.
Konserde çok insan vardı.
İtalyanın bu kadar büyümesi nasıl mümkün? Bu kadar yolsuzluk, düzenleme
Burada her zaman çok insan var mı?
Bu konserde çok insan var.
Burada Tokyo'da çok fazla insan var.
Tom Mary'nin çok akıcı şekilde Fransızca konuştuğunu bilmiyordu.